Hafta yine koalisyon tartışmalarıyla geçecek.
Devlet yönetme hassasiyetimiz olmayınca ‘bırakın ne halleri varsa görsünler’ duygusallığında çözüyoruz biz koalisyon formüllerini… Ama omuzlarında devlet sorumluluğu olanlar bizim kadar rahat değil tabi… Ancak on yıllardır devletçi ve milletçi olduklarını iddia edenler de en az benim kadar işin ciddiyetinden uzak…
Ben oynamayacağım, onunla oyna… Siz tek kale maç yapın ben bakarım… Erdoğan Anayasal sınırına çekilsin (Sanki anayasadan farklı bir yerdeymiş gibi). Çözüm süreci bitsin, düğün süreci başlasın vs… Tüm bunlar sizde 9 ışıktan vazgeçin, Alpaslan Türkeş’in önderliğini reddedin, Ocakları kapatın istekleri kadar anlamsız ve gereksiz…
Bu ‘Ak Parti-CHP’ koalisyonu olsun da ben sonraki seçimde oylarımı bir iki puan artırayım kurnazlığından başka bir şey değil… Bu yol çıkmaz sokak… Ülkeyi hükümetsiz bırakmaktan başka bir işe de yaramayacak… Bunu MHP’de, Bahçeli’de çok iyi biliyor… Bu milletin kendine bunu reva görenleri affetmeyeceğini de… Yakar toptan kaçan çocuklar gibi iktidar sorumluluğundan kaçanları, sandığın şiddeti yakacaktır… Sonunda gelecekleri kapı aşikar…
Sadece nazlanınca yüzgörümlüğünün daha çok olacağını sanıyorlar…
Kardeşliğe ihanet…
Ben nerede hata yapmış olabilirim diye düşünmeden ‘Kürtleri kardeşlik hukukuna ihanet etmekle suçlamak’ ihanetin ta kendisidir… Ki Ak Parti yönetimi bu konuda açılan yaraları büyük bir hassasiyetle kapatmaya çalışırken, kendilerini Ak Partinin Sosyal Medya sözcüsü gibi görüp yarayı daha da büyütmeye çalışmak daha büyük bir ihanettir.
Hem davaya, hem de kardeşliğe… Anadolu’nun herhangi bir yerinde düşen oylar için ‘Türkler kardeşliğe ihanet ettiler’ denilmezken, ,Güneydoğu’da düşen oylar için ‘Kürtlerin kardeşliğe ihanet ettiğini’ iddia etmek kardeşliği hançerlemektir…
Samimiyetsizliğinizde boğulacaksınız…
Berkin Elvan ve Ali İsmail Korkmaz’ın babaları için duygusal mesajlar yayınlayanların, Yasin Börü başta olmak üzere tüm Müslüman gençlerin babalarını yokmuş gibi davranmaya çalışmaları samimiyetsizliğin tepe noktasıdır… İktidar partisi ile alıp veremediğiniz şeyler insanlığınızdan çok kaybettirmiş bile diyemiyorum, çünkü sanıyorum zaten hiç yoktu…
Hayat rehberi; Namaz
Namazın günde 45 dakika, ayda bir gün yılda on iki gün vakit alacak basit kolay bir ibadet şekli olduğu yönündeki ifadeleri doğru okumakta fayda var… Evet esas itibariyle çok vakit alan bir ibadet olmamasına rağmen dinin olmazsa olmazı… Ancak Namaz günün geri kalan 23 saat 25 dakikasını ayın 30 günün yılın 365 gününü şekillendirmiyorsa bir eksiklik var demektir… Asıl zor olan kısmı da budur zaten; Hayatı İslam üzerine şekillendirmesi…