İslamsız Müslüman

Senan Kazımoğlu

Birkaç gün önce benim de dahil olduğum bir üniversite topluluğu yaklaşan programları için bir afiş hazırlamışlar. Fakat üniversitenin Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı, afişi kabul etmeyerek kendilerinin hazırladığı bir afişi topluluğa tavsiye etmişler. Afişte birçok ülkeden insanlar ve bayraklar verilmiş. Bu bayraklar içerisinde de İsrail bayrağı varmış. Ancak internetten alınan bu resimdeki İsrail bayrağı, küçük olduğu için ne üniversitenin Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı, ne de diğer topluluktaki yetkili kişiler fark etmiş. Bu resim topluluğun sosyal medya hesaplarında paylaşıldıktan sonra, resmi gören arkadaşın birisi, anlamadan dinlemeden, topluluğun diğer üyelerine mesaj atarak, topluluğun İsrail’i propagandası yaptığını ve buradan ayrılmalarını söylemiş. Neticede birçok kişi topluluktan ayrıldı. Halbuki, bu topluluk Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti yapma kararına karşı çıkan, bu yönde faaliyetler yapan, hatta üniversitede Filistinli öğrencilerle birlikte Kudüs paneli yapan tek topluluktu. Gelecek aylarda da Kudüs ile ilgili program yapacaklar. Fakat arkadaşın yanlış yönlendirmesi sonucunda topluluktan Filistin için ayrılanlar bu programdan maalesef haberdar olamayacak.

Bu olay yanlış anlaşılmadan olmuş. Konuşulup mesele halledildi. Ancak benim sitemim konuyu yanlış anlayıp herkesin kafasını karıştıran arkadaşa değil, ona inanıp olayı araştırmadan, anlayıp dinlemeden topluluktan ayrılan arkadaşlaradır.

Bu olay bana Afganistanlı Ferhundeyi hatırlattı. Ferhunde olayı aslında Müslümanların bugünkü içler acısı halini gözler önüne seriyor.

Afganistan’ın başkenti Kabilde yaşayan 27 yaşındaki Ferhunde İlahiyatçı ve Hafızdı. Ferhunde, bugün İslam ile alakası olmayan hurafe ve bidatlara karşı çıkıyor, bunların İslamdan olmadığını haykırıyordu. Ne hazindir ki, ölümü de bu hurafeler yüzünden olacaktı. 2015 yılında tartıştığı bir muskacı, “Bu kadın Kuranı yaktı” diyerek bir anda yüzlerce kişinin öfkesini Ferhundenin üzerine yöneltti. Daha neyin ne olduğunu araştırmadan muskacının sözüne inanan kalabalık, bir anda Ferhundenin üzerine yürüyerek onu linç ettiler, yüksek yerden attılar, kafasını taşla ezdiler, bununla da yetinmeyerek benzin döküp yaktılar. Oradaki caniler bunu din adına, İslam için, Kuran için, yaptıklarını zannediyordu. Fakat bu vahşetin hiçbir dinde yeri olmadığını anlamıyorlardı. Günler sonra gerçek ortaya çıkıyor ve muskacının Ferhundeye iftira attığı anlaşılıyordu. Ama artık Ferhunde hayatta değildi. Bu olayı da her fırsatta terörü İslam ile özleştirmek isteyen batı medyası günlerce “Müslüman Vahşeti” diye servis ediyordu.

Yaşananlar İslam Alemin ne kadar zillet içinde olduğunu bir kez daha gösteriyor. Bunu sebebi batı ve batılı zihniyetlerin düşündüğü gibi dine yaklaştığımız için değil tam aksine dinden, Kuran ve Sünnetten uzaklaştığımız içindir. Nitekim Yüce Kitabımız Kuranda: “Ey iman edenler! Eğer bir fasık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.” (Hucurat 6) buyuruyor.

İşte biz sırf bu ayeti uygulamadığımız için Libya, Mısır ve Suriye başta olmakla İslam Dünyasında gözyaşları dinmiyor. Dinimizden, Kuran ve Sünnetten uzaklaştığımız müddetçe de dinmeyecek.