Bütün okuyucularımın gününün aydın ve bereketli olmasını diliyorum. İsrail bu dünya düzeninin tam merkezini almış durumda. Öyle anlaşılıyor ki, hem 1. hem de 2. Dünya Savaşı zaten bu düzeni kurabilmek için çıkarılmış. Özellikle Hitler’in 2. Dünya Savaşı döneminde Yahudileri katletmesi, ABD’nin Avrupa’ya gelmesi, Hitler’in özellikle Fransa gibi ülkeleri işgal ederek etkinliklerini sınırlandırması, Japonya’da ABD’nin atom bombası ile soykırım yapması, Çin’in Uzak Doğu’yu dengeleyici bir güç olarak güçlendirilmesi, Rusya’nın Avrupa’nın batı kanadı ile Orta Asya’yı eline alması, İngiltere’nin ise koşullu bir güç haline dönüştürülmesi hep bugünler içinmiş. Bu konuları çok iyi anlamak, çok iyi tahlil etmek ve bu mevcut denkleme göre adımlar atmak gerekiyor. Demek ki bizim bildiğimizden çok daha derin stratejiler uygulamış siyonistler… Batılı kapitalistlerle kurdukları koalisyon ile hem bir sömürü hem de kendileri için dünyayı cennete dönüştürdükleri dünya düzeni kurmuşlar böylece… Finans, askeri güç ve medya ile tahkim ettikleri insanlığı bu ağır zulüm pençesinin içine sistemli bir şekilde çekmişler.
Bu dünya düzeninde Türkiye’ye az gelişmişlik yaftası giydirilmiş ve mevcut dünya düzenini koruması için karakol görevi verilmiş. Recep Tayyip Erdoğan’ı bunun için küresel güçler sevmiyor. Arap ülkelerinin tek görevi mevcut dünya düzenini finanse etmek… İran gibi ülkeler ise bu dünya düzeninde zaman zaman bozulan düzenin tamiri için kullanılan maşalar olarak görevlendirilmiş. İsrail’in niçin rahat bir şekilde soykırım yaptığını anlamak için bu düzenin işleyişini çok iyi tahlil etmek gerekiyor. PKK, FETÖ, IŞİD (DEAŞ) gibi terör örgütleri, finansal baskılar, yaptırımlar gibi bu dünya düzeninin aparatları var ve ülkeye göre, bölgeye göre sistemin sürekliliği için bunlar kullanılıyor. Avrupa’nın ve Amerika Birleşik Devletleri’nin insancıl (hümanist), demokratik, adaletli, barış merkezli, fırsat eşitliğini sunan yapısalcılığı gibi kavramlarının aslında tamamen kendi düzenlerine tapanlarla ilgili olduğunu çok net anlıyoruz artık. Kendi menfaatleri için gerektiğinde oldukça sert Makyevelist bir yaklaşım ile insanlığı yok ediyorlar. Gerektiğinde her türlü katliamı, soykırımı yapabiliyorlar ve dünyada bu düzenin patronlarına hiç kimse ses çıkaramıyor. Böyle küresel bir terörizm düzeni kurgulanmış ve bu da sürdürülüyor.
