Halka hizmet Hakk’a hizmettir. Günlük hayatımızda sadece sloganik bir söylem olarak mı yer alıyor dersiniz? Bence öyle… Neden mi?
Kamu kurumlarının hangisine giderseniz gidin çoğunda muamele kötü. Muhatap olduğunuz çoğu çalışan size insanca davranmıyor. “Buranın söz keseni benim!” edasıyla yaşı başı fark etmeksizin her geleni bir hizaya çekmeye çalışıyorlar.
Hastaneye gidiyorsunuz; sekreter doktordan daha kıdemli adeta. Kan aldırmaya gidiyorsunuz, sırayı bir an önce sonlandırmak için daha kolunuzdan iğneyi çeker çekmez kalkmanızı istiyorlar, toparlanmak için vaktiniz yok, hemen azarı yiyorsunuz.
Birçok insan sıra beklerken yedi sekiz bankosu olan birimlerin üç dört bankosu faaliyette. Diğerleri orada laf ayaküstü muhabbet derdinde. Beklemeye mahkumsun, itiraz etmeye hakkın yok, Hep haklılar.
Tahlillerin çıkacak, doktordan bir kez daha sıra alacaksın, yetişmezse ertesi gün sabah gelip tekrar sıra alacaksın, öyle göstereceksin doktora tahlilleri. Bu durumdan şikayetlendiğin zaman da doktorun çok yoğun olduğu cevabını alacaksın. İlgili birimde 4 doktor varsa bir doktor görev yapıyordur o gün. Sen bekleyeceksin, vaktin olacak, iki gününü bu hengameye ayıracaksın.
Yaşlılara öncelik hakkı varken saatlerce bekletiliyorlar. Emekli ya, evde oturacağına ilgili kamu kurumunda oturuverir, işi biraz gecikse ne olur?
Bunları yazarken çocukluğumda annem ve kardeşlerimle doktor sıra kuyruğu, ilaç sıra kuyruğu ve ilaç alma kuyruğuna girdiğimiz günler geldi. O günlerde imkan yoktu, şartlar çok kötüydü. Rezillik çekiyorduk.
Şimdi ise şartlar ileri derecede iyileştirildi; ama çalışanların muamelesi yüzünden birçok kişi özel kurumları tercih ediyor. Bir terslik yok mu bu işte?
“Bir devlet kurumuna atanayım da sonrası kolay!” mantığıyla hareket edenler, işini hakkıyla yapanlarını da zan altında bırakıyorlar. Devlet kurumlarında çalışıp performansı taban yapan insanlar gözden geçirilmeli ve özellikle zaman zaman insan ilişkilerini iyileştirme adına ciddi eğitimler verilmeli.
Halka hizmetin Hakk’a hizmet olduğunu düşünen herkes, o minvalde hizmet verir. Bulundukları görev yerlerini işgal etmeye kimsenin hakkı yoktur. Hakkını vererek çalışacak olan insanların hakkını gasp etmektir bu.
Benim önerim; devlet kurumlarında çalışan herkesin, hakları korunarak, sözleşmeli hale getirilmesidir. Hakları korunmasından kastım; kişilerin özel kurumlarda olduğu gibi her an işten çıkarılma korkusu olmadan performanslarına göre birkaç yıllık periyotlar dahilinde anlaşmalar yapılarak işe alınmasıdır.
Böyle bir sistem insanların işine dört elle sarılmasını sağlayacaktır. Her önüne geleni azarlayamayacak, her kafasına estiğinde mesai saatleri içerisinde işine ara veremeyecektir.
Aksi takdirde devlet kurumları yığınla insanın “sözde” çalıştığı ama istenilen düzeyde iş çıkaramadığı kurumlar olmaktan kurtulamayacaktır.
Devlet kurumlarından hizmet almayı önceleyen insanların işlerini kolaylaştıracaktır. Özellikle sürekli insanlarla muhatap olan çalışanlara insan ilişkilerini geliştirici eğitimler verilmesi bizlerin de sağlıklı hizmet almasını kolaylaştıracaktır.
Halkın işini kolaylaştırmak için kurulan bu kurumların asıl amacına hizmet etmesi sağlanacaktır. Kolaylaştırmak yaraşır bize; zorun üstesinden geliriz de, bu devlet kurumlarımızda olmasın. Yeterince zorluk var çevremizde, enerjimizi o zorluklar için harcayalım.
Allah hakkıyla çalışan herkesin yardımcısı olsun.