Bir ormanda iki kişi ağaç kesiyormuş. Birinci adam sabahları erkenden
kalkıyor, ağaç kesmeye başlıyormuş, bir ağaç devrilirken hemen diğerine
Geçiyormuş. Gün boyu ne dinleniyor ne öğle yemeği için kendine vakit
ayırıyormuş. Akşamları da arkadaşından bir kaç saat sonra ağaç kesmeyi
bırakıyormuş. İkinci adam ise arada bir dinleniyor ve hava kararmaya
başladığında eve dönüyormuş. Bir hafta boyunca bu tempoda çalıştıktan sonra
ne kadar ağaç kestiklerini saymaya başlamışlar.
Sonuç: İkinci adam çok daha fazla ağaç kesmiş.
Birinci adam öfkelenmiş:
" Bu nasıl olabilir? Ben daha çok çalıştım. Senden daha erken işe başladım,
senden daha geç bitirdim. Ama sen daha fazla ağaç kestin. Bu işin sırrı ne?"
İkinci adam yüzünde tebessümle yanıt vermiş:
" Ortada bir sır yok. Sen durmaksızın çalışırken, ben arada bir dinlenip
baltamı biliyordum. Keskin baltayla, daha az çabayla daha çok ağaç kesilir."
Kendimizi geliştirmek , baltamızı bilemektir. Kendimize zaman ayırıp,
yaşamımızı objektif bir bakışla gözden geçirmektir. Zayıf bulduğumuz
alanlarımızı geliştirmek için çaba göstermektir. Bu, zihnimizin, ruhumuzun,
karakterimizin güçlenmesi için olmazsa olmaz bir koşuldur.
Bireysel ve iş yaşamımızda başarılı, mutlu ve doyumlu olmak istiyorsak,
baltamızı bilemek için kendimize zaman ayırmalıyız.
****************************
Böyle güzel bir hikâyeden sonra Konya’mıza dönelim. Ramazan ayı şehrimizde büyük bir çoşkuyla ve sevinçle karşılanır. Gündüz uyuyan sokaklar gece muhabbetleri ile şenlenir. Nargile ve çay sohbetleri bu akşamların olmazsa olmazlarıdır. Fakat ramazan akşamlarının huzurunu kaçıranlar da var. Şehrin merkezi yerlerinde bir düğün havasında son sesle canlı müzik yapan cafeler vatandaşı rahatsız etmeye devam ediyor. Bunun önüne bir türlü geçilemedi. Bu seslerin desibel ölçümü hiç mi yapılmıyor. Bu kadar rahat bir yayın anlayışı olabilir mi? Şehir dışından gelen arkadaşlar bu gürültüleri duyduklarında ‘Konya’da Ramazan ayında pavyonlar çalışıyor mu?’ sorusunu soruyorlar. Bu bizleri gerçekten üzüyor. Şehrin manevi olgusuna bu yakışmıyor. Özellikle ramazan ayında hiç olmayacak bir şey diye düşünüyorum. Belediyelerin canlı müzik ruhsatı verme noktasında kriterlerini de gözden geçirmesini diliyorum. Esen kalın