İHTİLAF...

Doç. Dr. Ömer Akdağ

Son üç yüz yıllık dönemde ve hususiyle son 90 yıllık dönemde farklı düşünmeyi düşmanlık bellemişiz.

Zira köklerimizden koparıldık.

Bizim kökümüz İslam'dır.

İslam kimlikleri yok etmez, günceller...

Biz Türkler Müslüman olmakla kimliğimizi asla kaybetmedik.

Türklük şuurumuz İslam ile şereflenince daha fonksiyonel hale geldi.

Müslümanların öncüleri nasıl tartışıyorlardı?

Örnek olması bakımından hatırlatalım. Şöyle düşünüyorlardı;

“Benim görüşüm yanlış ihtimali taşıyan bir doğrudur. Muhalifimin görüşü ise yanlış ihtimali taşıyan bir doğrudur”.

Dikkat ederseniz; sadece ben “doğruyum” denilmiyor. “Bence benim kanaatim doğrudur ama yanlış ihtimalim de olabilir”…..

Yani kendisini “insanüstü” olarak telakki etmiyor.

Muhatabını veya muhalifini de “külliyen” hatalı ve “işe yaramaz” olarak değerlendirmiyor. Onunla müşterek olmak zemininde yanında görüyor ve istifade etmeye çalışıyor.

Buna “sosyal” olmak denir.

İnsanî vasat budur işte…..

Bu yaklaşım tarzı Müslümanların benimsediği tarzdır.

Münazara böyle bir zeminde yapılırsa netice işe yarar.

Bu tarz Peygamberimizin "ihtilafî ümmtî rahmetin vasiatün" hadis-i şerifini teyit eder.

Yani "ümmetin ihtilaf geniş rahmettir"....

Böyle bir zeminde teşekkül eden fikir teatisi verimli olur.

Kendisini “heykel” etrafındakileri kaide olarak gören bir zihniyetten sadece “deviren” bir kafa çıkar.

Deviren kafalardan “devrimci”, köklerinden kopanlar da bölücü ve eşkiya olur.

Kelime ve kavram zenginliğiyle zihnî devamlılık temin edilebilir.

Hangi kelimelerle fikir zenginliği temin edeceğiz?

Binlerce yıllık irfanımızı taşıyan kelimeleri yok ettik 1930'lu yıllarda.

Kelimeler yok edilince farklı düşünmeyi ve farklı mülahazayı düşman belledik.

Tekrar hatırlayalım;

Benim görüşüm yanlış ihtimali olan doğrudur.

Muhalifimin görüşü doğru ihtimali olan yanlıştır.

Mesele budur...

"Türk milleti Allah'ın son ordusudur". Prof. Dr. Mustafa Kafalı...

(Ümit ediyoruz hep öyle kalacaktır)

Ahilik bir Türk-İslam medeniyet nizamıdır.

Yanlış mı duydum acaba? Kılıçdaroğlu "Allah'tan korkmayan biz" dedi...

Cumhurbaşkanıyla alakalı eleştirileri olabilir ve olmalıdır...

Ama birisini eleştireyim derken tuhaf hallere de düşülmemelidir.

Refik Halit Karay insanı şöyle tarif ediyor; "Gerçek insan, bir hayvanın ıztırabını kendi çekiyormuşcasına duyan içli mahluka denir"..

Karay kedileri çok severmiş.

Karay'ın dediği gibi hayvanlara merhamet etmek lazım. Ama günümüzde öncelikle insanlar ve insanlığa merhamet etmek gerekir.

Doğu Türkistan'da "selamün aleyküm" demek yasaklandı. Geçen sene oruç tutmak yasaklanmıştı.

Suriye /Madaya'da açlıktan ölenler var.

Hayvanlara şefkatli olalım ama onlardan önce hemcinsimiz olan insanlara merhametimizi gösterelim.