Gündem malum; yeni tip covid-19 virüsü. Üç ay içinde dünyanın tüm dengesini bozan bir virüs; hastalığının adı “coronavirüs”… Durum ciddi, mesele mühim, zaman kritik… Onlarca devlet, yüzlerce uzman, binlerce sağlık çalışanı, bir o kadar bilim adamı ve yine binlerce ölümlü vaka. Daha vahimi ve korkutanı; duracağa da benzemiyor.
Şöyle ki; birçok ihtimal var kesin olmaya yakın ne çok ihtimal var mutlak yalan. Biz mi? Biraz insaf, biraz vicdan, biraz ahlak, biraz hak, biraz sabır ve çokça akıl çokça iman, insanlığımızdan nasibimizi almış olmak böyle dönemlerde daha da ehemmiyet kazanıyor vesselam.
Hal böyleyken misal ben sosyolog değilim lakin insanların bu vesile ile nasıl savrulduklarını ve toplumun dinamiklerinin nasıl birden değiştiğini görebiliyorum. Birey ile toplum arasında oluşmaya başlamış derin uçurumlar ihtimal ki bizi çok daha kadim sorunlara gark edecek. Özgürleşen ve gelişen ve teknolojiyle büyüyen dünyanın çok da masum ve matah bir şey olmadığı ihtimali de şurada bir dursun.
Politikacı değilim; buna rağmen politikacıların bile bunun politik birer malzeme haline getirmesini en hafifi ile siyaset kurumunun henüz tam manasıyla kemale ermediği ihtimalini yok sayamayacağım.
Komplo teorisyeni hiç değilim lakin bu virüsün üretilmiş bir biyolojik silah olma ihtimalini yok saymıyorum. Velev ki insan eliyle üretilmiş olmasın buna rağmen tasarımlanan ve sonunda birilerinin yine kasalarını dolduran bir proje ile sonuçlanacağı hiç de uzak bir ihtimal olmayacaktır.
Stratejist değilim evet; bu böyleyken küresel dünyanın kimi zaman merkez değiştirdiğini, büyük ve derin patronların hoşlarına gitmeyen şeyleri tekrar rayına sokmak için gidişata müdahale ettiğini kuvvetle muhtemel sayıyorum.
Derin tarihçi değilim, gizli ve ezoterik yapıları duyum olarak bilirim buna rağmen dünyanın yönetiminde bir gizli elin ve karanlık yapıların kendi proje ve gayeleri uğruna gerekirse tüm insanlığın da içine aldıkları oyun, desise, saldırı her ne varsa kullanacaklarını ihtimal dairesinde görürüm.
Ekonomist değilim lakin bu virüs sebebiyle oluşan kaygı ve panik havasının ekonomiye tekrardan yön vereceğini kestirebiliyorum. Velev ki gizli bir el, derin dünya patronları yapmış olmasın ama paranın akışında kartlar tekrar dağıtılacak. Çöken ekonomilerin yerine yenisi kurulmayacağına göre elindeki “para” gücünü kaybetmeyenler muhtemelen ibreyi kendine çevirmiş olacak.
Halkla ilişkiler okumadım ama kurum ve kuruluşların olağanüstü durumlarda ideolojik yaklaşımlardan kurtulamamış olmasının halk nezdinde tartıldığı ihtimalini es geçmiyorum. Din âlimi de değilim evet; din adına konuşanların kendi nefislerinden ve heveslerinden konuşmalarının önce dinin sonra mütedeyyin insanların zararına olacağı ihtimalini hiç de az görmüyorum.
Siyasetçi hiç olmadım; bunu böyle bilirken üretilen politikaları ilkten ve hepten reddedip rakibim kaybetsin de ne olursa olsun yaklaşımının siyasetin kendine zarar vereceği ihtimalini de not ediyorum.
Sağlıkçı değilim ama virüsün şakası olmadığını görüyorum. Nasıl hızlı ve artarak yayıldığını takip ediyorum. Biyolog değilim lakin virüsün tesir gücünü fark edebiliyorum. Tedbir alınmazsa neticenin vahamet olacağı ihtimalini kestirebiliyorum. Akıl ve bilim bunun da üstesinden gelecek ihtimalini kuvvetli buluyorum.
Doktor ya da hemşire değilim ama nasıl canla başla çalıştıklarını tüm risklere rağmen insanımıza yol gösterici ve şifacı olmak için her ihtimali göze aldıklarını biliyorum.
Velhasıl ben bir vatandaşım, vatanseverim, ülkemi seviyorum, ülkeyi yönetenlere güveniyorum. İnancımdan şüphem yok. Birileri bu işten zarar ziyan görsün diye el ovuşturmuyorum. İnandığım din ve değerler gereği tedbirimi alıp takdiri Allah’a bırakıyorum. Ha bu arada duayı hor ve hakir görenler için bile dua ediyorum. Aklın ve ilmin yine dinimin emri olduğuna iman ediyorum. Filhakika bu yazının da altına okurun kendi görüş ve ideolojisine göre yorumlar yazma ihtimalini de biliyorum da ölüm bir “ihtimal” değil hay dostum.