Hatırlayalım. En iyi kadın oyuncu dalında Oscar kazanan Fransız oyuncu Marion Cotillard, bir Fransız TV programına verdiği röportajda 11 Eylül’de ikiz kulelere yapılan saldırılarla ilgili ilginç açıklamalar yapmıştı. Onun iddiasına göre 1960’larda inşa edilen ikiz kulelerin zaman aşımına uğradığını ve bu binaların tekrar elden geçirilmesinin çok pahalıya mal olacağından dolayı ABD’nin bir taşla iki kuş vurmak adına, eskiyen bu binaları yıktığını ve terör diye hem kendi ve hem de dünya halklarını kandırdığını iddia etmişti.
Bu haberle Gazze’de Müslüman halka soykırım yapan Siyonistler arasında nasıl bir bağlantı kurulabilir? Bilindiği gibi, İsrail’in, savunmasız Filistin halkına karşı yıllardır yaptığı acımasız ve insanlık dışı saldırılarının arkasındaki yegâne hâmi, emperyalist Amerika’dır. Çünkü İsrail, Ortadoğu’da bu gücün ileri karakoludur. Dolayısıyla ABD nükleer güç başta olmak üzere, her açıdan Siyonistlere büyük destek vermekte ve onları yüreklendirmektedir. 11 Eylül saldırılarını Müslümanlara ihale etmekle, bütün bir İslam coğrafyasını yeniden hem kendi ve hem de işgalci Siyonist yönetimin çıkarları doğrultusunda dizayn etmeye kalkışmıştı. İşte Gazze’de olup bitenler bu planın bir parçasıdır. Nasıl yani? 7 Ekim 2023 tarihinde Kassam Tugayları, işgalci İsrail hedeflerine ansızın yaptığı baskınla İsrail’in tarihinde görülmemiş derecede burnunu sürtme operasyonu gerçekleştirmişti. İşgalci İsrail’in yetmiş beş senedir toprak çalma ve Filistin Müslümanlarına yaptığı katliamı dikkate almayanlar, 7 Ekim tarihini İsrail’in 11 Eylülü ilan etmişlerdi.
Siyonist İsrail, elli yedi senedir Filistin İslam topraklarını insansız hale getirerek ilhak etmeye devam ediyor. Gazze’de yaptığı katliam ve soykırım bunun örneği. Küçük bir kara parçasına sıkıştırılarak abluka altında bir halk, aç, susuz, ilaçsız, elektriksiz bırakılarak korkunç saldırı altında yaşam mücadelesi veriyor. Şehitlerin sayısı sekiz bine ulaştı.. Günlerdir hava bombardımanlarıyla taş taş üstünde bırakmadı, Gazze’de.. Vicdansız dünya izlemekle yetiniyor. Gazze’de olanları daha iyi anlayabilmek için hafızamızı tazelemeye ihtiyaç vardır.
ABD, Büyük Ortadoğu Projesiyle (BOP) bölgeye demokrasi getireceğini vaat etmişti. Tam da buna en güzel örnek 15 Aralık 2005 tarihinde yapılan Filistin seçimleri olmuştu. Bütün bir Filistin’de demokratik yöntemlere uygun bir seçim yapılmıştı. ABD ve işbirlikçileri, Filistin’de el-Fetih’in seçimi kazanacağını ve iktidarlarını sürdüreceklerini bekliyordu. Filistin’de oyun bozuldu. Müslüman halk, İsmail Haniye önderliğindeki Hamas’a oyların %75’ini vererek iktidara taşıdı. Ne olduysa işte o zaman oldu. ABD, projesine tam da denk düşen bu seçim sonuçlarına saygı göstermesi gerekirken, Başbakan İsmail Haniye önderliğindeki Hamas’ı çıkarlarına aykırı gördüğü için terörist örgüt ilan etti. Bunun üzerine ABD’nin bölgedeki jandarmalığını yapan siyonist askerler de bölgeyi işgal ederek seçilmiş milletvekillerini dünya halklarının gözü önünde tutuklayarak zindana atmışlardı.
