Arkadaşlarımızın hayat hikâyelerinde bu hafta; Çocukluğumda hiç maddi sıkıntı yaşamadan amma velakin zenginliğin verdiği şımarıklık olmadan büyütülduk. Böyle büyütülmüş olmak, sonrasında hayatımdaki zor geçen zamanları daha kolay geçirmeme vesile oldu.
Ortaokul yıllarım ilk kabuğumdan çıktığım vakitlerdi. Merkezde bir okulda okuyunca çarşıyı görmek sonrasında dershane falan derken epeyce utangaçlığım geçmişti. Çok mutaassıp yetiştirilmesek de işte genel gelenek görenek birde yaşadığımız şehrin baskısı ile ailem tutucu davranıyorlardı...
Lise yıllarım tamamen değiştiğim; kendimi, aile yapımı sorguladığım yıllar olmuştu. Babam daha iyi bir lise kazanmış olmama rağmen Anadolu kız liselerinden birine yollamıştı. Bu seçimin ne kadar gereksiz olduğunu gelip giderken hemen görmüştüm. Çünkü ne kadar sınıfta erkek olmasa da, aynı yüzleri dört yıl boyunca görmüştük kapı önünde.
İste aile içi iletişimin ne kadar önemli olduğunu o zaman anlamıştım... En ufak bakışa, söze kanılabiliyordu o yaşlarda. Lisede çok başarılı bir öğrenci olmama rağmen ailem tarafımdan sürekli baskılandım sırf kız çocuğu olduğum için. İngilizceyi çok iyi konuştuğum için İngilizce öğretmenim danışmanlık gibi mesleklere yönlendirmişti...
Babam o yıllarda her ne kadar yeğenlerimizin ya da tanıdıklarımızın başarılarını örnek göstererek gözümüze soksa da aynı başarıları biz elde edince aynı övgüleri göremedik.
"Elalemin adamı ile başka dilde konuşacak, Allah bilir ne konuşacak, Ben de öyle bakacağım mı "deyip saçma sapan nedenlerle reddetmişti.
Sonrasında okul bana bir kaçış gibiydi, sanki kendimi buluyordum, eve dönüş ıstırap gibi gelirdi... Sonrasında hazırlık bitip ikinci sınıfa geçtiğinde başıma hayatımın tamamen akışını değiştiren, şimdiki hayatımı yaşamama vesile neden olan olaylar yasadim. İnşallah bu süreci de diğer yazımızla dillendirmeye çalışacağım...
Rabbim kimseyi her ne yaşarsa yaşasın kendi yolundan ayırmasın...Selam ve dua ile...