Bu haftaki yazımızın konusu hakkında düşünürken Irak’ın kuzeyinde ve Suriye’nin İdlip bölgesinde meydana gelen son gelişmeleri tahayyül ederken Suudi Arabistan dan gelen ılımlı İslam söylemleri de nedir diye kendi kedimize mırıldanıp bu da ne derken , son günler de ülke gündemini bir hayli meşgul eden iç siyasete değinmek gerekiyor diye düşünmekten kendimi alamadım. Öncelikle geçtiğimiz hafta kurulan İyi partinin nasıl kurulduğu yönünde sosyal medyada yapılan açıklamalar ve hedef kitlesi üzerine yapılan yorumlar ve İyi partinin ilk seçimlerde yakalayacağı oy oranı tahminlerini izlediğim bir televizyon programından sonra İyi parti hakkında bahsetmek istedim.
Öncelikle İyi parti neden kuruldu diye yapılan yorumlardan en önemlisi ve bana göre en etkili olanı bir muhalefet eksikliği olarak ortaya çıktığını belirtilmesine karşın bana göre bir küskünler hareketi olarak ortaya çıktığı gerçeğini görmemiz gerekir diye düşünüyorum, İyi parti savunucularının ortak özelliklerinden hepsinin şiddetle Erdoğan düşmanları olması, Mhp veya Chp ye kırgın ve küskün olmaları böyle bir oluşumu ortaya çıkardı diye düşünmekteyim. Şöyle ki öncelikle Mhp tabanında bahçelinin yaptığı siyasetten hoşnut olmayanların , diğer yandan Mhp de Bahçeliye muhalefet edip baş kaldıran ve partiden ihraç edilen siyasilere sempatisi olan tabanın belli bir kesimin küskünleri oluşturduğunu çevremizde bulunan MHP kökenli kişiler ile yaptığım sohbetlerde birebir şahit olmaktayım. Ayrıca CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun siyasetinden hoşnut olmayan bazı kesimlerinde aynı itibarla İyi partiye geçebileceği iddiaları da dillendirilmektedir, bu da İyi partinin her kesime hitap edeceği algısını veya izlenimini uyandırmakta ise de diğer yandan kanıtlanmasa da sürekli dillendirilen Fetö ile Sayın Akşener hanımefendinin bağı olduğu iddiaları ilerleyen zamanlarda sıkça duyacağımız bir iddia olarak İyi partiye karşı kullanılacaktır ve bununla birlikte fetö terör örgütü ile mücadele kapsamında açığa alınan ve ihraç edilen kişilerinde İyi partiye destek vereceği gerçeği ile yapılan yorumlarda destek olmaktan da öte sıkı sıkıya sarılacağı iddiaları, yeni kurulan İyi partinin toplumun her kesiminden oy almakta zorlanacağı gerçeğini ortaya çıkarmaktadır. Yorumlar tahminler ya da anketler ne olur bilinmez ama sandık her şeyi çözer diye düşünüyorum bu itibarla bize de yeni kurulan bu partiye hayırlı olsun demek düşer.
Gelelim Batının satış rekorları kırdığı Ortadoğu meselesine biz her zaman batının kimi desteklediği değil kendi çıkarları önemlidir diye üstüne basa basa söylediğimiz, Batının iki yüzlü politikalarını acı da olsa öğrenen Barzani çocukluk hayalim dediği devlet kurma hayali ile sonunun geldiğini acı da olsa öğrenmiştir sanırım darısı Ypg nin başına diyelim. Amerika desteklediği Barzani’yi bu kadar çabuk satması da yine menfaati gereği olduğu için şaşırmadık. Diğer yandan Suriye de Fırat Kalkanı Harekatı ile kahraman Mehmetçiğin oluşturduğu güvenli bölgelere Suriyeli muhacirlerin geri dönmeleri bölgenin asıl sorununun güvenlik olduğu gerçeğini göstermektedir. Ay Yıldızlı al bayrağın dalgalandığı her yerde huzur ve güvenin oluştuğunu bir kez daha görmek bizleri gururlandıran bir diğer ayrıntıdır. İlerleyen zamanlarda güvenli bölgelerin artırılarak Suriye topraklarına barış ve huzurun yine Mehmetçik tarafından tesis edileceğini zamanla göreceğiz.
Suud’lu bir prensin ılımlı İslam’a geçiş olarak dillendirdiği haberleri ilk duyduğumda dehşete düştüm, ya ben dahi bu kıt İslami bilgimle İslam dini barış dinidir İslam güven demektir diye hafızalarımıza kazıdığımız İslam Medeniyeti ve onun Ümmeti Müslümanlar ne zaman şiddet yanlısı bir tutum halinde görüldü ki suud prensi böyle bir söylem yolunu seçti. İslam dini Müslüman olmayanlara hoşgörü ile yaklaşan bir din olduğunu Peygamber efendimizin dünyaya tebliğinden bu zamana kadar hiçbir savaşta veya teslim alınan şehirler de katliamı bırakın ganimet olarak sivil halkın malına, canına veya namusuna dokunmamıştır, diğer taraftan bakınız yüzyıllardır İstanbul da, Şanlıurfa da, Bağdat’ta veya Kahire gibi şehirler de ( Müslüman devletlerin kontrolünde olan yerler olduğu için) yüzyıllardır cami, kilise ve sinagog yan yana durmakta ve insanlar ibadetlerini özgürce yapabilmektedir. Suud prensine ılımlı İslamı nasıl tarif edeceği sorulmalıdır. Müslüman kendinden emin olunan kişi demek olduğunu bilmeyen Suud prensi batının İslamofobisine gizliden gizliye destek vermekte olduğunu görememektedir veya Avrupa da hızla büyüyen ve son günlerde Amerika da yapılan terör saldırıları ile de hızla yeni kıtada artan bir İslam düşmanlığını destekleyen bir açıklama yaparak batı içinde itibar veya makam hayali kurarak bunları söylemektedir diye düşünmekteyim haksız mıyım? Batının istediği bir İslam modeli şöyle veya böyle olamaz, adına ister ılımlı ister demokrat veya isterseniz liberal deyin bu ümmetin hayrına olamaz çünkü İslam bir model değildir. İslam Allahın tüm insanlara (batı medeniyeti dahil) tebliğ ettiği değiştirilemeyen en son ve kusursuz tek hak dindir değiştirilemez. “İNNEDDİNE İNDALLAHİL İSLAM” .Manası; Allah katında din İslamdır. Cuma hutbelerinde sıkça duyduğumuz fakat çoğumuzun anlamını ve manasını bilmediği veya işitmediği bu ayeti kerimeyi bu gün imamın ağzından bir kez daha bilerek ve anlayarak dinleyelim.