İletişim Başkanı Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca Galataport Paket Postanesi'nde düzenlenen "Yüzyıllık Emanet: Kızılay Esir Mektupları Sergisi"ni ziyaret etti.
Burada konuşan Altun, sergiyi ilk kez geçen yıl kasım ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın katılımlarıyla Millet Kütüphanesi'nde açtıklarını hatırlatarak, serginin büyük teveccüh gördüğünü ve bu sene de İstanbul'da açtıklarını söyledi.
Sergiyi düzenlerken savaşın ve esaretin insanlık dışı koşullarına dair farkındalık yaratmayı ve vatan için büyük bedeller ödeyen esirlerin anılarını yaşatmayı hedeflediklerini belirten Altun, "Sergimizdeki mektuplar ve belgeler, savaşın sadece cephede değil, cephe gerisinde de ne kadar yıkıcı olduğunu göstermektedir. Zira bir savaşın ardında bıraktığı trajediyi ve hikayeyi anlamadan yarattığı yıkımı idrak etmek mümkün değildir." dedi.
Altun, amaçlarının, kendilerine bir vatan bırakmak uğruna atalarının yaşadığı acıları gözler önüne sermek, onların aziz hatırasını saygıyla, hürmetle yad etmek olduğunu kaydederek, "Çünkü ağaç köküyle, insan atasıyla yaşar." ifadesini kullandı.
Sergilenen, Birinci Dünya Savaşı esirlerinin yazdığı 25 bin mektubun, savaşın ve esaretin karanlığında filizlenen umutların, özlemlerin ve zorlu mücadelelerin hikayesini anlattığını aktaran Altun, şöyle devam etti:
"Bu sergimizde esir mektupları, kartpostallar ve kayıtlarla birlikte esir askerler tarafından çıkarılan gazeteler yer alıyor. Tüm bu mektupları, gazeteleri Mısır’dan Hindistan’a, Fransa’daki çalışma kamplarından Sibirya’ya kadar dünyanın dört bir yanına savrulan esirler kaleme aldı. Postane önünden başlayarak Kelimeler enstalasyonundan özgürlüğü simgeleyen Kuş enstalasyonuna, Manifesto'dan Aynalı Oda ve Yas Odası gibi bölümlere kadar sergide her detayın titizlikle planlandığını görüyoruz. Burada esaretin ne kadar zorlu bir durum olduğu ziyaretçilere tam anlamıyla yansıtılıyor. Bu mektupların her biri, aynı zamanda canını, özgürlüğünü, sevdiklerini vatan uğruna feda etmiş olan Mehmetçiğin duygularını, düşüncelerini, özlemlerini yansıtıyor."
Her bir mektubun kendilerine bırakılmış bir vasiyet niteliğinde olduğunu vurgulayan Altun, "Bu vasiyet bizlere, atalarımızın canları pahasına, özgürlükleri pahasına koruduğu vatanın her karışına gözümüz gibi bakma sorumluluğunu yüklüyor. Aynı zamanda vatan uğruna her cephede, her mevki ve her mevzide canla başla çalışmamız gerektiğini söylüyor." diye konuştu.
"FİLİSTİN HALKININ YANINDAYIZ, ARKASINDAYIZ, HAKLI DAVALARININ DESTEKÇİSİYİZ"
Altun, "Bugün, teknolojiden ekonomiye, dış politikadan eğitime, spordan kültür sanata her alanda inkişaf eden büyük bir devletin ve büyük bir ülkenin fertleriyiz. Bunu başardıysak, fedakar ve cefakar ecdadımıza borçluyuz." dedi.
Ecdadın büyük fedakarlıklar gösterdiği cephelerden birisinin de Filistin Cephesi olduğuna dikkati çeken Altun, şunları kaydetti:
"Biz sergimizde bu cephede esir düşen askerlerimizin mektuplarına ve görsellerine de özel bir yer ayırdık. Bu resimler ve görsellerin bize söylediği şudur; Filistin, tarihimizin ayrılmaz bir parçası, mütemmim bir cüzüdür. Tarih boyunca da tüm dünyada adaletin ve barışın müdafaasını yapmış bir millet olarak bugün de Filistin bir parçamızdır, biz de Filistin halkının yanındayız, arkasındayız, haklı davalarının destekçisiyiz. Bu itibarla, Gazze’de İsrail’in tarihte eşi benzeri olmayan bir vahşilikle yaptığı saldırılara ve soykırıma karşı çok güçlü bir şekilde karşı çıkıyoruz. Dün bizim topraklarımızı işgale yeltenen müstevliler, bugün Filistin’in işgal edilmesini savunuyor. Bebeklerin, çocukların, kadınların, doktorların katledilmesini, hastanelerin, okulların, yardım kuruluşlarının bombalanmasını, 2 milyon insanın aç, susuz ve ilaçsız bırakılmasını destekliyor. İstilacı ve işgalci bir güç olan İsrail’e karşı, mazlumun yanında yer almak inancımızın ve tarihimizin bize yüklediği görevimizdir. Dolayısıyla Türkiye, hak-batıl mücadelesinde dün olduğu gibi bugün de taraftır, haklının ve mazlumun yanında, zalimlerin de tam karşısındadır."
Sergiyi, kendilerinin hak ve batıl mücadelesinde durdukları yeri göstermesi açısından çok kıymetli bulduğunu dile getiren Altun, 25 bin esir mektubunu 100 yıl boyunca muhafaza eden Türk Kızılay'a ve katkıları için TRT'ye teşekkür etti.
Altun, sözlerini, "Vatan topraklarını kanlarıyla yoğurarak bize armağan bırakan aziz şehitlerimizi, gazilerimizi şükranla, minnetle yad ediyorum. İçinde bulunduğumuz mübarek ramazan ayında Filistin’in özgürlüğü için dua ediyoruz." diyerek tamamladı.
Altun, daha sonra TRT Genel Müdürü Zahid Sobacı ve Türk Kızılay Genel Başkanı Fatma Meriç Yılmaz ile sergiyi gezdi. Altun, Sobacı ve Yılmaz'a, esir mektuplarının bulunduğu tablo hediye edildi.
YÜZYILLIK EMANETLER: KIZILAY ESİR MEKTUPLARI SERGİSİ
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından Galataport Paket Postanesi'nde ziyaretçilere açılan sergi, Birinci Dünya Savaşı'nda esir düşen asker ve sivillerin mektupları üzerinden esaret yaşamını konu alıyor.
Sergide, Kızılay Arşivi'nde özenle korunan 25 bin mektup arasından seçilen mektuplar; fotoğraf ve enstalasyonlar eşliğinde ziyaretçilerle buluşuyor.
Sergi, savaşın ve esaretin karanlığında filizlenen umutların, özlemlerin ve zorlu mücadelelerin hikayesini anlatıyor.
Filistin Cephesi’nde savaşan ve orada esir düşen askerlerin fotoğraf, mektup, esir kartı ve eşyasına özel bir bölümün ayrıldığı sergi, insanlık tarihinin hüzünlü kafiyelerine dikkati çekiyor.
Sergide esir mektupları, esir kamplarından, günlük yaşamdan ve mektuplardan fotoğraflar, esir kayıt defterlerinin, esir kartlarının ve Kızılay tahkikat belgelerinin fotoğrafları, enstalasyonlar, dijital deneyim alanları (belgesel, fotoğraf ve video gösterimi), yas odası (askerlerden ve esirlerden kalan kişisel eşya) bulunuyor.
"Yüzyıllık Emanet: Kızılay Esir Mektupları Sergisi", İstanbul Galataport Paket Postanesi'nde bir ay boyunca ziyarete açık olacak.