HEPİMİZ POTANSİYEL TAHŞİYECİYİZ

Hayrettin Atak

Cemaat, Polisler, Medya özgürlüğü, Ekrem Dumanlı, Senaryo, Diziler…

Her şey konuşuldu operasyonların başladığı saatten bu yana.  Ancak operasyonlara gerekçe gösterilen vakıanın aslında ne olduğu konusunda pek bilgi verilmedi, verilemedi henüz.  Bu olayın ayrıntılarına vakıf olmakla başlayacak bu içinde bulunduğumuz vahametin aslında ne denli büyük olduğu ve adaletsiz sistemin insanları ne denli iğrenç bir kıskaca aldığı…

Bu ayrıntıları dehşet veren olayda Pensilvanya, Gazete, Televizyon, Emniyet ve Yargı beşlisinin ortak hareketleri ilk kez bu denli net ifşa oluyor ve ayrıntılarda sıkı ilişkilerin ipuçları saklı…  

Bir Kemal Sunal filmi senaryosu bile bu operasyondan daha ciddi parşömenler barındırır… Operasyonların başlamasından, emniyetin yürüttüğü soruşturmaya ve savcının iddianamesine kadar her şey olsa olsa bir Şarlo uyarlaması olabilir…

Operasyon, masum insanların hedef gösterildiği “bunlara tahşiyeci denilebilir evlerine kaleşinkof (aynı bu şekilde söyledi ve bu şekilde söylemesinin ayrı bir yazı konusu olduğunu düşünüyorum) konulabilir sözlerinin ardından Gazetenin haber ve yazılarla (Nuh Gönültaş) ispiyonlaması, Tek Türkiye’nin uyarması, Polisin kurgulaması ve Savcının uyarlamasıyla geliştiği iddialar arasında. (Fezlekelerde olduğu gibi)

Ama asıl vahamet ayrıntılarda gizli…

122 kişinin tutuklandığı operasyonlarda deliler bir kuyumcuya ait 2 ruhsatlı tabanca, bir evde 7.65 silah, 150 yıllık bir çakaralmaz ve bir samuray kılıcı… 2000 mermi çekirdeği bulundu ama bu mermilerin hiçbiri bulunan üç silaha ait değil… Mehmet Doğan’ın evinde bulunmuş gibi bir algı oluşturulmaya çalışılan el bombası da, Cemaate sohbete gelen birinin abisinin boş evinde bulunuyor ki (bu acayip bir belirtisiz isim tamlaması oldu) bunu bulan polislerin mahkemede el bombasını nerede nasıl ve kaç dakika içinde buldukları ve niye üzerinde Mehmet Doğan’ın değil de kendi parmak izlerinin olduğu konusunda bir türlü açıklayamamaları Mahkeme heyetini bile kızdırdığı duruşmalara katılanların malumu.

Daha ciddi deliller de vardı tabi; Pazar alışverişinde satıcıyla pazarlık yapan bir cemaat üyesinin görüntüsü…

Piknikte arkadaşlarına pikniğin nasıl geçtiğini anlatan bir örgüt üyesinin ses kaydı… 

Büryan Kebabını ne kadar çok sevdiğini anlatan bir örgüt üyesinin konuşması…      

Arkadaşlarını akşama çaya davet eden örgüt üyesinin ses kaydı…

İki homoseksüel, bir kadın satıcısı ve bir cemaat üyesinin arabasında konulan eroinle deliller kuvvetlendirilmek istendi ancak buna kendilerini bile inandırmakta zorlandılar…  

Bu gizli şifreli konuşmalar ve görüntüler çözülüp yüzlerce kişi gözaltına alındı. Hatta hızını alamayan bazı polisler coşmuş olacak ki cemaatten olmayan bazı kişileri de operasyona dahil ettiler…  

Operasyonun adı “el-kaide” idi ama içeride hiç kimseye bununla ilgili bir soru sorulmadı dediler içeriden çıkanlar… Sorular hep “Cemaatle” ilgiliydi…  

Bu komik belge bilgi ve iddialarla tutuklanan kişiler için Obama’nın teşekkür etmesi ancak wikileags belgelerinde bunların el-kaideyle hiçbir şekilde bağlarının olmadığının anlatılması ise ayrı bir ironi…

Yüzde 90 görme kaybı bulunan, MS hastası, tek başına hiçbir ihtiyacını göremez bir insanı terörist ilan etme vicdansızlığında bulunanların, onu rahat bırakmayıp zulmü ve işkenceyi içeride de sürdürmesi, hastalıkları ispat için gereken Adli Tıp raporunun 17 ayda çıkartılamaması, hatta sağlık raporunun el bombasının üstündeki parmak izlerinin polislere ait olduğunun anlaşılmasının hemen öncesinde verilmiş olmasının organizasyonun ne denli büyük olduğunu göstermiyor mu?

Bu olay neden önemli…

 İlişkiler ve bağlantıları anlatması ve ışık tutması bakımından bu olay çok önemli…

Çok adil işliyormuş da son dönemde bozulmuş gibi yaptıkları adalet ve emniyet sisteminin zalimane işleyişini anlatması bakımından önemli…

Ortaya çıkmamış olsa, elbet herkes bir gün böyle bir kıskacın kurbanı olacağı için nelerden kurtulduğumuzu ve korunduğumuzu anlamamız için önemli…

Peki ya bu kadar acemice çalışılmasaydı?

Düşünmek bile insanın vicdanını sızlatıyor…

Bu haftaki gündemi değiştirme tartışmamız “Pensilvanya’nın bu denli saldırısının sebebi Mehmet Doğan’ın 2005 yılında yazdığı “2014 cemaatte sonun başlangıcı olacaktır” sözüne binaen mi yapıldı?” sorusu olacak muhakkak…