Ne zaman ülkemizde toplumsal infiale sebebiyet veren menfur bir olay vuku bulsa "İdam isteriz, idam geri gelsin..." sesleri yükselir. İdam geri gelsin/gelmesin tartışmaları olur.
Bir şehit cenazesinde "İdam isteriz" sesleri yükselince Cumhurbaşkanı, "İdam Meclisten geçip önüme gelsin, ben onaylarım" dedi. Bunun üzerine BBP Genel Başkanı "İdamın tekrar geri gelmesi için Meclise bir teklif vereceklerini" açıkladı. İdam cezası için 401 vekilin imzası gerekiyor. Ana Muhalefet "Bu durumda idama karşıyız" dedi. Meclise bu sefer girmiş partiden ses seda yok. Zira olağanüstü kongre var gündemlerinde. İstifa da eksik olmuyor partilerinde. Birkaç seçimdir barajı aşar/aşamaz denilen ve her defasında da barajı aşan/aştırılan ve Meclisin gediklisi olan partiden de ses seda yok. Hoş ses verseler de bu ülkenin insanlarıyla birlikte aynı karede buluşmazlar. Birkaç defadır sergiledikleri icraat bu ülkenin toprağına ait olmadıklarını gösterdi. Hiçbir memleket meselesinde yaralı parmağa işemediler çünkü. Hasılı bugünkü Meclis aritmetiğine göre idamın bu Meclisten çıkması mümkün değil.
İdam çıkmaz bu ülkede. Çıksa da AB yasaları var karşımızda. Ama tartışması sürüp gideceğe benziyor. Pekiyi idam cezası çıksın mı? Ben de çıksın derim. Kim ne suç işlemişse aynıyla cezası vuku bulsun, adalet tecelli etsin, eden bulsun derim. Çünkü kısasta, aynıyla mukabelede hayat vardır. Hiçbir suç cezasız kalmamalı, hele hafifiyle yani müebbediyle hiç geçiştirilmemeli. Ceza dediğin caydırıcı olmalı. Geride kalanlara ibret olmalı.
İdam gelsin gelmeye. Ancak idamdan önce adaleti bu ülkede tesis etmemiz gerekiyor. Çünkü mevzubahis olan idamdır. İdam ettiğimiz kişiyi geriye getirme imkanımız yok. Geri gelsin diye idam etmiyoruz, elbette geri gelmeyecek diyebilirsiniz. Doğru, idamın amacı bu! Fakat yaşadığımız süreçte bu ülkede öyle yargılamalar oldu ve halen olmaya devam ediyor ki: Suçlu diye tutuklayıp yıllarca cezaevinde tuttuğumuz yıllar sonra "pardon" denip çıkarılıyor. Kimi suçlu hiç hapse girmeden dışarıda elini-kolunu sallayarak geziyor. Kimine ne ceza vereceğimize karar veremediğimiz için yargılamalar uzun süre devam ediyor. Yapılan yargılamalarda çoğu zaman kamu vicdanı rahatsız oluyor. Toplum nezdinde adalete bakışımız olumsuz. Adalete güven yüzde otuzlara gerilemiş durumda.
Canlı bomba olup kendini patlatacak kadar gözü dönmüşlerin bol olduğu bu ülkede idam ne kadar çözüm ayrıca?
Tekrar ediyorum, idam gelsin gelmeye. Ama idamı getirmeden önce adil, doğru, ve hızlı yargılamayı önce tesis edelim. Kendi adına ceza verilen millet, "Adalet yerini buldu, adalet dediğin böyle olmalı" desin. Bu ülkede benim adaletim, senin adaletin, benim suçlum, senin suçlun, benim kahramanım, senin kahramanın olmasın. Suçlu, herkese göre suçlu olsun. Bunlar olmadan onulmaz ve kapanmaz yaralar açmış oluruz. Aman dikkat!