Yabancı dil öğretimi ülkemizde gitgide önemini artırmaktadır. Özellikte çocukların çok küçük yaşta dile maruz kalmalarının önemi büyüktür. Bazı aileler çocuk doğduğu andan itibaren çocukla ingilizce konuşmaya başlar. Bu çocuğun algılamasındaki en önemli faktörlerden biridir. Tabiki bu şansı her çocuk bulamaz hatta sayılıdır. Çünkü, ülkemizde geçmişten gelen yabancı dil öğrenimine karşı bir ön yargı vardır. Tüm bu durumlar düşünüldüğünde, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yabancı dil eğitimine verilen önem artırılmış ve yabancı dil eğitimi 2. sınıftan itibaren programa yerleştirilmiştir. Bundan dolayı, gerek ilkokul kademesinde (2., 3., ve 4. sınıflar) gerekse ortaöğretim kademesinde (5., 6., 7. ve 8. sınıflar) yabancı dil eğitimi resmi müfredatta mevcut olup, bu kademelerde eğitim alan öğrencilerimizin kaliteli bir dil eğitimi almaları sağlanmaktadır. Kendi dilinden başka bir dile maruz kalmamış ve yeni bir yabancı dil öğrenmek üzere olan öğrencilerin yabancı bir dille ilk karşılaştıkları zaman ilköğretim kademesi olan 2. sınıftır. Bundan dolayıdır ki ilkokul seviyesindeki yabancı dil öğretimi çok önemlidir. İlkokul kademesindeki öğrenciler yaşlarından ve gelişimsel süreçlerinden dolayı diğer kademedeki öğrencilerden (özellikle lise ve üniversite) ayrılır ve bundan dolayıdır ki bu öğrencilere farklı bir yabancı dil eğitim süreci uygulanmalıdır. Öncelikle çocukların öğrenme özellikleri ve bunların ışığında yapılması gereken yabancı dil öğretim yöntemleri, anadil ve ikinci dil edinim süreçlerindeki çocukların özellikleri, yabancı dil öğretiminde kullanılan yaklaşım, yöntem ve teknikler, dört ayrı dil becerisinin (okuma, yazma, dinleme, konuşma) çocuklara nasıl verileceğinin planlanması çok önemlidir.
İlkokulda İngilizce eğitimi çok dinamik olmak zorundadır. Bu konuda özellikle dijital ortamdan çok faydalanılmaktadır. Eğlenerek öğrenme,oynayarak öğrenme, yaparak yaşayarak öğrenme en önemli etkendir. Son zamanlardaki teknolojik gelişmeler ışığında ve özellikle web 2araçları ile oluşturulan etkinliklerde küçük yaş grubu kolayca öğrenmeye adapte olabilmektedirler. İlkokulda çalışan bir İngilizce öğretmeni olarak ,öğrenmedeki en önemli etken öğrenciyi eğlendirebilmek ve dinamiği hiç düşürmemektir. Bu benim açımdan çok yorucu olmakla birlikte çokta eğlenceli ve tatmin edici bi durumdur. Özellikle akıllı tahtada oynadığımız oyunların kalıcı öğrenmeyi desteklediğini gördüm. Eve verdiğim sanal ortamda yaptıkları ödevleri eğlenerek yaptıklarını farkettim. Ve bu tür etkinlikler üzerine yoğunlaştım. Öğrencilerimiz pandemi çocukları olduğundan dolayı odaklanma,yazma ve okuma konusunda çok sıkıntı yaşamaktadırlar. Ama pandemi boyunca evde kapalı kalan çocuklarımız sürekli sanal ortama maruz kaldıkları için sınıfta dijital ortamda ders işlemek dikkatlerini hemen çekmektedir. Ve bu dijital ortamlarda (özellikle oyun oynarken) İngilizceye ihtiyaçları olmaktadır. Buda öğrenmedeki en önemli etkendir. İnsan ihtiyacı olduğu zaman araştırır,inceler ve öğrenir.
Globalleşme hızının en üst seviyede olduğu dünyamızda son yıllarda yaşananlar gelişmeler gösterdi ki bu düzende kendini geliştirebilmek en önemli gündem maddemiz olmuştur. İşte tam bu noktada dünya ile iletişim halinde kalabilmek, bilgi akışını sağlayabilmek ve etkileşim içinde olabilmek için yabancı dil yetkinliğinin çok ama çok önemli olduğu ortaya çıkmıştır. Sadece bu amaçla da değil, dünya üzerindeki gerek teknolojik, kültürel, eğitim ve sağlık gibi birçok alandaki gelişmeleri yakından takip edebilmek adına ülkemizin yabancı dil yetkinliğinin artması son derece önemlidir. Bu da okullarımızdaki “yabancı dil eğitiminin kalitesi” ile doğrudan alakalıdır. Biz ne kadar iyi seviyede yabancı dil eğitimi verirsek, yabancı dil yetkinliği olan, geçerli bir yabancı dilde, özellikle İngilizce, kendini ifade edebilen ve duyduğunu ve gördüğünü anlayan nesiller yetiştirebiliriz.
Sonuç olarak sadece İngilizce değil yeni öğreneceğimiz yabancı diller için en önemli şey ,o dile yoğun bir şekilde maruz kalmaktır. Teknolojik gelişmelerin hızlandığı son zamanlarda dijital ortam en önemli öğrenmeyi etkileyen faktördür. Dijital ortamda geliştirilecek olan metodlar uygulamalar öğrenmeyi hızlandıracak ve kalıcı olmasını sağlayacaktır. Öğrenmeyi kalıcı hale getirecek diğer bir etkende ,öğrencilerin çok daha küçük yaşlarda öğrenmeye başlamasıdır. Anasınıfı düzeyine indirgenmesi ve ders saattlerinin artırılması konusuda çok önemlidir. Bu konuda hazırlık sınıflarınında etkilerini gözardı edemeyiz. Bu konuda ülkece ve eğitim sistemi olarak çok yol katettiğimizi düşünüyorum. İngilizce öğretetiminde daha kalıcı çözümlerle ileride çok daha başarılı olmak dileğiyle…