Bu hafta sizlerle M.Ö 2000 yıllarında HİTİT (ETİ) medeniyetinin taşlara kazıdığı önemli yazılarından birini, “ HİTİT DUASI”nı paylaşarak, gündemimize ayrı bir renk katmak, ayrı bir tat aldırmak istiyorum.
“HİTİTLER; Anadolu coğrafyasında kurulmuş önemli medeniyet ve devlettir. Başkentleri Hattuşaş –Zamanımızda, Çorum’un Boğazkale ilçesi- antik Hattuşa harabeleri ile Yazılı Kaya Açık Hava Mabedi, açık hava müzesinin bulumduğu yerdir. Dünya Kültür Mirası listesine dahil edilmiş, Milli Park Projesi kapsamında önemli antik çağ tarihinin bir mekanıdır.” (Vikipedi)
Bu tarihi mekanları iki defa yakından görme imkanım olmuştu. Rehber eşliğinde gezildiğinde, oldukça ilginç gelebilecek tarihi bilgilerle, medeni yapılaşma ve insan yaşantısının toprakla bütünleşmesinin mükemmel bir örneğini tanıma ve anlama şansı yakalanmış olur.
Hititlerin çok tanrılı bir dine sahip olduğunu tarihi bilgilerden biliyoruz. Ancak; “HİTİT DUASI” ile bilinen metinde, tevhit inancının izleririni fark etmek mümkün.
Bu duanın içeriğinde tevhit inancının izi dışında, Kültür Medeniyetinin temellerini, endişeleri, hazları, mutluluğa vesile olabilecek olayları yaşama isteğini, olgunluğa eriştirebilecek güzellikleri anlayabiliyoruz.
Anadolu coğrafyasının üzerinde yaşamanın bir ayrıcalık olduğunu, bu coğrafyanın MEDENİYETE katkısını, tarihin derinlerine yolculuk yapma şansını yakalayanlar, daha iyi anlıyor/anlayabilecekler.
Hitit Duasını vermeden önce, duada tevhid izi düşüncesi Kur’an-ı Kerimde “Andolsun ki biz her ümmete, -Allah’a kulluk edin, sahte tanrılardan uzak durun- diyen bir elçi gönderdik. Onlardan kimini Allah doğru yola iletti, kimileri de saptırılmayı hak ettiler. Yeryüzünü dolaşın da hak dini yalanlayanların akibetinin ne olduğunu görün.” (Nahl 36) ayetini hatırlattı.
Bütün medeniyetlerin temelinde DİN İNANCI birinci dercede etken olduğuna göre, insanlar özel hayatlarını düzenlerken bu gerçeğin farkında olmaları sayesinde mutluluğu yakalamaya çalışırlar.
DUA etmek, bu işlevin en güzel göstergesi.İnsan; öğrendiği kelime ve kavramları düşüncesinde yoğurup, gönül süzgecinden geçirerek, dil ve hal dili ile ALLAH’a arz eder.
Bu giriş bölümünden sonra, tarihi HİTİT DUASIna geçebiliriz.
* *****************************************
“Tanrım, beni yavaşlat, aklımı sakinleştirerek kalbimi dinlendir...
Zamanın sonsuzluğunu göstererek bu telâşlı hızımı dengele...
Günün karmaşası içinde bana sonsuza kadar yaşayacak tepelerin sükûnetini ver .
Sinirlerim ve kaşlarımdaki gerginliği, belleğimde yaşayan akarsuların melodisi ile yıka
götür.
Uykunun o büyüleyici ve iyileştirici gücünü duymama yardımcı ol..
Anlık güzellikleri yaşayabilme sanatını öğret;
Bir çiçeğe bakmak için yavaşlamayı,
güzel bir köpek ya da kediyi okşamak için durmayı,
güzel bir kitaptan birkaç satır okumayı,
balık avlayabilmeyi, hülyalara dalabilmeyi öğret...
Her gün bana kaplumbağa ve tavşanın masalını hatırlat.
Hatırlat ki yarışı her zaman hızlı koşanın bitirmediğini,
yaşamda hızı arttırmaktan çok daha önemli şeyler olduğunu bileyim...
Heybetli meşe ağacının dallarından yukarıya doğru bakmamı sağla.
Bakıp göreyim ki, onun böyle güçlü ve büyük olması yavaş ve iyi
büyümesine bağlıdır...
Beni yavaşlat Tanrım ve köklerimi yaşam toprağının kalıcı
değerlerine doğru göndermeme yardım et.
Yardım et ki, kaderimin yıldızlarına doğru daha olgun ve daha
sağlıklı olarak yükseleyim.
Ve hepsinden önemlisi;
Tanrım,
Bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için CESARET,
Değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için SABIR,
İkisi arasındaki farkı bilmek için AKIL ve HİKMET,
Beni aşkın körlüğünden ve yalanlarından koruyacak DOSTLAR ver..."
“Dua; insanın Allah katındaki değerini arttırı. –Ey Muhammed, de ki: Duanız olmasa Rabbim size niye değer versin.- (Furkan 77)”