Sevgili okuyucu! Gevezelik, bilgiçlik, kendini beğenmişlik yani kibirlilik, itirazcılık kısaca herkese, her şeye muhalefet, dedikoduculuk, alaycılık, boşboğazlık ile kendine hakim olamamanın her türünden sakınmalıyız.
Oğlum en sonunda söyleyeceğini en başında söylüyorsun diyen büyüğüm haklı değil mi yazıya giriş tarzıma bakıldığında. İnsan ilişkileri iki türlüdür birincisi teorik diğeri ise pratik yani uygulama.
Uygulama yani ilişkilerimizin ideal sonuçlara ulaşılabilmesi hedef kitlelerimizle olan ilişki ve iletişimimizin başta samimi, etkili, dostlarımızı ikna edici olmasına bağlı. Değişik ifadeyle tutum geliştirici-ara düzeltici, samimiyet inşa edici tarzda ve mertebe olması gerekir. Ve nitelikli bir iletişimde ebedi dostlukların ikamesi için bazı şartlar şarttır diyor işin bilim adamları.
İnanılır/ güvenilirlik başat, ana karakterimiz olmak lazım. Ardından çekicilik ki bu fiziki maddi görünüşümüzle birlikte hoş sohbet kaliteli konuşma, güler yüz vb. davranış, hal ve hareket ile güzel özelliklere sahip, seviyeli ve insanları itici olmayan fenotip ister halkla ilişkiler kısaca.
Bir de güçlü kişilik ki bu sadece elbise, kıyafet ile sınırlı olmayan her mükemmelliği gerektirir. Eşi dostu kadar bulunduğu sosyal çevreden herkesin takdir edip, gıpta edeceği yetenekli kişilik ve nitelikleri taşımalı.
Yazının burasından sonra konuyu uzmanların önerdikleri niteliklere temas ederek detaylandıralım.
İLİŞKİLERİN İLİŞKİSİ YÜZYÜZE OLANDIR. AMAN HA AMAN
Ticari, mesleki hayatta veyahut günlük yaşamımızda davranış ile sosyal ilişki şeklimiz yaşadığımız toplumsal-sosyal hayatımızın püf noktasını oluşturmaktadır. İnsan ilişkileri ile iş- meslek muhitinde ilişkide bulunduğumuz insanları etkileyebilmemiz açısından uluslararası seviyedeki bilim adamlarının önerdikleri hususlara bir göz atacak olursak uygulandığı, tatbik edildiğin saygın verimli insani ilişkiler geliştireceğimiz şeksiz şüphesiz bir realite.
Sakınılacak hususları yazımızın dibacesinde zikrettik. Çünkü yukarıda zikrettiğimiz yanlış bozuk iletişim türleri insanlar arasındaki sevgiyi saygı ile iletişimi bozan engelleyen, hatta insanlar arası dostluğu ve muhabbeti bozan davranışlar. Gevezelik, boşboğazlık vd. Yukarıda bazılarını zikretmiştik.
ÖZÜR DİLEMEYİ TŞK ETMEYİ BİLECEĞİZ
Günlük hayatımızda bilmemiz gerekenlerin başında “Gerektiği durumlarda özür dilemekten, yine icabettiğinde muhatabımıza teşekkür etmekten kaçınmayacağız, insan olacağız kısaca.
Konuşma tarzımız insanlara, muhataba sık sık hayır dedirtecek tarzda olmamalı. Kışkırtıcı, itici ve üsttencilikten imtina edeceğiz. Önümüze gelene amirlik taslamak yok diyor halkla ilişkiler uzmanları. Yani emir vermeyeceğiz, kabalık yok. Emir vermesek dahi amirlik taslıyor pozisyonu takınmayacağız kısaca. Öneri ve rica ile kibarlığın suyu mu çıktı. Ha ha ha.
FİLOZOF: HİÇBİR TARTIŞMA KAZANILMAZ
Yaklaşık yirmi otuz yıl kadar evvel “Hiçbir tartışma kazanılmaz” diye bir aforizma okumuştum ve gençliğimde benim zihnimi çok meşgul etmişti. Bugün daha iyi idrak ediyorum. Çok önemli ve hayatidir.
Münzevi bir derviş varmış. Sadece namaz vakitleri hanesinden çıkar ibadetini camide eda edip döner ve kendi koyun kuzu ekin işlerine bakıp geçinir gidermiş. Günün birinde mescide giderken iki kişinin kavga ettiğini görür. Yapmayın etmeyin, rica minnet ayırır ve ibadethaneye yönelip giderken oradaki halktan birisi yanına yaklaşarak: - Şeyhim o kavga edenlerden uzun boylu olanı büyük alim, demiş. Gerçek alim olan şeyh efendi şöyle buyurur: -Onda zerre kadar ilim olsa cahil bir insanla kavgaya girişmezdi evladım” buyurur.
Başkalarının fikir ve düşüncelerine saygılı olmalıyız. Olayları sadece kendi zaviyemizden değil, başkalarının da bakış ve düşünceleri açısından da yorumlamak seviye ister. Ki o seviyeye gelmeliyiz. Saygılı olmalıyız. Muhatabın gururunu incitmek yok halkla ilişkilerde. Kendi hatalarımız söylendiğinde, doğruysa eleştiri hatamızı kabul edeceğiz. Başkaları da yani her insan hata yapabilir, hatasını larp diye yüzüne vurmak aydın insana asla yakışmayan davranış.
Düşünmeye araştırmaya ve yazmaya devam niyazıyla….