Dün Konya Büyükşehir Belediyesinden zarif bir çanta içinde bir zarf ve bir CD kutusu ve bir de DVD’in olduğu güzel bir paket geldi.
Öncelikle şunu ifade edeyim, Konya Büyükşehir Belediyesinin bırakın o içindeki çalışmaları, sadece bu zarif çanta içinde gönderdiği mektup bile net bir övgüyü hak ediyor belirteyim.
CD paketinin içinde 3 tane CD var. Bu CD’lerde ise Konya Türküleri yer alıyor.
Ve toplamda CD’lerde 36 Konya Türküsü yer alıyor.
CD kutusunda ayrıca bir kitapçık var, bu kitapçıkta ise Konya Türkülerinin sözleri yer almış. CD kutusu küçük ama ciddi bir kültür hizmetini içinde barındırıyor.
DVD’de ise Anadolu Selçuklu Belgeseli var.
Belgeselin sponsorluğunu Konya Büyükşehir Belediyesi üstlenmiş. Daha doğru bir ifade ile Konya Büyükşehir Belediyesi TRT’ye bu belgeseli yaptırmış.
Gerçekten çok önemli bir büyük kültür hizmeti…
Tarihe not düşülebilecek müthiş bir belgesel. Türünün de ilk örneği.
Eminim Anadolu Selçukluların anlatıldığı çok fazla belgesel vardır ama ben bu boyutta, bu açıklıkta, bu güzellikte bir belgesel izlemedim, onun için türünün ilk örneği, diyorum.
Konya Büyükşehir Belediyesini böyle önemli bir kültür hizmetine imza attığı için kutluyoruz.
Çekimler tam 20 ilde yapılmış. Tabi ki tamamını izledim. Zaten bir defa TRT’de gösterilmişti, o zaman da izlemiştim. Böylece iki defa izlemiş oldum, zenginleştim.
Basit bir anlatımla, sağduyulu bir çalışma olmuş.
Başka bir anlatımla ise bilimsel gerçekliğe bağlı, abartısız, takıntısız, nitelikli ve ilk olduğu için de ayrıca takdiri hak eden bir çalışma olmuş Anadolu Selçuklu Belgeseli.
Konya Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Tahir Akyürek kişiye özel bir mektup da yazmış bu belgeselle ilgili olarak.
Dediğim gibi gerçekten birinci sınıf, takdiri hak eden bir çalışma.
2 Bölümden oluşuyor Anadolu Selçuklu Belgesel’i. Yaklaşık ise 44 dakika, hadi diyelim 45 dakika ama izlemeye değiyor.
Şimdi öncelikle şunu ifade edeyim, bu belgesel her ilkokulda, her ortaokulda, her lisede ve hatta her üniversitede Konya’da izletilmelidir.
Ve elbette ki bu Konya Büyükşehir Belediyemiz açısından da bu belgesel yalnız kalmamalıdır, son olmamalıdır. Bundan sonra da bu tür başarılı belgesellere devam edilmelidir.
Sanat, Devlet Yapısı, Sivil Toplum, Vakıflar, Sosyal Hayat, Edebiyat… Selçuklu ve Konya’nın hepsi ama hepsi farklı farklı başlıklarla mutlaka belgesel halinde çekilmeli ve tarihe not düşülmelidir. Konya Büyükşehir Belediyemiz bunu yapabilir, yapmalıdır da.
Neyse geçelim belgesele.
Şöyle ifade edeyim, 40 dakikada Anadolu Selçukluları anlayabiliyorsunuz. Bu açıdan da çok başarılı bir çalışma.
Selçuklu Devleti aslında aynen Osmanlı gibi bir uç devlettir. O dönemde Müslümanların yoğun olarak yaşadığı Maveraünnehir Bölgesindeki kargaşaya kapılmamış, daha çok dışarıya yönelmiş ve Gaznelileri yenmesi ile de devlet olmuş.
Sizin anlayacağınız içerideki fitne ile uğraştığınız zaman bitiyorsunuz ama dışarıdaki düşman ile mücadele etmeye başlarsanız kazanıyorsunuz.
1040 yılında Selçuklu Devleti Kurulmuş, 1055 yılında Bağdat alınmış, Abbasi Devleti kurtarılmış. Afşin Bey 1069 yılında önce Antakya’yı almış ve daha sonrada Konya’ya gelmiş.
