Şu Dünya âleminde bir kul yoktur ki, kedersiz olsun. Baktığımızda en mutlu tabloları çizenlerin bile, kim bilir ne üzüntüleri vardır perde arkasında. Hayat, başlı başına bir mücadeledir ve sorumlu bir yaşayış tarzı gerektirir; muhasebe ve muhakeme ister.
Hayat, acı tatlı olaylarla yoğrulup insanoğluna sunulmuştur. Akla hayâle gelmeyen, ölçülere sığmayan acayip ve garip şeylerle karşılaşabiliyoruz.
Peki, bu karşılaştığımız acı ve garip şeyler karşısında bizler nasıl davranmalıyız?
Sabrederek, evet, “sabrederek darlıktan kurtulup genişliğe çıkmayı beklemek ibadettir.” buyurmuştur sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav).
Sabır, bekleyebilme, olumsuz veya zorlayıcı durumlarda dahi sakinliğini koruyabilme, hedeflerimize ulaşmak için zamanın gerektirdiği süreci kabullenme yeteneğidir.
Sabır, İslâm'da ve genel olarak birçok kültürde önemli bir erdem olarak kabul edilir. Sabrın birçok yararı vardır hem dünyevi hem de uhrevi (ahiret hayatına dair) açıdan. “Edebi olmayanın ilmi, sabrı olmayanın dini, korku ve illeti olmayanın hakka yakınlığı yoktur” [Hasan-ı Basri (ra)]
İşte Sabrın Bazı Yararları:
1. Allâh'ın Rızası: Kur'ân'ı Kerim de ve hadislerde sabır, Allâh'ın rızasına erişmenin yollarından biri olarak gösterilir. Olup biten hadiselere tevekkül etmek, gelen her belâyı Allâh’dan bilmek gerek. “İlahi tecelli karşısında sabreden kemâle erer.” Kişi musibetlere maruz kalıp hoşnutluk gösterir ve sabırla karşılarsa olan biteni, îmânı kuvvetlenir.
2. Psikolojik Sağlık: Sabır, strese ve kaygıya karşı koruyucu bir faktördür. Zamanla olayların yatışmasını beklemek, kişinin ruh sağlığını korur. “İnsanların en bahtiyarı ilim dolu bir kalb ile sabredici bir bedene sahip olanıdır.”
3. Karar Verme: Sabırlı olmak, acele kararlar almanın getirebileceği olumsuz sonuçlardan kaçınmayı sağlar. Daha iyi düşünülmüş ve dengeli kararlar alınmasına yardımcı olur. “Her şeyin bir cevheri vardır, aklın cevheri ise sabırdır.”
4. İlişkiler: İnsanlarla olan ilişkilerde sabır, anlayış ve toleransı artırır. Bu da daha sağlıklı ve uzun süreli ilişkiler kurmayı kolaylaştırır. “Bir söze sabretmeyen, çok söz işitir.” 'Olgun insan münakaşa anında belli olur' sözü gibi, bilsek bile herkese konuşmamalı, hele ki aklı ermeyenlerle asla münakaşaya girişmemeliyiz. Cahile verilecek en güzel cevap sükuttur. (bk. Furkan Suresi/63. Âyet)
5. Başarı: Uzun vadeli hedeflere ulaşmak için sabır gereklidir. Hedeflerine ulaşmak isteyenler, sabırlı olduklarında daha başarılı olurlar. “Sabreden koruk, güneş karşısında tatlılaşır.”
6. Kişisel Gelişim: Sabır, kişinin kendi sınırlarını ve kapasitesini anlamasına yardımcı olur. Zaman içinde kişisel gelişim süreçleri daha etkili bir şekilde ilerler. “Sabreden selâmettedir.” Sabır bizlere her alanda başarıyı miras bırakır…
Sabır hem manevi hem de maddi dünyada birçok fayda sağlar. İslâm'da sabır, imânın tamamlayıcı unsurlarından biri olarak kabul edilir ve kişinin hem dünyada hem de ahirette huzur ve mutluluğa erişmesine yardımcı olur.
Akıllı bir Müslümana yaraşan en doğru hareket, her ne suretle olursa olsun, dünyada maruz kaldığı musibetlere sabretmek, ilahi nizamdan dışarı çıkmamak ve halinden şikayetçi olmamaktır.
Allâh (c.c.) bu dünya âlemini bir imtihan mahalli yapmıştır. Her olayda, Cenâb-ı Hakk'ın biz kullarını imtihân edip denemeye tâbi tuttuğunu akılda tutmalıyız. Başımıza gelen tüm olumsuzlukları, acıları ve garip gördüğümüz hadiselerin içindeki olumlu tarafını görmek için sabır göstermemiz gerekiyor.
“Debbağ sevdiği deriyi yerden yere vurur.”
Bu Atasözünden ilham alıp bütün hadisatın bizim gelişmemize ve kemâle ermemize bir vesile ve aynı zamanda lehimize olduğunu kavramamız gerekiyor.
Çünkü bu âlemdeki yegâne varoluş sebebimiz Allâh'ın rızasını kazanmaksa, bunu ancak ruhumuzu sabırla olgunlaştırarak ve kemâle ererek sağlayabiliriz. Bu süreç, kendimizin özünü, yani Allâh tarafından yaratılmış ve O'na dönmek üzere bu dünyaya gönderilmiş varlıkların asli doğasını bulmaktan geçer. Aslımızı bulmak, manevi kimliğimizi ve Allâh ile olan bağlantımızı fark etmek, bu bağlantıyı güçlendirmek ve dolayısıyla O'nun rızasını kazanmaya yönelik bir yaşam sürmenin başında sabır gelir.
“Andolsun ki, sizi bazen çetin korkularla, bazen açlık ve yoksullukla, bazen de servetinizi, sağlığınızı, canlarınız ve ürünlerinizi elinizden alarak imtihân edeceğiz. Sabredenleri müjdele! O sabırlı Mü’minler ki, başlarına bir imtihan olarak üzücü bir olay geldiği zaman: ‘Bizler zaten Allâh'a aitiz. Sonunda hepimiz O’na döneceğiz’ derler.” (Bakara Suresi/155-156. Âyetler)
“Olur ki bir şey hoşunuza gitmezken, o sizin için hayırlı olur; bir şeyi de sevdiğiniz hâlde o da hakkınızda şer olur. Allâh bilir, siz bilemezsiniz.” (Bakara Suresi/216.Âyet)
Bu âyeti celîle ışığı altında dıştan belâ görünen şey, bizim için bir lütuf olabilir. Allâh-u Teâlâ'nın kazası içinde lütfu gizlidir.
Zü’l-Celâli ve’l-İkrâm
Sabreden Derviş, muradına ermiş…