Geçtiğimiz günlerde CHP genel başkan yardımcısı Gürsel Tekin iki gün içinde Türk ordusu Suriye'ye girecek demişti. Hatta iddiaya falan girmiş olabilir. Aradan iki gün geçti. Daha sonra dört gün daha geçti. Görünürde bir şey yok.....
Acaba tersinden mi okumak gerekir? Mesela Suriyeliler Türkiye girdi gibi.......
Aynı mantıkla devam edelim; Mesela diyorlar ki, (Gürsel Tekin ve emsali) "bize (CHP) dört yıllık yetki verin, Türkiye'yi 21. yüzyıla taşıyalım"....
Bu, nasıl olacak?
Tek parti “ölçütleriyle mi?”…Yani “altı ilke” muvacehesinde mi?
Yoksa, 1920’lerde kurulan ve 1949’da kaldırılan İstiklal Mahkemeleriyle mi?
Diyelim ki dört yıllık yetkiyi verdik. Beşinci yıl, çöp dağlarıyla haşır neşir olan İstanbul belediyesi gibi bir Türkiye ile mi 21 yüzyıla “atlayacağız?”.
Yoksa çiçek “sulayan” eski Dersim mebusu gibi eli fenerli çehrelerle mi “müşerref” olacağız?
Hangisi?...
Bekliyoruz bakalım, ne yapılacak?
Merak ediyorum; asgari ücreti 5000 Liraya kadar çıkaran “açık artırmacıların” sözlerini hatırlayanlar olacak mı?
EVREN
Facede bir dostumuzun duvarına geçenlerde ölen Kenan Evren ile ilgili olarak “Mustafa ‘ya ne diyecek” yazmış. Başlıkta bu ifadeden ben de “m. Kemal paşaya ne diyecek” anladım. Zira biliyoruz ki, Evren paşa 1980''de ihtilali yaptıktan sonra “devrimlerden” tavizler verdiğini iddia etmişti bazı “devrimci” dostlarımız.
Meğer bu dostumuz 12 Eylül ihtilaliyle idam edilen Mustafa Pehlivanoğlu’nu kast etmiş…. Şehit Mustafa Pehlivanoğlu’na Fatihalar gönderiyoruz bu vesileyle…..
Ben anladığım şekliyle devam edeyim;
M. Kemal Paşa muhtemelen Evren Paşa’ya hesap soracaktır öbür alemde (!). Dedik ya devrimlerden taviz verdiğini iddia ediyorlar…. Kemal Paşa 1928 yılında anayasadan "islam" ibaresini çıkarmıştı. 1937’de anayasaya laiklik ilkesini koydurmuştu. CHP’nin diğer meşhur ilkeleriyle birlikte.
Evren Paşamız M. Kemal Paşa’yı çok sevdiğini biliyoruz. Nereden biliyoruz; Şuradan ki, Evren Paşa, ihtilali yaptıktan sonra ülkemizde ne kadar ilk okul varsa ve ne kadar stadyum varsa hepsinin adını “Atatürk” koydurdu.
Ama bu Kenan Paşa’yı kesmedi. Belki Türk tarihinde rastlanmayan çoğunlukta büst imalatı başlattı. Hatta rivayet odur ki, ordumuzda bir birliğimiz büst imalatıyla tavzif edildi.
Her yer büst oldu.
İranlıların “Külli yevmin aşure /Külli arzın kerbelâ” dedikleri gibi….
Teşbihte hata olmaz derlermiş…..
Tekrar edelim; Kenan Paşa’nın M. Kemal Paşa’yı çok sevdiğini biliyoruz.
“El mer’ü maa ben ehabbe” ( kişi sevdiğiyle beraberdir)…
Nitekim, 1980’li yıllarda Kenan Paşa’nın gazetelerdeki bir resmini hatırlıyorum; giydiği şapkayla ve elindeki bastonla M. Kemal Paşa’yı tıpatıp benzemişti.
Ne “benzersiz” benzeyiş değil mi? “Benzersize” benzeyiş… “Emsalsize” benzeyiş, her yiğidin harcı değildir…..
Sözü bir Türk atasözüyle tamamlayalım;
“Söyle arkadaşını, senin kim olduğunu söyleyeyim”.
Ve bir “nitekim” dönemi sona ermiştir.
TÜRK MİLLETİ SADECE MÜSLÜMAN DEĞİLDİR, AYNI ZAMANDA TARİH BOYUNCA İSLAMIN EN ŞEREFLİ TEMSİLCİSİYDİLER.
FETRET DÖNEMLERİ GELİR VE GEÇER.
TÜRK MİLETİNİN ASLÎ HÜVİYETİNE DÖNMESİ TEMENNİSİYLE......
EY TÜRK TİTRE VE KENDİNE DÖN
Bir söz: Akıl bir bıçak gibidir. Nasıl kullanıldığına bağlıdır.