İslam kültüründe üç aylar denildiği zaman akla; Recep, Şaban ve Ramazan ayları gelir. Bu aylar Müslümanlar nezdinde büyük değer ifade eder ve büyük hürmet görür. Bunun başlıca sebebi, bu ayların Kur’an ve Hz. Peygamberden gelen rivayetlerde yerinin olmasıdır. Örneğin, Recep ve Ramazan ayları hem ayet ve hem de hadislerde geçmektedir. Recep ayı, Kur’an’a göre dört haram aydan birisi, (Tevbe, 9/36-37) Ramazan ayı ise, Kur’an’ın indirildiği, orucun farz kılındığı bir ay aydır. (Bkz. Bakara 2/185).
Her ne kadar Şaban ayı, Kur’an’da geçmese de Hz. Peygamberden gelen rivayetlerde geçmektedir. Sahih rivayetlerden öğrendiğimiz kadarıyla Hz. Peygamber’in (a.s) Ramazan ayından sonra en çok oruç tuttuğu ay, Şaban ayıdır. (Bkz. Buhari, Savm, 52; Müslim, Sıyâm, 176; Tirmizi, Savm, 36; İbn Mâce, Sıyâm, 30) Kaldı ki Hz. Peygamber bir duasında: “Allah’ım! Recep ve Şaban aylarını bize mübarek/bereketli kıl ve bizleri Ramazan’a ulaştır” buyurmuşlardır. Sevgili Peygamberimizin; “Recep Allah’ın ayıdır, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır” buyurduklarını da biliyoruz.
Öte yandan bu üç aylar içerisinde maneviyat dünyamızın zenginleşmesinde büyük rol oynayan ve her biri bir işaret fişeği hükmünde olan mübarek geceler yer almıştır. Üç aylarda olduğu gibi bu geceler hakkında da ayet ve hadisler vardır. İşte bütün bu ayet ve hadislerin yönlendirmesiyle Müslümanlar diğer aylara göre bu üç ayda dini açıdan kendilerini çekaptan geçirirler. Bu yoğunlaşma aynı zamanda diğer aylarda da yoğunlaşmayı artırır.
Din psikolojisi açısından meseleye yaklaşacak olursak bir kimsenin dini ve ahlaki hassasiyeti bu üç ayda düzgün geçerse, senenin diğer ayları da düzgün geçer. Böylece Müslümanlar hem maneviyat alanında ve hem de ahlaki olgunlukları elde etme alanında yücelmiş olurlar.
Üç ayların ilkini oluşturan Recep ayı, haram aylardan birisidir. Hem Kur’an’dan ve hem de tarihi olaylardan öğrendiğimiz kadarıyla haram aylarda savaşmak yasaklanmıştır. Bu açıdan haram aylar, diğer aylara göre faziletlidir. Buna değer katan, bizzat Kur’an’da geçmiş olmasıdır. Bu ayın faziletine dair Hz. Peygamberden gelen terğib hadisleri vardır. İşte bu rivayetlerden birisinde Recep ayının “Allah’ın ayı” olduğu ifade edilir. Ayrıca Recep ayında tutulan oruçların, yapılan iyiliklerin ve her türlü ibadetin Allah katında büyük değer ifade ettiği beyan edilir. Bundan dolayı birçok İslam bilgini bu ayda oruç tutmanın müstehap olduğunu söylemişlerdir. Biraz da Recep ayına değer katan bu ayda Regaip ve Miraç kandillerinin olmasıdır. Şaban ayının on beşinci gecesi ise, berat kandilidir. Kur’an’ın nazil olmaya başladığı ay olan Ramazan ayı ise, Hz. Peygamber’in oruç, namaz, istiğfar, zikir, itikâf, sadaka ve zekât gibi ibadetlerde yoğunlaştığı bir aydır. Özellikle Kadir Gecesi’nin bu ayda olması ayrı bir değerdir. Hz. Peygamberin, kim o geceye erişirse, “Allah’ım, sen affetmeyi seversin beni de affet” diye dua etsin dediği sağlam kaynaklardan bize kadar gelmiştir. İşte başta Kur’an olmak üzere Hz. Peygamber’den gelen söz ve uygulamaya dayalı rivayetler, tarih boyunca dünya Müslümanlarının bu aylara ayrı bir önem vermelerine sebep olmuştur.
Sonuç olarak gelişiyle büyük sevinç duyduğumuz üç aylar ve bu ayların içerisine serpiştirilmiş olan mübarek geceler, kulluğumuzu gözden geçirmede bizim için iyi bir fırsat olmalıdır. Dini hayatımızı ve Allah’la olan ilişkilerimizi kontrol etmeliyiz. Güzel ahlak sahibi bir Müslüman olarak çevremizdeki varlıklara güzel muamele de bulunmalıyız. İmkânlarımızı ihtiyaç sahipleriyle paylaşmalı, oruç, dua, istiğfar, tövbe, sadaka gibi amellerde yoğunlaşmalıyız. Gelişiyle müşerref olduğumuz bu manevi iklimi bütün aile fertleriyle birlikte doya doya yaşamalıyız.
Bütün kardeşlerimizin üç aylarını tebrik eder, bu ayların hayatımıza, beldemize, ilimize, ülkemize ve bütün bir dünyaya güzellikler, bereket, barış, hoşgörü ve kardeşlik getirmesini Yüce Allah’tan niyaz ederim.