Bir hafta önce Hindistan’ın başkenti Delhi çok zor günler yaşadı. 1984’ten sonra ilk defa böyle korkunç bir olaya şahit oldu. Radikal düşünceden etkilenmiş 18-20 yaş arasındaki pırıl pırıl gençlerin zulümlerine uğrayan 45 kişi hayatını kaybetti ve yaklaşık 300 kişi ağır yaralandı. Birçok ev tahliye edildi. Olayı yakından takip edenlere göre bu saldırının tüm detayları daha önce planlanmış ve Delhi’de katliam yapmak için silah eğitimi almış teröristler kiralanmıştır. Ama ne yazık ki şimdilik bu olayın asıl günahkârı yakalanmamış ve yakalanacağından da emin değiliz.
Olayı gerçekleştiren teröristler Hindu-Müslüman, erkek, kadın demeden 45 kişiyi öldürdü, evlerini, ibadethanelerini mahvetti, çok zor şartlarda yaşayarak hayatları boyunca biriktirdiği para ve kıymetli eşyalarını çaldılar. Üstelik saldırıcılar bu olayı Hindu-Müslüman çatışmasıyla adlandırıp yıllardır aynı mahalle aynı sokakta kardeşçe yaşayan insanları birbirinden uzaklaştırmak, yabancılaştırmak gibi planlar yapmışlardı. Bizim kanatımıza göre bu olayın en önemli mesajı da Hindu-Müslümanların arasını bozmak, onları birbirine düşürüp bu yılın sonunda olacak seçimleri kazanmaktır. Ancak bu maksatla gerçekleştirilmiş Delhi olayını Hindu-Müslüman bir araya gelip başarısız hale getirdi. Ama ne yazık ki Hindistan’daki taraflı medya bunu Hindu-Müslüman arasında çıkan bir çatışma olarak göstermektedir.
Biz de haberleri takip ediyoruz. Olayı tarafsız olarak kabul edenlere göre bu olayda en çok dikkat çekici şey Hindu ile Müslümanların birlikteliğinin ortaya çıkmasıdır. Hatta bu olay Hindu-Müslümanları daha yakınlaştırdı ve Hint Hükümeti’nin de korktuğu şey budur zaten. Fakat olay öyle korkunçtu ki anlatırken bile insanlar hâlâ tedirgin ve onların dediklerine göre bu olayın izlerini hafızalarından silmek oldukça zor olacak.
Peki bu olaydan sonra Hindu-Müslümanlar eskisi gibi beraber yaşyabilecekler mi? Hemen cevap veriyorum. Tabi ki.
Çünkü Hintliler asırlardır farklı ırk, etnik, din ve mezhebe ait olan insanlarla yaşamaya alışık bir toplumdur. Bir olay nedeniyle konu komşudan nefret edip ayrı kalmayı beceremeyen bir toplumdur. Eğer Hintliler öyle yaparsa bu olayın temel amacı gerçekleştirilmiş olacak. Hem de terörist saldırısı yapan Hindular değildi. Bunu yapan sadece ve sadece radikal düşünceye sahip Hindutva ideolojisini taşıyan bir gruptur. Bu grubun Hindu ile hiçbir alakası yoktur. Bir Hindu bir Müslüman’dan hiçbir zaman nefret etmedi ve etmez. Biz Hindu çocuklarıyla aynı mahallede büyüdük. Bizim okul arkadaşlarımızın çoğu Hindu ve bu Hindular’dan hiçbir zaman bize herhangi bir zarar gelmemiştir. Biz gayet mutlu yaşıyorduk. Fakat son 6 yıldır Hindutva fikriyla ortaya çıkan bir grup Hindu adıyla Müslüman ve Hinduları birbiriyle değişik yönlerde çatıştırıp menfaat elde etmek için çabalıyor ve bunun denemesini de Delhi’de yaptı. Ama düşündükleri gibi olmadı. Öyle olsaydı o gün hiçbir Hindu Müslümanları kurtarmaz ve Müslümanları kendi evlerine saklayamazdı. Aynı şekilde Hinduların azınlığında bulunduğu mahallede Müslümanlar, Hindular için kendilerini siper etmezlerdi. Fakat medya her zamanki gibi taraflı konuşup olayı karıştırdı. Eğer medya işini düzgün yapsaydı Delhi’deki olay asla gerçekleşmezdi.
Bu yazımızla demek istediğimiz şey şu ki Hindistan’da yaşayan herhangi bir Hindu Müslümanlardan nefret etmiyor. Zor durumlarda her zaman Müslümanların yanında duran Hindu, Sih ve gayrimüslimlerdir. Evet Hindu adına Hindutva grubu Müslümanlara karşı kin besler ve zaman buldukça o kini çıkarmaya çalışır. Fakat bu gruptan dolayı tüm Hindulara terörist demek haksızlık ve insafsızlık olacaktır.