Karabağ, Doğu Türkistan, Bosna, Suriye, Irak, Filistin, Arakan ve daha niceleri…
Bu ümmetin tarihi şerefli, muzaffer olduğu kadar, maruz kaldığı katliam ve soykırımlarla dolu. Bu katliam ve soykırımlar hala da devam ediyor…
Srebrenitsa’da BM ordusunun gözü önünde 8 binden fazla Müslüman Boşnak’ın soykırımına delil arayan (toplu mezarlar bulunmadan önce) uluslararası teşkilatlar ve dünya devletleri, uydurma “Ermeni soykırımı” için neden delil aramaz? Neden delilsiz, ispatsız kabul eder? Peki ya açık seçik delillerle ayan ve beyan olan Hocalı soykırımını neden kabul etmez? Bütün soruların tek cevabı var: çifte standartlar...
Halbuki asıl soykırımcı Ermenistan! Dün olduğu gibi bugün de aynı kalleşlikleri yapmaya devam ediyorlar. Köşeye sıkışan işgalci Ermenistan, Azerbaycan’ın aslanlarına güç yetiremeyince şimdi de sivillere saldırıyor.
Fakat aynı Ermenistan’a batı ülkeleri koşulsuz destek veriyor.
Biz her zaman Batının böyle ikiyüzlülüğü ile karşılaştık.
Karabağ’ı ele alalım. Karabağ meselesini halletmek için kurulan AGIT’in Minsk grubunda olan üç üye Amerika Rusya ve Fransa dünyada Ermeni’ye yakın ve Ermeni lobisinin doğrudan tesir edebildiği üç ülke. Tam 24 yıldır oyalıyorlar bizi. Bütün Dünyanın kabul ettiği kendi sınırımızı, kendi topraklarımızı geri alamıyoruz. Neden? Çünkü biz Türk ve İslam devleti olarak yalnızdık. Bizim somut adımlar atacak bir birliğimiz yoktu.
Şimdi kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz! Türkiye haricinde yine yanımızda dik duran bir Müslüman yok!
Birlik olmayı başaramıyoruz hiçbir zaman!
Ya kaynayan kazan Orta Doğuya ne diyelim? Amerika ve Avrupalı haçlı devletleri tam Orta Doğudan çıkacak diye düşünürken terör örgütleri peyda oldu. Bunlar öyle örgütleri ki, Allah-u Ekber diyerek Allah-u Ekber diyenlerin kafasını kesiyor. Ne dinde, ne insanlıkta olmayan şeyleri dünyaya “Müslüman Terörü” (!) diye gösteriyorlar.
Bundan da en çok kim faydalanıyor? Elbette Amerika, Fransa ve Avrupalı haçlı devletler.
O halde bu projelerin kimin laboratuvarlarında üretildiği belli olmuyor mu? Saddam’ı, Kaddafi’yi birkaç ayda bitiren Batı, DAEŞ i bahane ederek hem kendisi hem de büyütüp beslediği örgütü PYD ile hal Orta Doğuda.
Bunların düşmanlık yaptığı şey İslam! Modern haçlı savaşlarını yaşıyoruz bu günlerde.
Fransa’da olanları hepiniz görüyorsunuz işte…
Müslümanlar bu kadar ağır gaflet uykusundayken haçlılar cesaretleniyor, kutsallarımıza saldırmaya devam ediyor.
Tüm bunlar olurken de bilinç altımıza İslam’ı terörle iliştirerek algılarımızla oynuyorlar.
İstatistiklere göre Avrupa’da son 10 yılda işlenen terör olaylarında Müslüman görünümlü teröristlerin yaptığı terör eylemleri sadece % 5. Diğer % 95’i aşırı sol gruplar, ırkçılar ve diğerlerinin yaptığı terör eylemleri teşkil eder. Yine ABD’ de 11 Eylül’den sonra terör eylemlerinde 2000 insan öldü, ancak Müslüman teröristlerin(!) yaptığı eylemlerde ölenlerin sayısı sadece 37 kişi. Ama bunu kimse söylemiyor. Bizim şuurumuza bütün terör eylemlerini Müslümanlar yapar diye yerleştiriyorlar.
Terörün dini, mezhebi, ırkı yoktur. Eğer olsaydı tek Karabağ ve Bosna’da Ermenilerle Sırpların yaptıklarına bakarak Hıristiyanlar terörist diyebilirdik.
Ya da Charlie Hebdo’nun, dinimize ve peygamberimize yaptığı saldırıların terör saldırısından ne farkı var?
Fransa’da İslam Peygamberine hakaret edenleri öldürenlere terörist dedikleri halde Norveç’te 77 masumu katledene “din taassubundan yaptı” adıyla suçunu azaltmak istiyorlardı.
İşte bunlar bu kadar ikiyüzlü. Gavur, gavurluğunu yapıyor neticede. Ancak ben her zaman söylemişim ve yine söylüyorum, İslam Dünyasının en büyük sorunu gavurun gavurluğunu yapmasında değil, Müslüman’ın kendi Müslümanlığını yapmamasındadır!