Her birimiz, Âdem peygamberin ailesinin bir ferdi olarak dünyaya açtık gözlerimizi.
Yaratanımız, dört kez yemin ederek duyurdu kâinata, en güzel şekilde yaratılmış olduğumuzu.
Mükerrem ve onurlu eyledi bizi.
Gönül sahibi kıldı, arş-ı âlâ misali.
Kâinat, tüm mükemmelliğiyle bizim için var edildi, eşya hizmetimize verildi.
Peygamberler gönderildi bizim için, semanın kapıları açıldı, vahiy nâzil oldu.
Böylece fıtratımızı ve onurumuzu korumamıza destek verildi.
Renk, ırk, dil farklılıkları olsa da saygınlık bakımından aramızda bir fark bulunmadığına, Allah nezdinde en değerli olanımızın O’na karşı gelmekten en çok sakınanlarımız olduğuna dikkatlerimiz çekildi.
Hakikat böyle iken, insanlık; asıl onur ve şerefin âlemlerin Rabbine kul, Kutlu Nebi’ye ümmet kılınmakta olduğunu idrak edemedi
Biz onuru makamla, mevkiyle, parayla ölçer olduk.
Mevlâmızdan uzak düştükçe kendimize ve birbirimize de yabancılaştık.
Kendimizi kendi ellerimizle tehlikelere atıyoruz.
Günü birlik telaşlar içerisinde bencilliğin, hırsın, açgözlülüğün zindanlarına hapsoluyoruz adeta.
Ayrımcılık, ırkçılık, sömürgecilik, şiddet, terör, savaş, istismar, açlık gibi nice küresel sorunların kıskacında yeryüzü sakinleri olarak büyük bir sınavdan geçmekteyiz.
Günümüzde yıkık ve biçare nice gönüller, horlanıp itilenler, yalnızlığa terkedilenler, onuru ve haysiyeti zedelenenler, insanlığını yitirenler, Rahmet Elçisi’nin ilkeleriyle hayat bulmaya ne kadar da muhtaç.
O’nun ümmeti olan bizler de, bu ilkeleri yaşama ve yaşatma konusundaki sorumluluğumuzu göz ardı etmeyelim.
Yüce Rabbimiz, bizleri onun yolundan ayırmasın ve şefaatine nail eylesin.
Efendimiz, “Müslüman elinden ve dilinden emin olunan kimsedir” buyuruyor.
Bu kutlu sözün tam tersi olaylara şahitlik ediyoruz.
Siz, hem kardeşim diyeceksiniz hem de kardeşinizin kuyusunu kazanlara ses çıkarmayacaksınız.
Kabaca, kardeşinizin kuyusunu kazmış olacaksınız.
O yüzden, bir kardeşiniz dara düşerse ona mutlaka el uzatın.
Yardımlaşmayı ve iyiliği birbirimize nasihat etmemiz, birbirimizi güzelliğe teşvik etmemiz gerekmez mi.
Öfkeden, kavgadan ve küslükten uzak durmamız gerekmez mi.
Zaten ideal insanın ölçütleri de bunlardır.