Bu günkü yazımızda sosyal paylaşım sitelerinden birinde arkadaşlarımdan bir tanesinin kendisini diğer arkadaşları ile siyasi bir sohbet sonunda arkadaşları ile tartışıp kalp kırmaları ve hakaret etmeleri ile kendisini arkadaşlıktan men etmelerini anlatınca bu haftaki konumuzu hoşgörü üzerine yazmak istedim.
Herkesin fikirlerini ifade etmesine imkân sağlamak birlikte yaşamanın temel şartıdır. Ailede, okulda, mahallede, arkadaşlar arasında, siyasette ve her toplumda, birlikte yaşama açısından farklılıklara saygı, başkalarının fikirlerini ifade etmelerine fırsat tanıma, birlikte yaşamanın sağlıklı olabilmesi için kültürel alanda kişilerin kendi dilleri, dinleri, kendi kültürleri ile toplumda var olmalarının temel şartı karşılıklı hoşgörü ve saygı temeline dayanır ki bizi biz yapan medeniyetimizin en önemli özelliğidir. Hoşgörü, değişik özelliklere sahip insanların bir arada, birbirlerinin farklılıklarına saygı duyarak barış ve kardeşlik içerisinde yaşama becerisi kazanmalarına katkıda bulunur. Hoşgörü kültürü, insanın kendi inancını yaşamasını ve başkalarının da kendine ait inançlarını yaşamasını kabul etmeyi gerektirir. Toplumda birlikte yaşama bilincinin oluşabilmesi için, öncelikle fertlerin birbirlerine karşı iyi niyet ve samimiyet taşıması, insan olarak birbirine ve fikirlerine saygı duyması, bencillik ve bireysel çıkarcılıktan uzak durulması gerekir.
1 kasım genel seçimlerine bir aydan az bir zaman kaldığı şu günlerde siyasi görüşü veya tercihi ne olursa olsun birbirimize karşı anlayış ve nezaket ölçülerini sabır seviyemizi muhafaza etmemiz gerekir çünkü başka Türkiye yok. Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve Türk Milleti olarak birçok etnik kökenden gelen kardeşleriz. Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü veya Müslüman, Hıristiyan, Yahudi, Sünni veya Alevisi ile biz Türkiye’yiz ve bir mozaiği oluşturuyoruz. Bütün siyasi partiler bir kasım seçimi için vaatlerini ilan ettiler hepsinin ortak amacı bu millete hizmet etmek var. Ama Partilerin, görev ve sorumluluklarını yerine getirmede ihmalkâr ve sorumsuz davranışlar sergilemesi halinde, hem ülke hem toplum hem de fert için acı sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Hatırlayın Aynen-el Arap (kobani) sonrası HDP nin ayaklanma çağrısı sonucu elli kişiye yakın vatandaşımız hayatını kaybetti. Bu ülke vatandaşlığının verdiği zorunluluk dayanışmayı, yardımlaşmayı, inançlara saygı duymayı, başkasına karşı hoşgörülü olmayı gerektirir. Bu ilkelerle hareket etmesi gereken siyasi partilerin halkın tercihlerine saygı duymaları ve halkı birbirine düşürecek söylemlerden kaçınmaları gerekir. Önümüzdeki seçimlerde halk en doğru tercihi yapacaktır. Ancak HDP nin seçim vaatleri arasında sözde demokratik özerklik gibi söylemler halk arasında farklı algılamalara sebep olduğu da açıktır. Bu da toplum arasında çatışmaları körükleyeceğini unutmamak gerekir. Tamam sana saygı ve hoşgörü duyarım ama bunu da senden beklerim bu toplumun bir sabır ve tahammül sınırı var onu zorlayacak hal, hareket ve söylemlerden kaçınmak gerekir. Bu bakımdan önümüzdeki seçimlere katılan tüm siyasi partilerin bir araya gelip kardeşlik ve hoşgörü ile seçim çalışmalarını yapması hayalini uzak görsek de bir gün bunu da başaracağımıza inancım tamdır. Bunu Ecdadımız ve birleşik devletler yani ABD başardıysa bizde başarabiliriz karşılıklı saygı ve hoşgörülü hareket ederek başlayabiliriz. Ne dersiniz zor olmasa gerek.
SAYGILARIMLA