İşte bu düzenin gereği olarak dünya seyrediyor, İsrail soykırım yapıyor. Mesela bu soykırım karşısında tek ses bile çıkarmıyor Amerika, İngiltere, Kanada, Fransa, Almanya… Bu küresel zulüm ağının Türkiye’deki desteklediği lider şimdilik Ekrem İmamoğlu… Türkiye’den bu süreçte küresel zulüm ağının tek beklentisi var, o da bu düzeni onaylaması, bir yanlış varsa da onu kınamayla yetinmesi… Bakın Erkem İmamoğlu’nun CNN’e yaptığı açıklamalarına… Tam küresel zulüm ağının istediği konuşmalar… Dengeli, kınayıcı ama kendini sürecin dışında tutan bir siyaset… Ekrem İmamoğlu’nu Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra ülkemizde Cumhurbaşkanı yapmak istiyorlar. Aslında adamın CHP ile uzaktan yakından ilgisi yok ama CHP’lileri, Recep Tayyip Erdoğan düşmanı marjinalleri, kolay kanan romantikleri çok güzel bir şekilde hazırladılar bu sürece, Türkiye bu kesimlerin eliyle Ekrem İmamoğlu iktidarına gidiyor. Asıl tehlikenin de bu olduğunu keşke öncelikle Atatürkçüler, ulusalcılar bir görebilseler… İnsanlığın Türkiye’den başka da umudu yok, Türkiye milli olmak, devletini ve milletini güçlendirmesi, gücünü koruması, başlayan projelerin sürdürülmesi insanlık için çok önemli. Bunu bilmemiz gerekiyor.
Şimdi bakın, ABD’nin İsrail’in soykırımına destek olarak İsrail’e en son 26 Milyar Dolarlık hibe yardımını onayladı. Resmen alenen soykırımı destekliyor ABD... Şu ana kadar İsrail’e (rahatça soykırım yapabilsin diye) 200 milyar doların üzerinde yardım yaptı. Türkiye, teröristlere yönelik operasyon yaptığında Türkiye’nin operasyonlarında “orantılı güç” çağrısı yapan ABD ve Avrupa ülkeleri, İsrail’in Hamas’ın bilmem ne kanadının paramotorlarla yaptığı şov karşısında kocaman 20 katlı apartmanı tek atışla tuzla buza çeviren bombaları kullanmasında insan hakkı açısından bir mahzur görmüyorlar. İnsan Hakları raporlarında 120 yıl önce olmuş Ermeni tehcirini alan, PKK terör örgütü ile IŞİD (DEAŞ) ile yapmış olduğu mücadele için Türkiye’yi eleştiren ABD, İsrail’in göz göre göre bebekleri katletmesini, anneleri katletmesini, yaşlıları katletmesini, hastaneleri yıkmasını, şehirleri yerle bir etmesini görmüyor bile. Düzen bu, ABD, AB, Batı Medeniyeti, İngiltere, Kanada bu… Bakın Kanada’daki artist başkan İsrail’in katlettiği bebekler için tek kınama bile yayınlayamıyor. Türkiye terörle mücadele ediyor diye Türkiye’ye kamera ambargosu uygulatan artist, 100 binlerce masum insanın katliamına ses bile çıkarmıyor.
Siyonizm, insanlığı büyük bir dinler savaşına çekmeye çalışıyor, Hristiyanların iradelerini ve Müslüman birçok ülkenin iradesini kontrol altına almış siyonizm imparatorluğu Yahudi ve Hristiyan ortak güçleri ile Müslümanları katlediyor. Bugün Batı Medeniyeti diyebileceğimiz bu dünya düzeninin sonu öyle anlaşılıyor ki İsrail’in helakiyle birlikte başlayacak. İsrail bu medeniyetin tam düğüm noktası olarak duruyor, eğer İsrail’i yıkın, İsrail’i yok edin, bütün Batı Medeniyeti yok olacak, bunu anlayabiliyoruz. İsrail’i yok edin Batı Medeniyeti imparatorluğu yıkılır. Bu net bir şekilde görülüyor. Bu imparatorluğun çözüleceği nokta İsrail… İsrail çökerse dünya düzeni çöker. Bu imparatorluğun yumuşak karnı fundamentalist Yahudi terörizmidir. Bunu da çok iyi anlamak gerekiyor. Bunun da başarılabileceğine inanıyorum ben. Tekrar yazıyorum unutmayın, İsrail demek Almanya, Fransa, İngiltere, Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri demektir, AB ülkeleri demektir… Konstantinapol’ü fetheden stratejiyi kurabilmiş Müslüman Türk, bugün de bunu başarabilir…
Bugünlük de bu kadar, yarın görüşebilmek dileğimle…