Korona günlerinde ülkemizde ve ülkemizin etrafında olup bitenleri izlerken dalıp gidiyorum.
Doğu Akdeniz ve dünya tarihinin vazgeçilmez savaş sebebi olan Ortadoğu yine birileri tarafından pay edilmeye çalışılıyor.
Yeni enerji kaynaklarının paylaşılması, dağıtımı, satışı…
Ve bu ateş çemberinin tam ortasında Türkiye.
Akdeniz’de bir biri ardına düzenlenen tatbikatlar. Fransa tarafından gazlanarak efelenen Yunanistan.
Herhalde Yunanistan bölgemizin en aciz ülkesi. Birinci dünya savaşında da batılı ülkeler tarafından gazlanarak Anadolu topraklarını uçtan uca alabileceğini sanıyordu. İngiltere’nin desteğini çekmesi ve Kurtuluş mücadelesi sonrası nasıl kaçacaklarını şaşırmışlardı. Yine aynı şekilde gaz veriyor birileri Yunanistan’a.
Yunanistan ilk hamlesinde geri dönüşü olmayacak bir yola girer ve bu yolda sırtını sıvazlayanlar onu yalnız bırakırlar. Önemsiz bir test piyonu olduğunu anladığı zaman iş işten geçmiş olacak.
Türkiye düşmanlarının hesaba katmadıkları çok önemli bir faktör var. ( ya da aslında bunu bildikleri için düşmanlık ettikleri bir faktör)
Türkiye çok büyük bir mirasa sahip. Bu miras bir mahkumiyet…
İslam’la müşerref olduktan sonra Türkler ilk kez ve son kez mahkum oldular…
Neye mi?
Dünya hakimiyetine.
Kimse kusura bakmasın. Ekonomi düzelmeyecek. Terör bitmeyecek. Çevremizde ki ülkeler bize dost olmak isteseler de olamayacaklar. Haçlılar bizim rahat edeceğimiz hiçbir şeye izin vermeyecekler. Taki hilal yeniden (ve muhakkak) üstün gelene kadar.
Anlayalım artık. Bu haç ve hilalin kavgası. Hilal bize emanet. İstemiyoruz, karışmıyoruz, ne isterseniz yaparız bile desek faydası yok. Bizim en bizden olmayanımız bile hilal uğruna ölür. Bunu biliyorlar. Buna göre hareket ediyorlar. İçerde doğal gündemle boğuyorlar bizi. Haçlı seferi düzenleyecek değiller ya? Önce bizi bize kırdıracaklar. Öyle silahla falan da değil ha. Aile düzenimizi bitirecekler, dostlukları bitirecekler, komşuluğu bitirecekler, tahammülü bitirecekler… Bırakalım artık birbirimize kızmayı. Emin olun düşman büyük. Emin olun bizi tamamen bitirmeden rahat etmezler.
Silah satmıyorlar silah yapıyoruz. İnsansız hava aracı satmıyorlar onların yaptıklarından daha iyisini yapıyoruz. Düşman ol diyorlar dost oluyoruz. Görmezden gel diyorlar el uzatıyoruz. Nerede mazlum varsa hamiliğini yapıyoruz. Sonra da batı bizi neden sevmiyor diye düşünüyoruz.
Sevmeyecekler…
Onlarda bizde biliyoruz, miras elbet ehli olan sahibini bulacak…