Hangi siyaset

Macit Uluçamlıbel

Siyaset ne için yapılır?

Hizmet için?

Makam için?

Olması gerekeni konuşacaksak tabi ki hizmet için yapılır.

Siyasetçilerin bir davaları, hedefleri olur. İnandıkları dava için, hedeflerine varabilmek için yol kat ederler. Siyasete girerken herkesin asli hedefi ise kendisinin ve çevresinin mahrum kaldığını düşündüğü hizmeti, kendisi gibi hizmet bekleyen herkese ulaştırmaktır.

Sonra ne olur?

Hizmet aşkıyla çıkılan yol uzar da uzar… Hizmetler meşakkatlidir, siyasetçi kendisinin olmadığı bir platformda milletin hizmet alamayacağını düşünmeye başlar. Ondan başkası millete hizmet edemez, o olmadan dava yürümez, o olmadan bitmeyen hizmet yolu çıkmaz sokağa döner…

Koltuk önemli mi? Olur mu canım ne alaka! Koltuk dediğin neden önemli olsun ki? Derdimiz hizmet bizim. Hem bu bir bayrak yarışı değil mi? Hizmet için bugün biz varız yarın başka dostlar devam ederler, gibi basmakalıp cümlelerle çıkılır yola. Ama bu ağır yükü başkası taşıyamaz değil mi? Liderin uygun gördüğü makamda hizmet için elden gelenin en iyisini yapacağız denir. Lider başkasını makama uygun gördüğünde ise lideri de bırakır hizmet için lidere de sallanır.

Makam öyle tatlı gelir ki makam gitmesin diye, yola çıkarken konuşulanlar bir kenarda bırakılır yeni yeni cümleler kurulur. Makama giden yolda konuşulanlarla makamda kalmak için konuşulanlar arasında dağlar kadar fark olur.

Bir anekdot arası verelim tam burada;

Profesör bir öğrenciyi kürsüye çağırıp
-anlat dersi, demiş
öğrenci başlamış anlatmaya
-şimdi kürsünün üstüne çık, devam et
öğrenci kürsüye çıkıp devam etmiş
-kürsünün üstüne bir sandalye koy, üstüne çık devam et
öğrenci denileni yapmış
-şimdi sandalye üstüne tabureyi koy, devam et..

Öğrenci artık düşmemek için dengesini kontrol ederek konuştukça konuşmalarında tutarsızlıklar başlamış
Hoca dersi bitirmiş: "İnsan yükseldikçe konuşmalarında tutarsızlıklar olur, çünkü artık beyin söyleneni değil, bulunulan yerden düşmemeyi önceler"

Bazı siyasileri anlatan güzel bir anekdot aslında değil mi?

Olması gereken siyaset, yani hizmet yapılan için yola çıkan ve yollarını hiç şaşırmayan, kendi menfaatlerini milletin menfaatlerinin önüne koymayan siyasetçilerden Allah razı olsun. Emin olun hangi partiden hangi görüşten olduklarının bir önemi de yok dürüst insanların. Onlar sayesinde hizmet almaya devam edebiliyoruz.

Siyasilerin millete hizmet için var olmaları gerekirken maalesef günümüzde millet siyasetçiler hayatlarına devam edebilsinler diye var olmaya çalışıyor.

Kavgasız, gürültüsüz, hiziplerin dönmediği, insanların birbirinin kuyusunu kazmadığı bir siyasi oluşum var mı?

Allah herkese feraset versin…