Bu hafta birden fazla konuya değinmek istiyorum.. Yazacak o kadar çok şey var ki..
3 hafta boyunca kendimce maddeleri ele alıp anlatmaya çalıştım.. Bir gazeteci olarak kendimde sorumluluk hissettim. Peki, siyasiler maddeleri anlatma konusunda ne durumda dersiniz?
Geçenlerde bir broşür geçti elime. CHP hazırlamış broşürleri. Bazı başlıklar;
TEK ADAM DEVLETİNE HAYIR – Her şeyin tek adam elinde olacağını iddia edip eklemişler; Cumhuriyet fiilen ortadan kalkacak. Detaylı şekilde anlatmayacağım tek adam elinde olmadığını keza 3 haftadır anlatıyorum. Fakat rejim değişikliği demek, seçmenini aptal yerine koymak değil de nedir?
TERÖRE HAYIR – Ülkede ne olursa Hayır deme konusunda ustalar, bunu anladık. Fakat gerekçesini, terörün önünü neyin açtığını, hangi maddenin buna neden olduğunu asla vurgulamıyorlar. Bir de bu cephede çelişkiler görüyorum. Bunu referandum gündemde değilken de görüyordum. Terör örgütlerine destek verenleri içeri alırsın, özgürlük diye ayağa kalkarlar, sahip çıkarlar. Her yerde güvenlik için sıkı arama yaparsın, ülkeyi ne hale getirdiler terörist gibi her yerde aranıyoruz derler. Ola ki bir patlama, bir eylem olsun bu devlet uyuyor mu derler? Şimdi de ideolojilerine hiçbir sav ortaya koymadan argüman olarak böyle kullanırlar. Bizim ülkemizde sol cenah çelişkileriyle meşhurdur.
Daha fazla devam edemeyeceğim. Ama beni kahkahalara boğan bir başlık vardı ki bunu da paylaşmadan geçemeyeceğim. PADİŞAHLARA BİLE VERİLMEYEN YETKİLER VERİLECEK! Ben hayır cephesinin sıkı bir yönetim biçimleri dersi almasını tavsiye ediyorum. Zira ne Cumhuriyet’ten ne Mutlak Monarşi ve Meşruti Monarşi ’den haberleri var. Gerçi maddeleri oyladığı halde okumayan bir genel başkanın peşindelerken bu PR çalışması bence fazla bile iyi..
*
Cumhurbaşkan’ı Erdoğan’ın Hayır çadırını ziyaret etmesi epey gündem oldu. Bir diktatör, kalkıyor kendisine muhalefet olanların çadırını ziyaret ediyor. Bir diktatör ki her kesimi kucaklamaya çalışıyor. Cumhurbaşkanı’nı gören hayır cephesinden bir kadın ardı ardına konuşmalarını sıralıyor ve sonra ekliyor; “özgürce söylemek istiyorum”. Demiştim ya bizim sol cenah çelişkileriyle meşhurdur diye. Dünyanın hangi yerinde bir diktatörün karşısında bu şekilde rahat rahat muhalefet söylemlerde bulunulur. Her şeye rağmen gülümseten bir kare oldu..
*
Avrupa’yı bir referandum telaşı aldı.. Avrupa’nın telaşını biz anlıyoruz. Hayır diyen bir Türkiye istemiyorlar, bu yüzden Hayır diyorlar.. Bu hafta, TERÖR ÖRGÜTLERİNİN VATANI; AVRUPA başlıklı bir haber yapmıştım. Bize kim ihanet ettiyse kucak açmadı mı Avrupa? Jurnalci gazeteciler, FETÖ’cü abiler, PKK’lı, DHKPC’li, IŞİD’çi teröristler hepsi vatan bildi Avrupa’yı.. Hayır’cı kardeşim bu da mı yetmiyor evet demene? Bazı akıllarda, Erdoğan’ın evet çıkarmak için Avrupa ile ortak hareket ettiğini iddia ediyor. Erdoğan, Avrupa’ya bunları yaptırabiliyorsa zaten büyük adam demektir, gel inat etme de sende evet de..
*
Son olarak bu hafta 7 güzel Adam’dan bir tanesi olan Rasim Özdenören ile tanışmak nasip oldu. Program sonrası akşam yemeği fırsatımızda oldu. Haber dışında sohbette ettik hocamızla. Edebiyatı kadar güzel bir sohbeti vardı Özdenören hocamızın. Hayatımda tanıdığım en naif, en güzel insanlardan birisi oldu.. İyi ki gelmiş, iyi ki geçmiş bu dünyadan bu 7 güzel adam.. 7'si de güzel efendim bu adamların; onlar gibi bir 8. de yok üstelik. Allah razı olsun bu 7 güzel adamdan, onlar ekti, bizlere hasadı kaldı..
BÜŞRA AKSAKBAĞI