Selamün aleyküm. Hayat hikâyelerimize kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Hangi yıllarını çok özlüyorsun dediklerinde cevabım lise yıllarımdı.... Zaman geçip hayat depdepesi içinde savrulurken hep o yıllarımı düşünür, ne kadar küçük şeyleri tasa etmişim derdim. Halbuki ileriki zamanlarımda yaşayacağım sıkıntıların ilk adımlarını attığımdan habersizdim.
Lisede artık ailemin diğer aileler gibi olmadığını, hele ki annemin tutumunun bana nasıl kötülük getirdiğini çokça hissettirmişti... Lisede bir gün çok sevdiğim sıra arkadaşım gelip büyük bir heyecanla pazar günü bisiklet turu var, ne olur hadi gidelim demesi ile başlamıştı. Ne kadar kendi kendime tasa ettim, nasıl izin alacağım, nasıl söyleyeceğim ben diye. Sonra arkadaşım aman ne kadar da sıkıntı ettin ben ararım babanı bana izin verir, beni sever baban kıramaz demişti. Öyle de oldu ben şokta idim.
Benim babam bir sürü erkeğin olacağı bisiklet turuna izin vermişti, hem de üstüne üstelik yeni bir bisiklet alıp gelmişti. Bir şartı vardı küçük erkek kardeşimle gitmemizdi... Nasıl heyecanla gittik bisikletlerimizle, nasıl bir kalabalık ve çoğu erkek. Çünkü bulunduğumuz şehrin kültürüne ters bir durumdu.
En önde bisiklet yarışçıları var ama ben hala nasıl babam izin verdi de kalmıştım. Şaşkınlığım turun içinde kardeşimi kaybedince korkuya bırakmıştı. Bir de telefonu da yoktu. Neyse babamı arayıp söyledim. Babam da tür bitsin çıkar gelir o deyip benim rahatlama sebep olmuştu. Sonrasında belediye katılanlar arasında çekiliş yapıp hediyeler vereceğini söyleyip, meydana toplamıştı. Bütün katılan sporcuları, gençleri... İşte o sırada bir sporcunun sürekli beni takip ettiğini hissettim...
Sonrasında hayatında ilk defa yaşadığım duygu olan aşkla tanıştım... Sonrasında babamın kardeşimin geldiğini benim de çok geç kalmamak şartıyla eve sonra gitmemi istemesi ile bir rahatlık gelmişti...
Bana bakan genç yanımıza gelip tanışmak için elini uzatmıştı. Hemen arkadaşım merhaba deyip uzatsa da ben öylece kalakalmıştım. Birlikte gidelim mi bir yerlere dediler yanındaki arkadaşları ile...Ben hala bakakalmıştım, arkadaşım fazlasıyla alışkındı böyle ortamlara ama benim için ilkti...
Ben amca, dayı çocuklarımızla bile bu seviye içinde büyütülmüştük... Bulunduğumuz yerden ayrılıp Meram Bağları’na gitmeye karar vermiştik...Ben hep kendimle konuşurdum küçüklüğümden beri yine kendimle konuşuyordum o sırada da ...Annem görse ne yapar bana Allah bilir, ilk defa biri beni beğendi ama annemin dediği gibi çirkin değilmişim ben, nasılda bakıyor bana heyecanı ile gideceğimiz yere gitmiştik. İki kişi onlar ve biz. Sonrasında saatlerce muhabbet etmiştik... Onlar da lise ikinci sınıftı, diğer yandan da bisiklet sporu ile ilgileniyorlardı... Birbirimizin telefonlarını alıp ayrılmıştık ammâ ben hala yaşadıklarımın şokunda idim... O kadar mutlu idim ki, eve ağzım kulaklarımda gitmiştim...Annem tabi ki de hiç mutlu değildi gittiğimde...Eve girer girmez hadi iyice zıvıtmaya başladın sen deyip karşılamıştı...ama ben öyle mutlu idim ki, hani derler ya içimde kelebekler uçuştu diye, ömrümde ilk defa onu yaşadım...Hemen üstümü çıkartıp evdeki işleri yapmıştım.. Sabah olsun hemen okula gitmek için can atıyordum... Olanları diğer arkadaşlarıma anlatacaktım, Sonra belki de arayacaktı yine görebilecektim....
İlk günler arayan olmadı, ben de aramamıştım... Sonra bir gün okulun önüne gelmişti... Telefonunun bozulduğunu niye arayamadığını söyledi.
İlk aşk dedikleri olay çoktan içimi sarmıştı...Sürekli düşünüp şarkılar dinler oldum ama bir yandan da derslerimi asla ihmal etmiyordum, çünkü benim derslerimin kötü gitmesi, okul hayatımın bitmesi demekti...haliyle içimde yaşadığım tüm güzel duygular da bitecekti... Böyle iyi kötü bir yıl geçmişti...
Sonrasında bütün ailesi ile tanışmıştım... Okulumuza çok yakındı evleri... okul çıkışı kafelere giderdik.. Sonrasında ailesi ile tanıştıktan sonra annesi sürekli evlerine davet etmeye başladı.... Benim için evden farklı o an için çok sıcak bir yuva görüntüsü vardı...Ben çok mutluydum... Annesinin bana hitap şekli ailesinin bana ilgisi benim sevgimi kat kat artırmıştı... Sonrasında yaşayacaklarımdan habersiz böylece işte içime işlemişti sevgisi...
İşte saf saf yetiştirilmenin acısı çıkacaktı.
Hâlbuki ailem sadece parasal değil, manevi destek de verse bunları yaşamış olur muydum bilmiyorum...Eli sonu Kader deyip susuyorum ama elimden geldiğince kendi çocuklarıma ayni boşluğu hissettirmemek için de çaba gösteriyorum....
Rabb'im hep iyilere denk getirsin, yolumuzu şaşırtmayacak kullarına.... inşallah diğer yazımızla görüşmek dileğiyle...