Adamın biri artık karısının eskisi kadar iyi duymadığını ve onun işitme cihazına ihtiyaç duyduğunu düşünüyormuş.
Bu durumu konuşmak için aile doktorunu aramış. Doktor, adamın karısının ne kadar duyduğunu anlayabilmesi için basit bir yöntem önermiş:
"Yapacağın şey şu, karından 40 adım ileride dur, normal bir konuşma tonuyla bir şeyler söyle; eğer duymazsa 30 adım ilerisinde aynı şeyi tekrarla, sonra 20 adım; cevap alana kadar aynı şeyi tekrarla"
O akşam karısı mutfakta akşam yemeğini hazırlarken adam, işlemi uygulamaya koymuş.
40 adım uzaklıktan karısına normal bir konuşma tonuyla seslenmiş :
"Hayatım bu akşam yemekte ne var?"
Cevap yok.
Mutfağa biraz yaklaşmış. Mesafeyi 30 adıma indirmiş ve soruyu tekrarlamış :
"Hayatım bu akşam yemekte ne var?"
Yine cevap yok. Mutfağa biraz daha yaklaşmış, mesafe 20 adım ve tekrar sormuş:
"Hayatım bu akşam yemekte ne var?"
Hâlâ cevap yok. Adam mutfağın kapısına gelmiş artık mesafe iyice azalmış ve soruyu tekrarlamış :
"Hayatım bu akşam yemekte ne var?"
Bu sefer karısına iyice yaklaşmış ve aynı soruyu tekrar sormuş :
"Hayatım bu akşam yemekte ne var?". Karısı:
"Hayatım beşinci kez söylüyorum: tavuk!"
'İnsanın kendiyle yüzleşmeye yüzü yoksa başkalarının hatalarıyla oynar durur.' demiş Oscar Wilde. İnsan kendisiyle yüzleşmeyi başarabildiği zaman hakikati bulma yolunda önemli bir adım atmış olur.
"Bu benim hatam" diyebilmek büyük bir erdemdir. Bu, her insanın yapabileceği bir davranış değildir. Kişisel gelişim açısından belli bir seviyede olmak gerekir. Yaşadığımız problemleri çözmek ve olumsuzlukları gerçekten düzeltmek istiyorsak nerede hata yaptığımızı araştırmaya başlamalıyız. Çünkü problemlerinizin temelinde çoğunlukla iletişimsizlik ve empati kurma yoksunluğu yatmaktadır. Bazen empati kurarak, bazen de bakış açımızı değiştirerek yaşadığımız olayları değerlendirmeye başladığımız zaman hakikate ulaşmak için yol katetmeye başlarız.
Ancak gerçekten sahip olmadığımız hataları üstlenmek de bir nevi hastalıktır. Sürekli sorumlusu olmadığımız hataları yüklenirsek bir süre sonra bu yükü kaldıramayacak hale gelebiliriz. Bu çizgiyi muhafaza etmek kaydıyla empati kurmayı öğrenmemiz ve problemlerin sebebini biraz da kendimizde aramamız gerekir.
Belki de genelde düşündüğümüz gibi daima problem karşımızdaki kişilerde olmayabilir. Bu yüzden iğneyi de çuvaldızı da önce bir kendimize batırmamız gerek vesselam.