Paralel ihanet çetesi gerçekten çok tuhaf insanlardan oluşuyor, efsunlular anladık, Pensilvanya’daki adamdan başka kutsalları yok anladık, tamam da peki neden öyle ise bir de kendilerini mazlum ilan ediyorlar? Ben onu pek anlayamıyorum.
Neymiş Pensilvanya’daki patolojik tipin ceketten başka bir şeyi yokmuş.
Varsayalım bu doğru, peki öyle ise sadece ülkemizi savunan, hainliğe hayır diyen, katakulliyi kabul etmeyen, MOSSAD, CIA, İngiltere, İsrail, Amerika merkezli Türkiye’ye yönelik kol bükme operasyonunu kabul etmeyen, patolojik tipin örgütüne mensup çete üyelerinin hükümetimize, Türkiye’nin Lideri Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik sivil darbe girişimine karşı çıkan insanlara açtığı davanın harcı olan 2 Milyon Lirayı nereden buluyor?
Bu paranın kaynağı nedir? Yoksa milletten zekât, fitre, sadaka, himmet gibi isimlerle kesilen haraçlar bu patolojik tipin davaları için mi kullanılıyor? Öyledir demiyoruz, merak ediyoruz ve soruyoruz?
Nereden baksanız hainlik, nereden baksanız kabul edilecek bir durum kesinlikle değil.
Neyse şimdi bu paralel ihanet şebekesinin mensupları medyalarından, sosyal medyadan çok adi bir hainliğe daha imza atıyorlar. Türkiye’yi inatla IŞİD’e destek vermekle suçluyorlar.
Geçen gün Ahmet Taşgetiren de yazdı, ne yazık ki, bu paralel ihanet şebekesinin üyeleri, haşhaşiler, Hürriyet Gazetesinin bile gösterdiği hassasiyeti gösteremiyorlar.
İşte CHP ve MHP böyle bir ihanet şebekesi ile koalisyon yaptı, Saadet Partisi böyle bir şebekeye hayır diyememenin günahını üzerinde taşıyor.
Şunu herkes bilmelidir, Türkiye 10 Ekim 2013 tarihli Resmi Gazete’de "Irak Şam İslam Devleti"ni (IŞİD) terör örgütleri arasında tanımlamıştır. Türkiye’nin böyle bir örgüte destek vermesi ya da böyle bir örgütle birlikte hareket etmesi söz konusu dahi olamaz. Türkiye resmen terör örgütü olarak tanımladığı bir gruba nasıl destek olabilir?
Türkiye Suriye’de evet bugün IŞİD’in içine girmiş olan bazı grupları destekliyordu ama IŞİD’e o gruplar dâhil olduktan sonra kesinlikle Türkiye IŞİD’i ve o grupları desteklemedi. Çünkü Türkiye çok iyi bilmektedir ki IŞİD’in arkasında çocuk katili Esed vardır, çocuk katili Esed’in müttefiki Rusya vardır, IŞİD’ın arkasında bir başka boyutu ile İsrail vardır, Suudi Arabistan vardır, İngiltere vardır ve Amerika vardır.
Şimdi size soruyorum, IŞİD Sünni’dir ve Şiilere saldırmaktadır öyle mi? Peki öyle ise Sünni olan Kürtlere neden saldırmaktadır? Türkmenlere neden saldırmaktadır? Neden öncelikle Türkiye sınırına ilerlemektedir?
Çünkü IŞİD’in derdi Şii’ler değildir, elbette IŞİD düzenli bir ordu olmadığı için içinde Saddam Hüseyin’in intikamını almak isteyen Sünniler olabilir, bunlar terör estirip katliamlarda yapmış olabilirler ama IŞİD’i yöneten asıl beynin hedefinde Türkiye vardır. Daha geçen gün İstanbul’a bomba atmakla Türkiye’yi tehdit etmediler mi? Ellerinde hala 49 vatandaşımız rehin değil mi?
IŞİD bir insanlık suçlusudur ve dikkat edin Amerika aleyhine, İsrail aleyhine sözde halife olan zat tek kelime etmemektedir, Gazze onların umurunda değil, onların derdi Türkiye’yi ile çünkü onları yöneten güç Türkiye’nin büyümesini istemiyor.
Türkiye IŞİD ile doğrudan keskin açıklama yapmıyorsa bunun nedeni IŞİD’in elinde rehin olan 49 vatandaşımızdır. Bunu anlamamak için bir insanın mal olması lazım ama inanınız bazıları mal bile olamayacak düzeydeler, işte insanı asıl üzende budur, ülkene hainlik yapıyorsun, farkında değil misin?
Neymiş bizim vatandaşlarımızda varmış içlerinde, Konya’dan bile insanlar varmış…
Geçin bunları IŞİD’in içinde İsviçreli, İsveçli, Norveçli, Alman, İngiliz, Fransız, İtalyan, Amerikalı binlerce insan var. Şimdi hal böyle iken paralel ihanet şebekesi, "İsrail IŞİD’i destekliyor, İngilizler IŞİD’i destekliyor" der mi? Diyemez de zaten.
