Yıl 1991…
Körfez Savaşı var.
ABD, Kuveyt’e giren Irak askerlerini çıkarmak için 28 ülkenin desteği ile harekât başlattı.
Birçok masum insanın da öldüğü savaşın sonucunda ne olduğu zaten biliniyor.
O yıllarda ABD, savaşta ailesini kaybetmiş çocukları topluyor.
ABD’ye götürüyor ve yetiştiriyor.
Bunların kimi, işadamı, kimi de mühendis ve doktor oluyor.
Günümüzde bölge topraklarına bu kişiler tek tek yerleştiriliyor.
Oralarda konum ve mevki almaları sağlanıyor.
Ayrıca çevre ülkelerle de iletişime geçmeleri noktasında destek veriliyor.
ABD, devşirilmiş adamları ile bölgede kontrolü elden bırakmak istemiyor.
Türkiye’deki birçok işadamı veya sivil toplum kuruşları da farkında olmadan belki de ABD’nin bu adamları ile ticaret yapıyor, iletişime geçiyor.
Bunu niye anlattım? 1991’i iyi tahlil etmeden bugün yaşananlar tam manası ile anlaşılamaz.
Gelelim günümüze…
Türkiye’nin yanı başında, Suriye sınırları içerisinde Afrin diye bir bölge var.
Görüntüde PYD’nin kontrolünde.
Ama niyeyse, tabiri caizse Türkiye’nin burnunun dibine birçok yabancı ülkenin askerleri de yerleşmiş.
Niçin buradalar? Burada ne yapıyorlar? Bir düşünün…
15 Temmuz gecesi eğer ki darbe girişimi gerçekleşmiş olsaydı, bu bölgedeki yabancı askerlerin hangi ülkeye saldıracağını hadi bakalım tahmin edin.
Bu ülkenin ekmeğini yiyip, suyunu içip ülkesini sırtından hançerleyerek bunlarla iş tutanların sayısının da az olmadığı 15 Temmuz gecesi ve sonrasında net olarak görüldü.
15 Temmuzda darbe gerçekleşmiş olsaydı, ülkemizin yaşayacaklarını gözünüzde bir canlandırın.
O nedenle 15 Temmuz’u iyi anlamamız gerekiyor.
Ne yazık ki halkımız tam manasıyla o kara günü anlayamadı.
Sulandırdılar. Anlattırmadılar…
Şuan geçmişte “şu siyasi lider şöyle yaptı, bu böyle yaptı” deme günü değildir.
Yanlış varsa düzeltme ve parti ayrımı yapmaksızın milli birlik etrafında toplanma günüdür.
Aslında ülkemiz 5 yıldır bu ülkelerle savaşıyor. Ve ayrıca 15 Temmuz gecesi bu ülkeler kendini açık etti.
İsimsiz kahramanlarımız birçok tehlikeyi önledi.
Önlemeye de devam ediyor.
Bu ülkenin ekmeğini yiyip, ülke sevdalısı gibi görünüp, makam ve para uğruna ülkesini sırtından hançerleyenlerin takındıkları tavır gerçekten insanın zoruna gidiyor.
İsimsiz kahramanların vatanı uğruna aldığı riskin 10’da birini alamayacakların, Cumhurbaşkanı adına racon kesmesi de gerçekten düşündürüyor.
Allah’ım ülkemizi belalardan korusun. İçimizdeki sinsi parazit yapıların planlarını da ayaklarına dolandırsın.