Ülke olarak zor günlerden geçiyoruz. Tarih boyunca ne zaman rahat bırakıldık ki… Üzerimizde hep birilerinin eli oldu. Müslümanların gölgesinde dolanan çakal sürüsü eksik olmadı. Sadece dışarıdan olsa amenna da, asıl yara içerde. Dede Korkut beylik laf etmiş:
“Kahpe içerden olunca, kapı kilit tutmaz oğul!”
Kapılar kilit tutmuyor, evet; öyle bir güne çıkarsın ki Rabbimiz bizi, o kilitler tutarken kapı önünde dikilecek bir taneniz kalmasın.
Bir insana güvenirsiniz ya da bir topluluğa. Sonra düşmanınızla bir olup sizi en olmadık zamanda güveninizden vururlar. Onlara böyle yapmaları emredildi, aksini yapamazlar. Lafa geldi mi, onlardan iyisi yoktur. Dinin bekçisi kesilirler, vatanın savunucusu. Yalnız ideolojileri uğruna din iman tanımazlar. Bunlardan vatan sevgisi beklenmesi doğru olmaz, vatanı da satarlar.
Türkiye ne zaman yükselmeye kalksa, müdahale gecikmez. Kurgu hiç değişmedi, değişen insanlar ve şartlar oldu. Yaklaşım ve mantık hep aynı. Siz ne yaparsanız yapın Türkiye şaha kalkacaktır Allah’ın izniyle.
Halen vizyonda olan bir filme gittim geçenlerde, Amerikan yapımı, “Diriliş”. Filmde dış güçlerin zihniyeti ne kadar açık sergilenmiş. Kısaca bahsedecek olursak; Kızılderililerin yaşadığı bir ormanda hayvanları avlayıp kürklerini alıyorlar ve bunları yaşadıkları yere götürdüklerinde para kazanacaklar. İçlerinden grup liderleri olan kişiye ayı saldırıyor ve ciddi şekilde yaralanıyor. Tabi yaralandığı için onu taşımak zorundalar. Ekipten bazıları onu vurup acı çekmesine son verelim ve yolumuza devam edelim, diyor. Kürkleri götürdüklerinde alacakları paraya ihtiyaçları olduğunu, bu adamla uğraşıp vakit kaybetmek istemediklerini söylüyorlar.
Bizim askerimiz geldi gözümün önüne. Tankın üzerinde yaralanan polisin üzerine yatarak, kendi canını hiçe sayarak ona siper olan askerimiz. Kendi ölümü pahasına komutanını kurtaran, şehit dahi olsa kimseyi geride bırakmayan kahraman askerimiz.
Onlarla, yani dış güçlerin zihniyetiyle bizim aramızda dağlar kadar fark var. Onların ideolojileri para temalı, çıkar güdümlü. Bu çıkarlar uğruna her şeyi mübah görürler. İnsan haklarıymış… Palavra! İnsanlığın olmadığı yerde birey hakkı aramak…
Onların maşaları vardır, bizim ilkelerimiz. Biz kimseyi hunharca katletmeyiz. Çatışmanın bile bir adabı var.
Evet, ülkemiz zor günlerden geçiyor. Ne yapabilirim ki, elimden bir şey gelmiyor diyenler var. Ne mi yapabiliriz?
Dürüst, dosta güven veren, düşmana korku salan, vatanını satmayan bir insan olabiliriz. Bu ülkeye vatanını seven ve beyni ipotek altına alınamayacak sağlam bireyler yetiştirebiliriz. İşine gelince dindar olan, işine gelmeyince dini kendine uyduran bireyler olmayabiliriz. Yapabileceğimiz o kadar çok şey var ki!
Doğru yoldan ayrılmayalım yeter ki! Hayy’dan gelen Hû’ya gider; Hakk’tan geldik, yine O’na döneceğimizi unutmadan hayat sürelim.