Bu olay karşısında Filistin Ulusal Yönetim Başkanı Abbas, bütün bir dünyayı ayağa kaldıracak şekilde tepkide bulunması gerekirken, bu yapılan hukuksuzluğa ve insanlık dışılığa sessiz kalmak şartıyla onay vermişti. Bu olaydan sonra Hamas ve el-Fetih örgütleri arasında ipler kopmuş, maalesef kardeş kavgası başlamış ve her iki taraftan da ölenler olmuştu. Gazze ve diğer bölgelerde alt yapı büyük zarar görmüştü. Bütün bunlar, İslam tonu ağır basan Hamas’ın yönetimden uzaklaştırılması için yapılmıştı. Mekke ve Kahire’de yapılan antlaşmalar da çözümsüz kalmıştı. Gazze’nin mazlum ve savunmasız Müslüman halkı, bütün bir dünyanın gözü önünde muhasara/abluka altına alınmış, bölgeye her türlü giriş ve çıkışlar yasaklanmıştı.. Elektrikler kesilmiş, benzin, gıda ve ilaç gibi halkın zorunlu ihtiyaç maddelerinin Gazze’ye girişi engellenmişti. Bundan amaç, Gazze halkının cezalandırılması, onların, Hamas’a karşı isyanlarda bulunup yönetimin bölge dışına çıkarılması ve el-Fetih yanlısı güçlerin iktidara el koymasını sağlamaktı.
Gazze’nin İslami duyarlılığı yüksek halkı, biz aç kalırız ama inançlarımızdan asla vaz geçmeyiz, haksızlığa da prim vermeyiz, dediler. Bunun üzerine açıkça Siyonist İsrail karadan, denizden ve havadan savunmasız bir halkın üzerine ölüm kusmaya başladı. Buldozerlerle evleri yıkıldı, zeytin ağaçları kesildi, tarıma büyük zararlar verildi. Açıkça Siyonist savunma bakanı soykırım uyguladıklarını söylemesine rağmen, dünya bu olaya sağır ve Fransız kaldı. O tarihlerde; bugün olduğu gibi binlerce savunmasız kundaktaki bebeler, çocuklar, gençler, yaşlı insanlar, kadınlar, kısaca topyekûn Gazze halkı ölüme terk edildi. Her gün televizyon ekranlarında Siyonistlerin Gazze’de ve diğer bölgelerde Müslüman halka karşı işledikleri korkunç ve vahşi cinayet haberleri okunmaya devam etti.. İşte 17 yıldır bu insanlık dışı abluka devam ediyor.
Maalesef dün Siyonistlerin ara vermeden işledikleri cürümler unutuldu, bugünü konuşuyoruz. Bugün yapılanların dozu dünden daha fazla artırıldı. Küçük bahanelerle Gazze yutulmak ve İsrail toprağı haline getirilmek isteniyor. Bu soykırım karşısında BM, BM Avrupa Güvenlik Konseyi sessiz. Mesele, Müslümanlarsa, kurumlar işlevsiz. Vicdansız Batı, zalimin yanında saf tutuyor. Göz göre göre mazlum Filistin halkı ve Gazze tarihin görmediği en zalimane bir muamele ile baş başa bırakıldı.. Kendi kaderine terk edildi.. Şu soruları sormadan edemiyoruz.
Ey dünya halkları, vicdanlarınız kanamıyor mu bu katliam karşısında? Nereye gitti hümanist duygularınız? İnsanlık öldü mü? Gazze’dekiler insan değil mi? Kim bu zulme, bu barbarlığa ve bu soykırım yapan Siyonistlere dur diyecek? Hala duygudaşlık yapmayacak mısınız?
Sizler İslam coğrafyalarında bulunan Müslüman yöneticiler! Kınamaktan başka bir şey bilmez misiniz? Dünyanın gözü önünde Filistinli kardeşleriniz, dindaşlarınız kısaca, mazlum bir halk kıyıma uğratılıyor, haritadan siliniyor. Vicdanlarınız ne zaman uyanacak? Küçük yaşta öldürülen masum bebekler sizin yüreklerinizi titretmiyor mu? Tepkide bulunmak, insana mahsus..
Unutmayın, İsrail’in sınırları belli değil. Bugün bir şey yapılmazsa, yarın işgalci İsrail sizin sınırlarınıza gelip dayanacak.. Bunu da mı düşünemiyorsunuz? İşgalci İsrail ancak güçten anlar.
Gazze’de yapılanlar karşısında sessiz kalma utancı, yeter bu ümmete.. Hepimiz Gazze’de, tüm Filistin topraklarında akan kandan sorumluyuz.