Dün 1 Mayıs’tı, Türkiye’yi Ukraynalaştırmak isteyenler yine iş başındaydı… Hayatında hiçbir zaman işçilik yapmamış bir sürü eşkıya polisimize taş atmak, ülkemizi savaş alanına çevirmek için yine meydanlardaydı…
Amaç belli, devletimiz zayıflasın, çok rahat bir şekilde her türlü oyun bu ülkede oynanabilsin istiyorlar…
Türkiye’nin güçlü olmasını istemiyorlar…
DHKPC terör örgütü iş başındaydı ve elbette CHP, İşçi Partisi, Halk Evleri, DİSK, KESK üyeleri de bu vandallığa destek olmak için sabahtan akşama kadar mücadele etti…
Konya’da ki yürüyüşlerini izledim, en önde DİSK’li devletten geçinmeciler var, yanlarında Atilla Kart, arkalarında, Halk Evleri, KESK, DİSK, CHP…
Başbakanımıza hakaret ediyorlar, dindarlara, ülkemize… Hakaret ediyorlar…
Bir pankart dikkatimi çekiyor, “Din Dersine Hayır”
Tuhaf, ne yapacaksınız, din dersini, niye karşı çıkıyorsunuz, bırakın insanlar istedikleri gibi dinlerini öğrensinler ama öyle değil, adamların geleneğinde diktatörlük var…
Bağırıyorlar, Mustafa Kemal’in askerleriyiz, Ne Mutlu Türküm Diyene…
İşin tuhaf tarafı arkalarında da Kürtler var, BDP’li ve bir de neydi bilemiyorum yeni kurdukları parti, işte o partinin pankartları var…
Trajikomik bir durum, iktidara gelirlerse Kürtçenin bile konuşulmasını engelleyecek CHP ve arkasında Kürtlük için mücadele ettiğini savunan topluluk…
Bu ne perhiz ne lahana turşusu diyeceğim ama kime diyeceğim…
Nerede birleşiyorsunuz siz ey, Kürtlerin haklarını savunuyoruz, diyen tuhaf tipler, CHP ile Halk evleri ile nerede birleşiyorsunuz?
Bu insanlar faşist, peki siz faşistlere hayır diyorsunuz?
CHP’liler “Ne mutlu Türküm diyene” diye bağırıyor…
Türk olmayan mutlu olmayacak mı? Mutluluğu hak etmek için Türk mü olmak lazım? Ve siz ey Kürtlerin haklarını savunduğunu zanneden zavallılar, bu CHP ile nasıl oluyor da aynı noktada buluşuyorsunuz?
Benim bildiğim CHP’lilerin işçilikle falan alakası yoktur…
Gidin bakın, Organize Sanayindeki fabrikalarda çalışan işçilere, döküm sanayisinde zehirle ekmek parası için arkadaş olan işçilere…
Aralarında bir tane bile CHP’li bulamazsın, ey Atilla Kart sana mı kaldı İşçi hakkını savunmak?
Devletten geçinmecilerin devleti hizaya getirme korteji…
Taksim’e giremediler, giremezler, zira taksim Devleti hizaya getirme yeri değildir, Taksim bu milletindir, eşkıyaların değildir…
Türkiye Ukrayna olmayacak, Mısır olmayacak… Ve istemeseler de İnşa Allah Büyük Türkiye kurulacak…
Neticede 1 Mayıs’ı da burnumuzda getirmek istiyorlardı ama HAK İŞ ile MEMURSEN buna müsaade etmedi…
MEMUR-SEN Genel Başkanı Ahmet Dündoğdu gerçekten müthiş bir konuşma yaptı, Diyarbakır’da…
HAK İŞ Genel Başkanı Mahmut Aslan’da Kayseri’de konuştu… Oda müthişti…
Eğer HAK İŞ ile MEMUR SEN olmasa inanınız dün tamamen eşkıyanın esiri bir 1 Mayıs yaşamış olacaktık…
Bu millet ile aynı çizgide HAK İŞ ile MEMUR-SEN’in önemini dün gördük, demek ki bu sendikalarımıza sahip çıkacağız, destek olacağız, zira bu sendikalarımız Büyüyen Türkiye’yi anlıyor, Yeni Türkiye’nin bir parçası olmaktan onur duyuyor…
HAK-İŞ ile MEMUR-SEN’in İstanbul’dan gündemi Kayseri’ye ya da Diyarbakır’a taşımasını, İşçinin, çalışanın sözcüsü olmasını, işçinin yaşanan gündeme dair görüşlerini, dile getirmeleri destekliyoruz…
Bu bir kahramanlıktır, bu bir başarıdır, bu bir vatan savunmasıdır…
Elbette hem Ahmet Dündoğdu, hem Mahmut Arslan çalışanların sorunlarını da dile getirdiler, Sayın Mahmut Arslan’ın özellikle taşeron işçilerle ilgili açıklamaları çok önemliydi…
Zaten mesele hak aramak değil, mesele eşkıyalık yapmak ve onun için bu millet CHP, İşçi Partisi, Halk Evleri, DİSK, KESK gibi kurumları elinin tersiyle itiyor ve onun için HAK İŞ ile MEMUR-SEN’i bağrına basıyor…
MEMUR-SEN ile HAK-İŞ’e teşekkürlerimizi sunuyoruz, iyi ki varsınız…