Sosyal medyada Konya’dan, başka illerimizden IŞİD’e katıldığını iddia ettikleri insanlarla ülkemize saldırıyorlar, zalim ve küstahlar. Ama gâvurlara çıtları çıkmıyor. Gâvur sevici bunlar.
Oysa ben bile bunu yazmışım, 14.05.2013 tarihli “Suriye Ülkemize Kargaşa İhraç Ediyor” başlıklı yazımızı okuyun. “Devletimiz Suriye’den gelen insanlara dikkat etmelidir” demişiz. Yine bir başka yazımızda ülkemizden Suriye’ye insani yardım maksadıyla giden bazı cahil gençlerin terör örgülerince dini duyguları kullanılarak eğitildiklerini, bu konularda insanı yardım yapan vakıflarımızın, derneklerimizin ve istihbarat teşkilatımızın dikkatli olması gerektiğini belirtmişiz.
Peki, bunlardan devletimiz haberdar olmadı mı? Oldu, tedbirler aldı, yer yer Suriye’ye giriş çıkışlar engellendi, gidenler gelenler daha fazla kontrol edildi. Ama elbette yine de sızıntı oldu olur da… Burada art niyetin olmamasıdır asıl mesele.
Netice itibariyle en az 10 yazımda da yazdım, Türkiye terör örgütlerini desteklemez, Türkiye mezhep merkezli bir politika yürütmez, Türkiye IŞİD gibi karanlık dehlizlerin oyuncakları ile birlikte hareket etmez. Selçuklu’dan, Osmanlıdan gelen bir gelenektir bu ve Türkiye’de de bütün hükümetler buna riayet etmiştir, şimdi de bu uygulanmaktadır.
Zor durumdaki insanlara insani yardım ve legal mücadelelere destek ve bütün insanlığa eşit bir şekilde koruyucu kalkan olan bir Türkiye’dir devlet politikamız. Mazlumun yanındadır Türkiye, zalimin yanında kesinlikle olmaz…
Ama paralel ihanet çetesi bunlar ak pak netken, CHP- MHP ile (bir başka boyutuyla da PKK’nın siyasi kanadı HDP-BDP ile) birlikte hareket etmekte, dış güçlerin Türkiye’nin başına bela etmek için ürettikleri IŞİD’i, Türkiye düşmanlarının bir taşeronu olarak Türkiye ile işbirliği içindeymiş gibi gösterme gayretini ihanet boyutunda sürdürmektedir.
Neticede herkes şunu bilmelidir, Türkiye IŞİD’e destek olmaz ve IŞİD’le aynı kulvarda kesinlikle yürümez. İhanet şebekesinin bu çamurları ne kadar iğrenç olabileceklerini bize gösteriyor ve şunu herkes bilmelidir paralel ihanet şebekesi ile arasına mesafe koymayanlara ülkemizde bir gelecek yoktur ve İnşa Allah hiçbir zamanda olmayacak…
Güzel Haber; Anadolu Ajansı Konya Bölge Müdürlüğü Kapanmıyor
Ne diyelim şükür ki bu konu ile ilgili açıklamaları duyduk. Geçen gün yazdım, ardından sosyal medyada da tepki gösterdim, bunun üzerine Anadolu Ajansından bir açıklama geldi, Anadolu Ajansının Bölge Müdürlüğü kesinlikle kapanmıyormuş.
Biz Konyalıyız, Konyamıza sahip çıkarız ve çıkmak zorundayız. Neticede sahip de çıktık ve Anadolu Ajansının Bölge Müdürlüğünün kapanacağına dair söylentiler böylece bitmiş oldu.
Umarım bir daha böyle bir konu tekrar gündeme gelmez.
Biz AA Genel Müdürü Kemal Öztürk’ü severiz, Anadolu Ajansını severiz, mazlumlara hem Gazze’de, hem Mısırda nasıl göz kulak, el ayak oldular gördük, bu dönemde ümmetin en diri en dinamik en cesur sesi oldular. Bu yolda sağlam bir şekilde yürümelerini bekliyoruz, bu yolda her zamanda desketliyoruz.
Bizim sevdiğimiz Anadolu Ajansı Genel Müdürü Kemal Öztürk’ün Anadolu Ajansını büyütme yolundaki adımlarını da destekliyoruz, dediğimiz gibi Konya her zaman Kemal Öztürk’ün yanında olur ve olacaktır da, bundan sonra yanlış anlaşılacak harketlere sebebiyet verileceğini de sanmıyorum.
Bu konu da böylece kapanmış oldu, Anadolu Ajansı Konya Bölge Müdürlüğünün Konya için önemini tekrar hatırlatmaya gerek olmayacak, buna inanıyorum.