Haya; çekinmek ve utanmak demektir. Namusu muhafaza etmek ve haysiyetini korumaktır.
Haya; hoşa gitmeyen şeylerin yahut da terk edilmesi yapılmasından daha uygun olan bir şeyin yapılması anında yüzünde beliren ince kızarma hali diye tarif edilmektedir.
Haya; kişinin her hususta haddini bilip onu aşmaması şeklinde de tanımlanabilir.
Haya; fenalıklar karşısında nefsi tutmak ve kötülüğü terk etmektir.
Haya; imanın en mükemmel derecesidir. İnsanlığın zirvesi, hayatın süsü ve ziynetidir. Bu sayede insanlık huzur ve rahata erer.
Haya insanın kuvvetli bir imana sahip olduğunu gösterir. Çünkü haya, ancak inanan insanın vasfıdır.
Hintlilerin bir atasözü vardır:” Bir gün mutlu olmak istersen yeni bir elbise giyin. Bir ay mutlu olmak isterseniz bir dava kazanın. Bir sene mutlu olmak isterseniz evlenin. Bütün ömrünüzce mesut olmak isterseniz namuslu olun” Hayası olmayanların mesut olduğu görülmemiştir.
Utanmayan insandan her şey beklenir. Onun yapamayacağı kötülük yoktur. Fakat unutulmamalıdır ki, insanın sadece ekmeğe, yemeğe değil, şerefe ve haya yada ihtiyacı vardır. Haya perdesini kaldıranlar, alın damarını çatlatanlar, iffet örtüsünü yırtanlar insanlardan da utanmazlar.
“İffetli olun ki, İffet bulasınız ! sözüne uygun size bir kıssa anlatayım:
Bir şehir de yaşayan namuslu bir aile varmış. Adam kuyumcu, kadın ise ev hanımıymış. Bir gün kendilerine her gün süt getiren sütçü daha önce hiç yapmadığı bir şeyi yapmış. O gün sütü verirken şehvetle hanımın elini tutuvermiş. Kadın hemen tencereyi bırakıvermiş. Sütçünün yaptığına çok üzülmüş. Kocası akşam eve geldiğinde ağlayarak,” söyle bey bugün ne yaptın ki benim başıma böyle bir şey geldi “ diyerek olanları anlatmış.
Bunun üzerine adam şöyle bir itirafta bulunmuş:”Evet hanım özür dilerim. Bu gün hiç yapmadığım bir işi yaptım. Bilezik almak isteyen bir kadın, takamıyorum bana yardım et deyince, bileziği koluna takarken, bunu sanki zor oluyormuş gibi geciktirerek yaptım ki, kolu bir iki saniye daha elimde kalsın diye düşündüm. İşte senin başına gelenin sebebi budur demiş. Peygamber Efendimiz(s.a.v) bir Hadisi Şeriflerinde” Başkalarının hanımlarına iffetli davranın ki sizin hanımlarınız da iffetli ve namuslu olsunlar” buyurmuşlardır.
Cenabı Hakkın hayatımızda bizden utanmamızı istediği şeylerden utanacağız. Ama utanmamızı istediği şeylerden de asla utanmayacağız.
-Kişi gece hanımı ile yaşadıklarını anlatmaktan utanacak.
-Kişi gizli işlediği bir günahı anlatmaktan utanacak.
-Kişi başkalarının kirli çamaşırlarını araştırmaktan ve anlatmaktan utanacak.
-Kişi avret yerlerini göstermekten ve başkalarının avret yerine bakmaktan utanacak.
-Kişi hanımını ve kızlarını başkalarına göstermekten utanacak.
-Kişi ramazanda açıktan oruç yemekten utanacak.
Utanılmaması gereken yerlerde de asla utanmayacağız.
-Dinin emirlerini yerine getirmekten utanmayacağız.
-Misafir kaldığımız evde guslü icap ettiren bir durum olmuşsa, gusül abdesti almaktan utanmayacağız.
ALLAH hepimizi utananlardan eylesin. Amin. Selam Ve Dua İle.