İşletme ve insan

Dr. Ramazan Tuzla

İnsanı tüketerek üretim yapıyoruz ve insanın tüketimine sunuyoruz ürettiğimizi.

Günümüz toplumu, tam bir tüketim toplumu haline dönüşmüş durumda ve sürekli tüketiyoruz elimize ne geçerse.

Maddi varlığımızı tüketiyoruz, değerlerimizi tüketiyoruz, ilişkilerimizi tüketiyoruz, dostluklarımızı tüketiyoruz ve hülasa gözümüzün gördüğü, gönlümüzün sardığı her şeyi tüketiyoruz hiç düşünmeden.

Tüketerek, bir tükenişe doğru gidiyoruz maalesef.

Başlığımızdan uzaklaştık mı diyorsunuz?

Haklısınız!

Üretim, bir işletmede temel gâyedir. Üretimin temel gâyesi de, işletmenin devamlılığını sağlamaktır.

İşletmeyi ayakta tutacak olan kârdır.

Bir işletme için kâr elde etmenin en önemli girdisi insandır.

İnsansız bir işletme düşünülemez.

Üretim mekanizması içinde insan, insan olmaktan çıkmakta ve çalışan adını almaktadır.

Çalışan bir makine ile, çalışan bir insan ayırımı ortadan kalkmaktadır.

Hatta, çalışan bir makinenin bozulması anında gösterilen hassasiyet, çalışanın rahatsızlığında gösterilmemektedir.

İnsan olduğu unutulan çalışan, üretim sürecinde tüketilmekte ve ortaya çıkan ürün insanın tüketimine sunulmaktadır.

Bu kısır döngü içinde kıymet verilmeyen çalışan, bir gün tükenmekte ve işletme ile yollarını ayırmaktadır.

Bir işletmenin en önemli aktifi hiç şüphesiz insandır. İnsanın çalışan olarak görülmesi gayet doğaldır ancak çalışanın insan olduğunun unutulması, vahim olan durumdur.

O halde, önce çalışan değil, önce insan anlayışı, bir işletmede temel anlayış olmak durumundadır.

Çalışan için en büyük motivasyon, insanlığına kıymet verilmesidir.

İnsan; düşüncelerine değer verilmesini, emeğine saygı gösterilmesini, onurunun korunmasını ve doğal olarak çalışmasının karşılığının verilmesini ister.

Bu hassasiyetlere sahip olunan ortam, bir işletmenin en önemli dinamiğidir. 

Bu ortamın insanı, işletmeyi sahiplenecek, özverisini artıracak ve elinden gelenin en iyisini ortaya koymaya çalışacaktır.

En önemlisi, işletmenin devamlılığının sağlanması, çalışanın temel gâyesi olacaktır.

Yukarıda ifade etmiştik, işletmenin devamlılığını sağlayan kârdır diye.

Som cümlemizden hareketle rahatlıkla diyebiliriz ki, işletmenin devamlılığını sağlayan insandır ve o insan, çalışandır.

Çalışana kıymet verildiği ölçüde, işletme kıymet kazanır.

Kıymet kazanan işletmenin kaybedeceği en son şey, çalışanıdır.

Kıymet kazanan işletme çalışanının en son düşüneceği şeydir işletmeden kopmak.

İşletme kültürünü yaşatan ve yayan insandır. İki insan bir araya geldiği zaman konuştukları konu, işleri ve işletmeleridir.

İşletmesinden memnun olan çalışanın, işletmenin gıyabında itibarını artıracak sözler sarfetmesi beklenen bir durumdur ve böyle de olmaktadır. Tersi durumu ifade etmeye gerek yok sanırım.

İşletme, itibarını, çalışanını tüketerek kaybetmemeli ve çalışanının insan olduğunu, işletme içindeki temel ihtiyaçlarının hassasiyetle karşılanması gerektiği düşüncesini hiçbir zaman gözden kaçırmamalıdır.

Merâmımızı, son cümlelerle buluşturalım ve diyelim ki:

İşletmenin kıymeti insandır. Kıymet gören insan, bir işletmenin en büyük kazancıdır. İnsanı tüketmeden, insan kıymeti üreten bir işletme, ürününden hiçbir zaman zarar etmeyecektir.

İnsana kıymet verilen ortamlarda çalışabilmek temennisiyle…