Halkla ilişkiler mesleğinin hâl-i pür melâli-3

Dr. Ramazan Tuzla

Halkla ilişkiler mesleği ve iletişim mezunları için neler yapılabileceği mevzusunu bu yazımızla sonlandıralım.

Oluşturulacak yasal bir zemin ile ortaokullarda öğrencilere verilen medya okuryazarlığı dersinin, yalnızca iletişim ve halkla ilişkiler mezunları tarafından verilmesinin yolu açılmalıdır.

Bu mesleği, kabul edilebilir bir meslek haline getirecek başka bir çalışma da, bizzat iletişim fakültelerinin, bütün kamu kurum ve kuruluşlarını hedef kitle olarak seçmesi ve bu kurum ve kuruluşlara halkla ilişkiler mesleğini tanıtmasıdır.

Bu zamana kadar bütün kurum ve kuruluşlar kendi çabalarıyla halkla ilişkileri öğrenmeye çalıştılar ve katettikleri mesafenin, kendi gayretleri ile olduğunda hiç şüphe yoktur.

Sadece öğrenci yetiştirmenin, bir meslek bilincinin oluşmasına yetmediği ortadadır. Bu öğrencileri bekleyen ve halkla ilişkiler mesleğinin öneminin farkına varmış olan kurumların varlığı, bu meslek için hayati önem taşımaktadır. Bu görevin asli aktörleri, halkla ilişkiler eğitimi veren hocalardır ve bu insanların üstleneceği bir misyon, öğrencileri için harcadıkları emeklerin de boşa gitmemesi için atılmış önemli bir adım olacaktır.

Hedef kitle olarak seçilen kurum ve kuruluşlardan yapılacak geri dönüşler, eğitim stratejisinin oluşmasında yadsınamaz bir veri oluşturacaktır.

İletişim hocaları tarafından yapılacak bu çalışma aynı zamanda, kurum ve kuruluşların kendilerini tanımalarına da imkân tanıyacaktır. Bu kuruluşların, bu süreçte elde edeceği bilgiler, bu zamana kadar halkla ilişkiler noktasında nerede durduklarını tespit etmelerine de kapı aralayacak ve kendi eksiklerinin farkına varan kurum ve kuruluşlar, halkla ilişkiler noktasındaki eksikliklerini, bu konuda ehliyet sahibi insanların/iletişim mezunlarının emekleri ile giderebileceklerini göreceklerdir.

İletişim fakülteleri, öğrencilerini bekleyen gerek kamu gerekse özel sektör kuruluşlarıyla ne zaman iletişime geçer ve ismi ile müsemma olacak şekilde tavırlar sergilerse, o zaman bu fakülteler kendilerinin can suyu için eşsiz bir kaynak bulmuş olacaklardır.

Halkla ilişkiler mesleğine saygının yolu, iletişim fakültelerinin iletişime geçmesinden geçmektedir.

“Neden bu kadar çok iletişim fakültesi açılıyor” mevzusu, derinlemesine ele alınması ve irdelenmesi gereken bir konudur. Bu husus, henüz bu mesleğe neden saygı duyulmuyor sorusuna cevap noktasında etki etmeyen bir husus olsa da, sonraki yıllarda iletişim fakültelerinin en temel sorunlardan biri olmaya aday bir konumdadır. Az olanda kıymetin olduğunu biliyoruz, çoklukta da ne olduğunu gâyet iyi biliyoruz.

Konuyu hulasa etme gayesiyle şöyle bir benzetme yaparsak, hissiyatımızı sanırım daha iyi yansıtmış oluruz:

Yolculuğa çıkıyorsunuz ve bu yolculuğunuzu tatlı kılacak olan, varacağınız yerde sizi birisinin ya da birilerinin bekliyor olmasıdır. Bu düşünce, en zorlu anlarda bile size yolculuk için dayanma gücü verecek ve yolculuk bittiğinde siz, ya özleyen ya da özlenen olarak sizi bekleyenlere kavuşacaksınız. Bu yolculuk, gâyeli bir yolculuktur ve sonu mutlulukla bitecektir.

Halkla ilişkiler eğitimini bu yolculuğa benzetirsek, bu eğitimin sonunda sizi bekleyen çalışma alanları ve fayda mekânları var ise, bu eğitime dört elle sarılacak ve hiçbir zorluktan yılmayacaksınız. Sonunda gayretinizin neticesini alacak ve bir unvan sahibi olarak sizi bekleyen bir kurum ya da kuruluşta görev alarak gâyenizi gerçekleştirme sevincini yaşayacak ve kendinize yeni gâyeler belirleyeceksiniz

Böylelikle, halkla ilişkiler mezunu, hak ettiği yeri bulacak ve bir unvan sahibi olarak toplumsal rolünü en güzel şekilde oynayacaktır.

Adâlet ve huzurun temelinin de, haklı beklentilerin karşılandığı ortamlara dayanacağı hususunda hiç kimsenin şüphesi yoktur.

Halkla ilişkiler mezunları, yaptıkları işi halkla ilişkiler uzmanlığı olarak tanımlıyorlar ve bu mesleğe saygı duyulmasını istiyorlarsa, önce meslek bilincinin oluşturulması çaba sarfetmek zorundadırlar

Meslek edindirme kurslarından sertifika alanların halkla ilişkiler uzmanı olduğu toplumumuzda, böyle giderse, diploma sahibi halkla ilişkiler mezunlarının ayırt edilebileceği bir ortam kalmayacaktır.

“Sen de mi halkla ilişkiler uzmanısın” sorusu, gönlümüzü yaralamaya devam edecektir.