Demek ki Müslüman Türkler 1071 öncesi Konya’ya gelmişler. İlk Konya’ya gelen Türklerin başında ise Afşin Bey varmış.
Tabi daha sonra Çağrı Bey Kars bölgesinden, 1071 yılında ise Alparslan Muş Üzerinden Anadolu’ya giriyorlar.
Anadolu ifadesini ilk kullananlar da Türkler değil, bunu da bu belgeselden anlıyorsunuz.
Türkler Anadolu’ya, Konya’ya işgal için gelmiyorlar, bu toprakları yurt edinmek için geliyorlar.
İşin daha da tuhafı buralardaki Hıristiyanlar, Ermeniler, Rumlar, Yahudiler Müslüman Türkleri dışlamıyor, bilakis onlarla birlikte yaşamaya başlıyorlar.
Buna iki önemli örnek ise Frankların Kıbrıslılardan kurtarmak için Antalya’yı Selçuklu Sultanına şikâyet etmesi ve Selçukluların Antalya’yı alması ve diğeri ise Beyşehir’deki adalarda bulunan Hıristiyanların Bizanslılar buraları işgal etmek için saldırınca Selçuklular ile birlikte hareket etmesidir.
Selçuklu denizleri de çok önemsiyor, Sinop ve Alanya bu açıdan çok önemli ve Selçuklular bu iki şehir ile Deniz Yolu ile Karayolunu eklemleyerek müthiş bir ticaret yolu oluşturuyorlar. Anadolu’yu bir Serbest Bölgeye dönüştürüyorlar ve güvenliği sağlayınca da ticaretin merkezi Anadolu oluyor.
Selçuklular, yani Ecdadımız gittiği bölgedeki bütün inançlara saygı duyuyor, bütün dinlere saygı duyuyor ve müthiş bir hoş görü iklimi oluşturuyorlar. Hiçbir toplum Selçukluları kendilerine düşman olarak görmüyor, bilakis dostlar olarak görüyorlar.
Taşı işliyorlar, müthiş bir medeniyet kuruyorlar. Taşların üzerine bal gibi tatlı şiirler yazarak adeta taşa tat veriyorlar. Çok enteresan ve büyüleyici bir medeniyet kuruyorlar.
İbn-i Bibi Anadolu Selçukluları en güzel anlatan araştırmacı. Ama Mevlana Celalettin’i Rumi’den bu araştırmalarında hiç bahsetmiyor. Çok enteresan tabi, bu bölümü seyrederken biraz gülümsedim, Ey Koca Konya Ey, dedim…
Selçukluları en iyi anlatan tarihçi ise İbn-i Esir…
Hatta İbn-i Esir Süleyman Şah’ın babası Kutalmış Bey’den bahsederken, “Kutalmış Astronomi Bilimini, Felsefeyi çok iyi bilirdi” diyor. Selçuklu Sultanlarının hepsi eğitimli, bilgili insanlardı, bunu anlıyorsunuz.
Anadolu Selçuklu isimli Belgesel’in metnini (ki gerçekten metin çok başarılı) Hadi Şenel yapmış. Yönetmen de Hadi Şenel.
Hoş bir de seslendirme yapılmış, belgeseli seslendiren ise Erdal Küçükkömürcü…
Bu arada belgesel Türkçenin yanı sıra, Arapça, İngilizce ve Fransızca olarak da seslendirilmiş.
Evet, taşlara desen çizen, taşların yüzünü güldüren Anadolu Selçuklu’nun Fensiz, Bilimsiz, Matematiksiz, Tıpsız, Sanatsız, Edebiyatsız, Mevlanasız medeniyetin olamayacağını anlatıyor Anadolu Selçuklu Belgeseli…
Eğer Selçuklu olacaksanız İrfan kavramını çok iyi anlayacaksınız. İrfandan Umran’a ondan sonra yolculuk yapacaksınız?
At kişnemelerinin, çeliğin şakımalarının arasında taş oymalarının ritmik sesi, kopuzun büyüsü… Ezan’ın insanı sarması, inancın ideale, idealin yaşam şekline dönüşmesi…
Kesinlikle düşünmeye, üzerinde kafa yormaya, hayal etmeye değecek bir fikir Selçuklu ve Konya… Teşekkürler Konya Büyükşehir Belediyesi, teşekkürler Tahir Akyürek.
Medeniyet Okulu çerçevesinde yapılmamış bu belgesel ama inanın Medeniyet Okulu projesi çerçevesinde kesinlikle gösterimi hak ediyor.