Döviz fiyatlarındaki spekülatif ataklarla Ülkemizi teslim alacağını sanan Liberal-Kapitalist Sistemin sahipleri ve yerel uşakları, şüphesiz umduklarını bulamadılar ve bulamayacaklar.
15 Temmuz’da İmamın bile Caminin avlusu içerisindeki evinden çıkıp, Camiye ezan okumaya dahi gidemeyeceğini söyleyen bu zihniyet, tankların altına yatan binleri görünce akılları durmuş, lal olmuşlardı.
Bu başarısızlığın ardından gelen hazımsızlık ve gelecek kaygısı, onları çok daha saldırgan hale soktu.
Bizim ülkemizdeki vatandaşlarımızın bir kısmının bile henüz kavrayamadığı yâda sırf siyasi inattan ötürü kabul etmek istemediği yâda görmek istemediği gelişme ve ilerlemeyi bu Liberal-Kapitalist Sistemin sahipleri görüyorlar ve engel olmak için ne gerekiyor ise onu yapıyorlar.
Son yıllarda altyapısını büyük ölçüde tamamlamış bir Türkiye’nin neleri yapabileceğini düşündüklerinde, gözlerine uyku girmiyor bu şeytanlaşmış yaratıkların.
Ülkemize baktıklarında yenilenmeyen yâda fiziki yeterliliği olmayan kurumun olmadığını görüyorlar (okullar, hastanenler, adalet sarayları, hükümet konakları v.s).
Havaalanı, Üniversitesi, Spor Salonu, Şehir Stadyumu ve tam teşekkülü devlet hastanesi olmayan ilimiz kalmadı.
Duble yolların ve doğal gazın ulaşmadığı şehrimiz yok nerdeyse.
Bunları yaparken Dünyada 1 trilyon dolara ulaşan bir GSMH ve tüm dünya mazlumlarına yardım eden ve onları korumayı ve kollamayı kendine görev edinen bir Türkiye.
Tarihinden gelen bağlar ile Orta Asya’da ve Orta Doğu’da doğal bir nüfuz alanı olan bir Türkiye.
İslam Âleminin doğal sözcüsü haline gelmiş ve sadece ümmetin değil, insanlığın uğradığı haksızlıklara karşı tüm dünyaya korkusuzca seslenebilen bir Türkiye. Tüm dünya mazlumlarının gönlünde taht kuran bir ülke.
Şimdi yerelde kalkınma hedeflerini ortay koymuş ve ülkesinin en büyük problemlerini bir bir ortadan kaldıran bir Türkiye, 5 yıl sonra 10 yıl sonra durdurulamayacak bir güç haline gelecek olan bir ülke.
Yeni tamamlanan Üçüncü İstanbul Havaalanı ile tüm dünya havacılık sektörünün merkezlerinden biri haline gelecek olan İstanbul’umuz, Fatihin İstanbul’u olacak yine inşaAllah.
Yeni temelini attığımız Akkuyu Nükleer enerji santralimiz ve projelendirdiğimiz diğer santraller ile hem nükleer alanda gelişmiş, hem de enerjide dış bağımlılıktan kurtulmuş olacak olan bir Türkiye.
Tüm bunları gören dış düşmanlar ve içerdeki hainler dururlar mı? Durmazlar tabi. Onların durmadığı gibi biz de durmayacağız.
Rabbimin İnşirâh Suresi 7. Ayet’te dediği gibi; “Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul.” talimatı gereğince biz de hiç durmadan ve yılmadan bunların tüm plânlarını boşa çıkarmak için ne gerekiyor ise Rabbimin izni ve yardımı ile bunları yapacağız.
Bunlardan da, bunların araç olarak kullandıkları ne varsa onlardan da Korkmuyoruz ve Korkmayacağız. Rezzak’ı mutlağın Allah’ımız olduğuna inanan bir milletin, yokluktan ve yoksulluktan korkması düşünülebilir mi?
Asla düşünülemez. Yeter ki biz üstümüze düşen görevleri eksiksiz olarak yerine getirelim. İşimizi en iyi şekilde yapıp israftan kaçınalım ve olabildiğince yerli ürün tüketimine yönelelim.
İş adamımız, sanayicimiz, esnafımız, çiftçimiz, ev sahibimiz, dolmuşçumuz, taksicimiz kısacası hepimiz; bu süreci hep birlikte birbirimize yardımcı olarak geçirmeliyiz.
Leş kargaları gibi bu saldırıları fırsat olarak görüp davranırsak, bunun hesabını hiçbir yerde veremeyiz.
Birlik olalım, beraber olalım, hep birlikte Türkiye olalım ki bu Allah Düşmanlarını yenilgiye uğratıp, İslam’ın Şanlı tarihini tekerrür ettirelim.