Horlama ve uyku apnesinde tedavinin mümkün olduğunu belirten Op. Dr. Mehmet Ege Akça, "Uykuda nefesin 10 saniye ve daha fazla durması uyku apnesidir. Horlamaların büyük çoğunluğunda uyku apneleri de tespit ediliyor. Fakat burada önemli olan şey bunların miktarı ve çeşididir. Horlama ve uyku apnesi ile ilgili bilinen bazı yanlışlar var. Mesela horlama ve uyku apnesi çoğunlukla burun tıkanıklığına bağlı değildir. Horlama dilin ve küçük dilin uyku esnasında arkaya düşmesine bağlı olur. Bu sebeple uyku apnesini çoğunlukla zayıf kişilerde değil kilolu kişilerde görürüz" dedi.
Horlama ve uyku apnesinin daha çok kilolu kişilerde olduğunu vurgulayan Emsey Hospital'dan Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Mehmet Ege Akça "Günümüzde obezite ciddi bir sorun olduğundan buna bağlı olarak uyku apnesi de artmaktadır. İnsan kilosu da yaş aldıkça arttığı için uyku apnesi daha çok ileri yaştaki kişilerde görülür. Ama buradaki asıl problem yaş değil. Uyku apnesinin günlük hayata yansımaları ise sabah uyandığınızda sanki hiç uyumamış gibi bir hal, yorgunluk, bununla gün içerisinde dikkat eksikliği, çocuklar için daha çok bilişsel fonksiyonlarda, okumayı öğrenmede, derse odaklanmada güçlük çekme gibi şeylerdir" açıklamasını yaptı.
"TESPİT İÇİN UYKU TESTİ YAPTIRILMALI"
Op. Dr. Mehmet Ege Akça, "Uyku apnesi günlük hayatta gündüz uyuklamalara da sebep olabilir. Haberlerde gördüğümüz trafikte uzun yol şoförleri ve tır şoförlerinin direksiyon başında uyuklayarak kazalara sebep olabildiğini biliyoruz. Bunların olmaması adına devletimiz tarafından belli bir kilo fazlası olan kişiler uyku apnesi açısından teste tutulur. Eğer uyku apnesi tespit edilirse bunun için tedavi aldıklarının belgelenmesini istemektedir. Öncelikle sadece hastalık, yorgunluk veya alkol alımı gibi dönemler dışında da bir kişinin sürekli bir uyku apnesi ve horlaması varsa öncelikle bir kulak burun boğaz muayenesi olması gerekmektedir. Ardından polisomografi denen bir uyku testimiz vardır. Bir hastanın bir gece hastanede yattığı ve sabah uyanıp işine gücüne gittiği, günlük hayat rutinlerini olumsuz etkilemeyen bir testtir " şeklinde konuştu.
"CİHAZ TEDAVİLERİNİN YANI SIRA AMELİYAT TEDAVİLERİ DE YAPILABİLİYOR"
Uyku apnesinin tedavisinden bahseden Op. Dr. Akça, "Uyku apneleri için cihaz tedavilerinin yanı sıra ameliyat tedavileri de yapılabiliyor. Bunlar genellikle yumuşak; damak, küçük dili ve dil kökünü içeren cerrahiler oluyor. Bunlara burun ameliyatları da eşlik edebiliyor" açıklamasını yaptı.
"ÇOCUKLARDA AMELİYATI SONRASI BÜYÜME HORMONUNUN ARTTIĞI TESPİT EDİLMİŞTİR"
Hemen hemen her yaşta görülebilen uyku apnesi hakkında bazı bilgiler veren Op. Dr. Akça "Çocuklarda uyku apnesini geniz eti ve bademcik problemine bağlarız. Bazı araştırmalara göre bazı çocuklarda, geniz eti ve bademcik ameliyatı sonrası büyüme hormonunun arttığı tespit edilmiştir. Bu yüzden aileler çocuklarının belirtilerine dikkat ederek erkenden doktora başvurmalıdır" açıklamasında bulundu.
Op. Dr. Akça son olarak şunları söyledi:
"Horlamanın, uyku apnesinin şiddeti arttıkça bunun hayati önemi artmakta. Çünkü bizim hastalarımız genellikle daha ileri yaşlarda geliyorlar ve maalesef biraz daha gecikmiş, artık bu hastalığın kalbi ve akciğeri yorabildiği dönemlerine gelmiş oluyorlar. Onun için biz bunu mümkün olan ilk fırsatta yapılmasını istiyoruz."