Geçtiğimiz hafta İl Müftüsü Ahmet Poçanoğlu önemli bir konuyu yeniden gündemimize getirdi.
Poçanoğlu’nun bahsettiği konu, benim de uzun zamandır neden bu konuda hala bir adım atmıyoruz diye hayıflandığım konuların başında geliyor.
Birlik Vakfı Konya Şubesi’nde konuşan Müftü Ahmet Poçanoğlu, Türkiye’de yakın bir zamanda İslam Üniversitesi açılacağını ve nice alimlerin burada yetişeceğini belirtti.
Bu konu aslında gündemimize yeni gelmiş bir konu değil. Hatta Konya gündeminin de önemli konularından birisiydi bir zamanlar. Ama nedense şu anda rafa kalkmış görünüyor.
2015 yılının son günlerinde, AK Parti Konya Milletvekili Hacı Ahmet Özdemir’in bazı girişimleri vardı bu konuda.
O dönemde, Hacı Ahmet Özdemir’in başını çektiği milletvekilleri, Uluslararası İslam Üniversitesi açılması konusunda bir öneride bulunmuştu.
Daha sonra, konunun önemli olduğu ama üzerinde biraz daha düşünülmesi gerektiği belirtilmişti.
O günden bugüne aradan 3 yıldan fazla zaman geçti ama daha bu konuda bir adım atılmadı.
Bence şimdiye kadar yeterince düşünmüş olmamız lazım. Bu kadar düşündüğümüz yetmez mi? Artık bir adım atmanın zamanı gelmedi mi?
Zaman çok çabuk geçiyor. Ve biz üzerimize düşeni yeterince yapmıyoruz.
Bugün hem Ortadoğu’da hem de Balkanlar’da Türkiye’nin özgül ağırlığı Osmanlı’dan bu yana en yüksek seviyede.
Bu özgül ağırlığın karşılığını vermemiz kaçınılmaz. Bunun için de gönül coğrafyamız olan her ülkeden kardeşlerimize eğitim verip alimler yetiştirmemiz gerekiyor.
Bunların örnekleri Malezya, Pakistan ve Suudi Arabistan’da var.
Fakat dünyada Mısır’ın El Ezher’inden başka nam salmış İslam Üniversitesi pek yok. Hani Mursi’nin idamına cevaz veren El Ezher’den bahsediyorum.
Biz bu alanları dolduramadığımız sürece İslam Ümmeti’nin geleceğinin de nasıl şekilleneceğini yakın geçmişte tecrübe ettik, bugün de tecrübe ediyoruz zaten.
Maddi ve manevi buhranlar içinde can çekişen İslam Dünyasının en büyük kurtuluş umudu manevi birlikteliktedir ve bu birlikteliği sağlamaya namzet olan tek ülke de Türkiye’dir.
Türkiye’nin manevi cazibe merkezinin Konya olduğunu her fırsatta görmüyor muyuz? Fakat sadece Mevlana törenleri yaparak cazibe merkezi olunmaz!
İlmi kuruluşlarla, İslami araştırmalarla, İslam dünyasının sorunlarına çözüm üretmekle, çatışmaları çözmeye yönelik projeler üretmekle Ümmet için cazibe merkezi olunur.
Konya, Selçukluların başkenti ve bir ilim irfan merkezi vazifesini geçmişinden alıyor. Konya’nın yeniden bir manevi cazibe merkezi haline getirilmesi için İslam Üniversitesi önemli bir adım olur.
Bunun İslam dünyasında da çok önemli yansımaları olur diye düşünüyorum.
Uluslararası İslam Üniversitesi ile yetiştireceğimiz öğrenciler hem bilimsel birikimlerini kendi ülkelerine taşır, hem de buradaki din eğitimini, mutedil dindarlık eğitimini, ölçülü dindarlıkları ülkelerine taşırlar. İslam alemindeki bu aşırılıkların da önüne geçer ve İslam Dünyası olarak bir çatı altında toplanmaya başlarız.
İslam dünyasını uçurumun eşiğinden çekip alacak olan şey eğitimdir. Medeniyetimizi yeniden inşa etmek istiyorsak bunu başarmak durumundayız. Bunun temelleri neden Konya’da olmasın…
Konya tarihte Darüs-Selam olmuştur.
Fakat bütün bu sloganları bırakıp artık bir adım atmamız şart!