Pazarlamanın iletişim bileşeni her geçen gün yenileniyor, mecralar artıyor, yeni medya kanalları dahil oluyor. Klasik olarak halkla ilişkiler, reklam, sponsorluk birebir satış olarak ayıracağımız iletişim bileşeni artık hem birbiri içerisine geçmiş alanlar olurken hem de bireysel olarak farklılaşmaya başladı. Artık etkinlik yaptık ya da medyada yer aldık halkla ilişkilerimiz tamam demek yetmiyor. Bir sponsorluk yapmakla bitmiyor. Tüm bileşenler birbirini destekliyor. Bir elin parmakları gibi birbirinden ayırmak mümkün olmuyor. Teknoloji ise tüm iletişim anlayışını değiştirdi. Yıllar önce tüketicilere mesaj veren konumunda olan işletmeler artık tüketicilerle etkileşime giren hatta tüketiciden mesaj alan konuma geldi. Yeni medya dediğimiz etkileşimli kanallar tüketicileri de yerinden kaldırdı. Artık içerisine dahil olmadığımız, hikayesini sahiplenmediğimiz bir reklam kampanyasını umursamıyoruz bile. Açıkçası iletişim kurmanın kuralları değişti.
Sosyal medya kanalları her geçen gün artıyor, yenileri ekleniyor, firmalar tam birine adapte olduk derken bir yenisiyle karşılaşıyor. Tüketim kültürü her şeyde olduğu gibi mecraları da hızlı tükettiriyor. Bundan bir yıl önce Snapchat diye bir dijital kanaldan haberimiz bile yoktu ama şimdi markalar hızla bu medyada boy göstermeye başladı. Sosyal medya çeşitleniyor, markalar hızla yeni kanallara adapte olmaya çalışıyor ancak acaba bu kanallar bizim için uygun mu diye düşünmüyorlar bile. Kullananlar da nasıl kullandığı hakkında bir fikir sahibi olmuyor. Adet yerini bulsun diye sosyal medya kanallarına dahil oluyorlar. Her zaman pazarlama faaliyetlerinde araştırmanın önemine dikkat çekiyoruz. Araştırma yapmadan yapılan pazarlama hamlelerinin boşa atış yapmak olduğunu söylüyoruz. Firmalar hedef kitlesini, pazarını, mevcut rekabeti öğrenecek araştırmalar yapmak yerine kendilerini tatmin edecek araştırmaları sıklıkla yapıyorlar. Yapılan araştırmalar marka imajı, marka bilinirliği gibi klasik araştırmalar. Evet, bunlar önemli araştırmalar belirli aralıklarla yapılması şart ancak hedef kitlesini tanımayan, ne kadar satış geri dönüşü alabileceğini değerlendirmeyen, rekabetten habersiz bir firmanın yaşama imkânı zor. Bilinirlik demek sizin çok başarılı bir marka olduğunuz anlamına gelmiyor.
Sosyal medya artık geleneksel iletişim kanallarından bağımsız hareket eden bir mecra değil. Diğer iletişim faaliyetleriyle birlikte hareket etmesi gereken, pazarlamanın iletişim bileşenine eklenecek bir kanal diyebiliriz. Sosyal medyada ofisinizde iletişim bilmeyen insanların eline teslim edilecek kadar basit bir olgu değil. Sosyal medyada oluyor olmak için olmayın. Haftada iki üç fotoğraf paylaşarak, günaydın mesajları yayınlayarak sosyal medya yönetilmiş olmuyor. Dijital mecralar pazarlama hedeflerine hizmet eder şekilde yönetilmeli, sizi pazarlama amaçlarına ulaştıracak iletişim çabalarından biri olarak görülmeli. Sosyal medya iletişim stratejinizin bir parçası. Ne olmak istediğinize karar verdikten sonra nasıl ki bir reklam stratejisi belirliyorsanız sosyal medya için de bir strateji belirlemelisiniz. Sosyal medyada müşterilerinize günaydın mesajı atmak için dahil olmayın. Firmaların sosyal medya konusunda yaptığı bir diğer yanlış da işletmeye uysun uymasın her kanala dahil olma çabası. Eğer sizin ürününüze uygun değilse, hedef kitleniz o kanalda yoksa zorlamayla bu kanallara dahil olmaya çalışmayın. Zorlama olur, eğreti durur ve tepki çeker. Bu nedenle araştırmaya daha fazla özen gösterin ve hangi kanalda olmanız gerektiğine iyi karar verin. Tabi ki bu kararı verdikten sonra da bu kanalı en efktif ve doğru şekilde nasıl kullanmanız gerektiğine dikkat edin. Aksi takdirde yapmış olmak için yapmaya devam edersiniz. Sosyal medya sizin tüketicilerinizle etkileşim kuracağınız yerler bu özelliğini unutmayın.