Alkollü içecekler hakkında meclisin yoğun bir mesaisi oldu. İlginç protestolar, akla zarar eylemler yapıldı milletvekilleri tarafından. Bir tarafta özellikle gençlerin alkolden uzak durmalarını isteyen iktidar, diğer tarafta yaşam tarzına ve özel hayata müdahale ediliyor itirazında bulunan muhalefet. Dördüncü Murat benzetmeleriyle bir başka çekicilik kazandı süreç.
PAŞA DAİRESİ
Paşam, sen Dördüncü Murat’ı tanır mısın?
Tanımam mı gözüm, adam ne gürz kaldırırmış ağırlığınca, kodumu oturtan cinsten.
Rahmetli Babaannem olaydı, bu olanları görünce “İçmeyiverin şu zıkkımı” derdi eminim. Neden böyle diyorsun dediklerinde “bunca adamı bak uğraştırıyorlar, hem günah oğlum günah” cevabını verirdi. Gençlik bayramında; iktidarı muhalefeti, yazarı çizeri, gençlerin dinamik, atılgan, heyecanlı ve sağlıklı olmaları gerektiği konusunda nutuklar attılar. Alkolün zararlı olduğunu herkes biliyor, ayrıca inanan biri için zaten dinen yasaklanmış olması onun zararlı olduğunu ispata yeter.
OLTANIN UCU
Necip Fazıl’ı anma etkinliklerinde geceye katılanlara Üstadın büstü verilmiş. Tam Üstadın olup da “Verecek başka şey bulamadınız mı?” diyeceği zamanmış.
Peki koparılan fırtına ne? Sanırım mesele, direnç kırılması, güç odağının elden gitme korkusu. Çok değil, on beş yıl önce, başörtüsü konusunda içi boş ve anlamsız yasaklamalar “düzenleme” adı altında yapılırken şöyle bir soru sormuştum yazılarımın birinde: “Gün gelir de, şimdi yok etmeye, yok saymaya çalıştığınız bu başörtülüler, iktidara gelir de, başı açık gezmek yasak derlerse, ne yapacaksınız?” Örnek bire bir uymadı farkındayım, lakin zihniyetin işleyiş şeklini görme açısından uzak bir misal değil.
BİRKAÇ DİZE ŞİİR
virane bir gönle
gerekirse girmen
cesaretini topla, korkma
yetiyorsa yüreğin, yağmurda ıslanmaya
durma kalk yürü
geç kalma
kapıyı çalmaya
Hakan Bahçeci
O günlerde muhafazakar köşe yazarları, kişinin yaşam tarzına müdahale edilmemeli, inançlarından dolayı bir baskı oluşmamalı diye bas bas bağırırken, dinleyen olmadı. Dinleyen olmadığı gibi, bugün içkimize karışma diyenler, o gün başörtüsünü gericilik ve yobazlık olarak görmeyi ideoloji sandılar. Dediğim gibi, alkollü içecekler konusunun başörtüsü meselesi ile benzetilmesinin yerinde değil ancak karşı duranların zihin yapısını gösteren açık bir misaldir.
Kendi yaşam tarzına ve günlük alışkanlıklarına dokundurtmak istemeyenler, uygulamaları “yasakçı zihniyet” yaftalaması ile silikleştirmeye çabalıyorlar. Yaşam alanlarının, gece hayatlarının daralacağından, rahatça içip dağıtamayacaklarından endişe ediyorlar. Böyle bir yaşam tarzını tercih edenlere kişisel olarak ancak nasihatte bulunabiliriz, lakin konu toplumsal bir yaranın tedavisidir.
SÖZÜN NAMUSU
Yapmadığını söyleyenler söylediklerini de yamazlar.
Alkolün tüketilmemesini ümit ederek, kendi halinde alkol alan birine mümkünse ikili ilişkiler çerçevesinde tavsiyelerde bulunuruz. Ancak adam, beni rahatsız etmeye başladığı andan itibaren konu kamu meselesi haline gelmiş demektir. Muhalefetin belki de anlamakta zorlandığı nokta burasıdır. İçki içmek isteyen kişi bunu belirli bir çizgi içinde yapmakla hem kendisinin hem daha önemli olan kamusal alanın (ki bu kavram onlara aittir) otokontrolünü sağlamakta vatandaşlık görevini yerine getirmiş olacaktır.
Paşamın Türküleri
Tabancamın sapını
Gülle donatacağım
Alacağım başka yar
Seveceğim başka yar
Seni çatlatacağım
Tabancam dolu mermi
Seven böyle eder mi
İnsan sevdiği yari
Adam sevdiği yari
Bırakır da gider mi
Karadeniz Yöresi
Aslında diğer önemli ayrıntı, “yasağın” özendirmekten etki konusunda daha zayıf kaldığıdır. Bugün muhafazakar kanallar dahil hemen her dizi her program farkında olarak ya da olmayarak alkolün günlük hayatın normal bir parçası olduğuna, günlük hayatın sıradanlarından biri olduğuna işaret etmektedir. Drama dizilerinde derdini unutmak isteyen de, komedi dizisinde eğlenmek isteyen de, masasından içki bardağını eksik etmiyor.
KALEMİN SADAKASI
İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem benim iki omuzumu tuttu ve: “Dünyada sanki bir garip veya bir yolcu gibi ol” buyurdu.
Benim kimsenin yaşam tarzına karışmak gibi hakkım ve gücüm yok lakin devletin tüm yaşamları ve halkını bir düzen içinde tutmak ve sağlıklı bir nesil oluşturmaya hakkı, gücü ve hatta görevi var.