"Her Müslüman Fethullahçıdır!"

Ahmed Daldiken

Ülkemizde bir cenah var, gerek yaşadığı çevre gerekse ailesinden dolayı dine ve din kurumlarına karşı her zaman mesafeli duran abdest almak ve namaz kılmayı fiilen ya da ismen bilmek dışında bu işlere pek de girmeyen Müslümanların sadece namaz kılıp oruç tuttuğunu düşünen ve koskoca İslâm tarihinden, Tasavvuftan, Türkiye’deki cemaatlerden tarikatlardan bir haber olan bir cenah…

      Belki entelektüel birikimi üst düzeyde olan fakat mesele Türkiye’deki dindarlar olunca aklına gelen ilk ve tek şeyin Gülen Cemaati olan cahil bir topluluktan bahsediyoruz. Nitekim öyle de oluyor. Şöyle karşımıza alıp da konuştuğumuz zaman Bediüzzaman Said Nursi’den bi haber olan Abdulkadir Geylani, Ahmed’er Rufai, Şah’ı Nakşibendi Hazretlerinin adını duyunca afallayan ne dediğimizi anlamakta zorlanan ve cahilliklerini gizleyemeyen bir gruptan bahsediyoruz. Ki sayıları da hiç de azımsanacak kadar değil.

     Dolayısıyla bir insan abdest alıp namaz kılıyorsa bunların bilgisi dahilinde o insan fethullahçı idi. Yani bu cahil sürüsünün düşüncesine göre Müslümanlık=Fethullahçılık demekti. Öyle ki lise hayatımın başlarında –bundan altı yedi sene önce- dolu diyebileceğim ancak bu konularda üzerinden cahillik akan bir arkadaşım malum yapıyla hiçbir bağım olmamasına rağmen gelip de bana “sizin için önce feto sonra Neco değil mi?” demişti. Ve sonradan açıklamıştı Feto’dan kastının Fethullah Gülen, Neco’dan kastının Necip Fazıl olduğunu. Dediğim gibi ilmik ilmik cehalet akan muhabbetler.

     Tabii bu bizim ‘dine ve din kurumlarına karşı mesafeli’ dediğimiz hatta biraz daha ileri giderek din düşmanlığı yapan insanlar herhangi bir ortamda doğrudan doğruya Allah’a, Kitab’a, ResulAllah’a bir şey diyemeyen insanlar “Türkiye’de Her Müslüman Mutlaka Fetullahçı’dır” diye düşündükleri o hastalıklı fikir yapısından dolayı kendilerince İslâmla eşdeğer gördükleri Fetullah Gülen ve cemaatine “ona bir şey diyemiyorum bari buna diyeyim” düşüncesiyle İslâm’a ve Müslümanlara olan bütün nefretini kinini malum cemaate doğru yöneltip söylüyorlardı. Ama buzdağının diğer yüzünde buram buram İslâm düşmanlığı yatıyordu.

     Biz ise bu insanların gerçek niyetlerini bildiğimizden yani derdinin malum yapı değil İslâm olduğunu anladığımızdan dolayı Adam aldırma da geç git’ diyemeyip Fetullah Cemaatini savunuyorduk. Ama burada bizim savunduğumuz onlar değil, İslâmımız, Müslümanlarımızdı. Burada yine hatanın aslan payı bizde tabii, meydanı malum yapıya tamamen bırakmıştık.

     Zamanında Gülen Yapısını eleştiren, onlara küfreden, Fetullah’a “Feto” diyenlerin Gülen Yapısı’nın arkasına sığınıp da İslâm’a küfretmek dışında bir düşüncesi yoktu. Sizce geçtiğimiz günlerde “Siz Hocaefendi derken biz Feto diyorduk” manşetiyle çıkan diş düşmanlığı ile prim yapan malum gazetenin zamanında “Feto” demesinin ardında yatan gerçek –zamanında onlara göre İslâm’ı temsil eden- malum yapının İsraille, Amerika ile, CIA ile ilişkisini bildiğinden miydi yoksa adı cemaat olan malum yapının arkasına sığınıp din düşmanlığı yapmasından mıydı ?

     Şimdi ise yine birileri aynı şeyleri yapıyor. Zamanında Gülen Yapısının arkasına sığınıp da kinlerini, nefretlerinin kusanlar bugün de yine aynı yapının arkasına sığınıp Türkiye’deki Müslümanların ve Ehli Sünnet Cemaatlerinin üzerine oynuyorlar. Hali hazırda kirlenmiş olan ‘cemaat’ kelimesinden hareketle ‘fırsat bu fırsat’ deyip yine saldırıyorlar.

     Bu anlamda son seksen yılımızda vatanımıza ve İslâm’a en büyük zararı veren; Cemaat, İmam ve Hocaefendi gibi kelimeleri kirleten ve dini yaşamayıp istismarıyla toplumdaki dindar insan anlayışını altüst eden malum terörist yapı tarihe sadece vatan hainliği ile değil ‘İslâm Hainliği’ ile de geçecektir.

Bize bunları yaşatanlara:

Lanetullahi Aleyh…