Hüzün ve Bayram

Hamdi Bağcı

Keşke hiç hatırlamasak, hiç hatırlatmasalar bize… Silinse maziye dair bütün hatıralarımız, kaybettiklerimizi hiç hatırlamasak. Belki bu kadar ağır gelmezdi kalbimiz o zaman bize, belki bu kadar sızlamazdı sol tarafı göğsümüzün ve gözlerimiz tenhalarda içli içli böyle yaşarmazdı…

Fakat her şey anlamsız, yaşayanlar yaşamayanlar, kaybettiklerimiz…

Belki bir Fatiha okumalıyız, Bayram Namazından hemen sonra, kabristanın o mahzun, o acıyla insanı sarıveren hüznüne bırakmalıyız kendimizi…

Herkesin bir hayatı vardır, doğru, evet öyle, herkesin bir öyküsü var, herkesin acısı, herkesin neşesi ayrı…

Lakin hiç kimseyi anlamasak bile kendi acımızı anlamak bize yetiyor aslında bütün acılardan bir parça almış olmaklığımıza…

Bayram hüzün günü değildir oysa… Ama biliyorum bazı anneler bugün daha fazla ağlayacak, bazı evlatlar, bazı yetimler, bazı öksüzler bayramın büyülü havasına kendilerini bırakamayacaklar.

Her gelen, her giden, her “Bayramın Mübarek Olsun”, diyen onları biraz daha ağlatacak…

Bunları düşünürken, Cahit Sıtkı Tarancı’nın Bayram Şiirini hatırlıyorum, yankılanıyor beynimde,

Korkarım felekte bir gün,

Bir bayram yemeğinde.

Anam, babam gibi kardeşlerimde,

En güzel dalgınlığında ömrün…

Beni gurbette sanıp,

Keşke gelseydi bu bayram,

Diyecekler.

Ve birdenbire yürekler,

Aynı acıyla yanıp,

Hepsinin gözleri yaşaracak.

Öldüğümü hatırlayarak.

 

Oysa Bayram neşe demektir, Bayram mutlu olmaktır, Bayram paylaşmaktır, Bayram sımsıcak bir huzurdur…

Ziyaret etmektir Bayram büyüklerimizi, ellerini öpmek ve geçmişten bir mutlu günü hatırlayıp, o gün gibi yaşamaktır Bayram.

Bayram vefadır, Bayram büyüklerine saygı, küçüklerine sevgidir.

Vefat eden büyüklerimize bir Yasin okuma gerekçemizdir Bayram. Ve belki de ölümü hatırlamaktır.

Ama biliyorum ki Bayram evladını kaybeden anneler, evlatlarını kaybeden babalar için daha başka bir şey demektir.

Hemen o vefat eden, evladını çağırıverecek, oda geliverecek…

Ama gelmez gelmeyecek…

Artık Bayram harçlığı istemeyecek mesela, Bayram elbiseleri alınmayacak onlara, Bayramda onlar da diğer çocuklar gibi neşe ile sokaklarda alabildiğine çığlık çığlığa oynayamayacaklar mesela…

Anne hüzünlü, diğer kardeşleri sorduğunda ciğer parelerini, gözleri yaşararak, “o artık cennette”, diyecek, belki de.

Belki de diyemeyecek, düğümlenecek kelimeler boğazına, yutkunamayacak, ağlayamayacak.

Biliyorum, Rabbimiz bizlerin sahibidir, bize annemizin acıdığından daha fazla acır, babamızın merhamet göstermesinden daha fazla merhamet gösterir.

En güzel Bayramlar da, biliyorum Cennette yaşanır.

Zira Cennet’te hem Peygamber Efendimizi görebilirler vefat eden çocuklar, bebekler, hem de bütün peygamberleri.

Sonra Rabbimizin milyonlarca Meleği Cennet Ahalisine el pençe en güzel bayramlar yaşatmak için, tasavvur edemeyeceğimiz nice güzellikleri yaşatırlar…

Onun için ben hem Gazze’de, hem Suriye’de, hem de kâh bir trafik kazasında, kâh hastalıkla ya da başka nedenlerle ölen bebeklerin, yavrucakların, ciğer parelerimizin en iyi bir şekilde Cennette Bayramı yaşadıklarına inanıyorum.

Elbette onların anneleri babaları bu dünya da en ağır acısını yaşarlar hasretlerinin ama elbette bitecek hasretler, elbette ölüm hak ve kavuşacak bütün sevdikleriyle insanlar.

30 gün oruç tutan her Müslüman kardeşimizin Bayram hakkıdır, acıların, hüzünlerin değil de mutluluğun, huzurun, sevgilerin sarmaladığı bir bayram olsa keşke.

Anneler hiç ağlamasa, yüreğimi dağlamasa, Bayramımız en güzel duygularla geçse keşke... Şuna inanıyorum, ölüm zaten bitiş değildir, ölenler sadece başka bir boyuta geçtiler ve belki hepsi bizi görüyorlar. Biz onları göremiyor muyuz?

Ben gördüğümüze inanıyorum ve inanıyorum ki onlara sevgimizi ancak Yasinlerle, Fatihalarla gösterebiliriz.

Onlar adına bir yetimin başını okşayarak, bir kimsesizin Bayramını güzelleştirerek onların Bayramını gerçek Bayrama dönüştürürüz.

Bayramlarımızın gerçek Bayram olacağı amelleri yaşamayı Rabbimiz hepimize lütfetsin.

Gerçek Bayram Rabbimizin bizden Razı olduğunu öğrendiğimiz gündür, o güne layık olacak amellerle geçirmenizi diliyorum bu dünyayı.

Gazze’nin Şehit Bebeklerinin gözlerinden öpüyorum, Suriye’nin Şehit Bebeklerinin Gözlerinden öpüyorum.

Yiyenlerim Esma ile Şifa’yı hasretle ve Rahmetle anıyorum.

Rahmetle andığımız başka geçmişlerimiz var, Hacı Babam, Babaannem, Anneannem ve aklıma gelen gelmeyen bu dünyadan göçen büyüklerimizi de Rahmet ve saygıyla anıyorum.

Siz sevgili okurlarımızın da elbette geçmişlerine Rabbimizin Rahmet etmesini diliyorum…

Rabbimiz Ümmete bu ahir zamanda gerçek Bayramlar nasip et, bu duygularla hepinizin Bayramının mübarek olmasını diliyorum…