Ramazan oruç, ayı olduğu kadar aynı zamanda berekettir, piyasanın hareketlenmesidir, sofraların şenlenmesidir, eş ve dostun evlerde ağırlanmasıdır. Oruçla birlikte ibadete daha fazla zamanın ayrıldığı bir aydır. Yine iftar davetleri ramazan akşamlarının olmazsa olmazıdır. Zira bizim geleneğimizde misafir ağırlamak ve onlara izzet ve ikramda bulunmak vardır. Bu yazımda geçmişte iftar sofralarıyla ilgili yaptığımız bazı hususlara değinmek istiyorum.
İftar davetlerimiz kendi aramızda dönüp dolaşmaktadır. Maalesef aramıza fakir ve gurebayı almıyoruz. Ben sana, sen bana gelmeye devam ediyoruz. Davetin maksadı bu olmasa gerektir.
Kişiler iftar verirken son yıllarda kamu kurum/kuruluşları ve devlet erkanımız da iftar verir oldu. Sofrada da üst tabakanın veya elit tabakanın olduğunu görüyoruz. İftar sofrasını, sorumlu makamda olanlar kendi ceplerinden karşılıyorlarsa keselerine bereket, geçmişlerinin ruhuna Fatiha diyorum. Ama bunu devletin kesesinden yapıyorlarsa bu işe kalkışmadan önce bir defa daha düşünmelerini öneririm kendilerine. Zira devlet imkanlarını belli bir kesime ikramda bulunma gibi bir vazifelerinin olduğunu sanmıyorum. Bonkör ve cömertliklerini ellerini kendi ceplerine atmak suretiyle göstermelerini istiyorum.
Çoğunun borç batağında olduğuna inandığım belediyelerimizin mahalle mahalle dolaşıp her akşam bir yerde bölge sakinlerine iftar programı düzenlemesine sıcak bakmıyorum. Zira iftar için yaptıkları masrafı asli görevlerine harcarlarsa hizmetten tüm vatandaşlar faydalanmış olur. Yeterli miktarda paraları varsa şayet, ihale vb yollarla esnafa yaptıkları borçlarını zamanında ödemelerinde fayda vardır. Öncelik borçlarını ödemek olursa bize en güzel iftarı vermiş olurlar.
Gönüllü üyeler ve vatandaşların yardımıyla ayakta duran vakıf, dernek ve zorunlu üye aidatları ile görev icra eden STK’ların iftar daveti düzenlemede gerekli hassasiyeti göstermesinde fayda vardır. İftar daveti düzenleyecek kadar paranız varsa öncelikle üyelerinizin veya yardıma muhtaç kişilerin ihtiyaçlarını gidermenizde fayda vardır. Eğer dernek, vakıf, meslek kuruluşu, oda veya STK’ların düzenlediği iftarı bir sponsor vasıtasıyla yapıyorlarsa bunu özellikle davetlilere belirtmelerinde yarar görüyorum.
Kamu veya amme adına iş yapanlar, biz hikmetini bilmesek de iftar programı deruhte ettiler, herkesi davet edemeyeceklerine göre sınırlı sayıda bir davetli grubunu davet ettiler, bu daveti ölümsüz kılmak için fotoğraf da çektiler diyelim. Bu davet görüntüsünü davet sahibi veya davete icabet edenler sosyal medyada paylaşmasa, özellerinde kalsa nasıl olur? Bence fena olmaz, çok da iyi olur diyorum. Çünkü davete çağırılmadığı için gönül koyanlar, hatta canı çekenler olabilir. Çünkü yer mükemmel, sofra da mükellef bir sofraya benziyor. Hatta içlerinden bazıları kimin yemeğini kime yediriyor, bir de caka satıyorlar diyebilir.
Yahu bu ramazanda böyle kötü düşünceye sahip olanlar olabilir mi diye düşünebilir içinizden bazıları. Toplumda az da olsa benim gibi kötü düşünceye sahip olanlar, iftira atanlar veya gıybet edenler çıkabiliyor. Bunların ağzını büzemezsiniz. Her şeye rağmen biz davet vereceğiz diyenler davetlerini gizlerlerse, fotoğraf karesiyle ölümsüzleştirmeseler ve bunu sosyal medyada paylaşmasalar çok daha iyi etmiş olurlar.