Başlıktan hiçbir şey anlaşılmadığını biliyorum. Ne dikkat çekmek ne de sansasyonel olsun gibi absürd bir düşüncem yok. Aslında başlık Allah’la (C.C) ilgili. Fakat ispat kelimesiyle yan yana gelmesine gönlüm razı olmadığı için böyle bir başlığı uygun gördüm. Garibim Müslümanlar, bir kişiyi kazanıp iman etmesine vesile olabilir miyiz düşüncesiyle ateistlere Allah’ın varlığına dair deliller getirip dururlardı.
Onlar da bizim bu savunmamızı tepe tepe kullanıp akıllarınca ispatta yetersiz kaldığımız düşüncesiyle galibiyetin(!) tadını çıkardıklarına hükmederlerdi. O, bir fasıldı geçti artık. Kitaplarını zevkle okuduğum bir fikir adamımızın eserlerinin birinde şöyle bir cümlesini hatırlıyorum mesela. ‘’Allah’ın varlığı tezdir, inanmayanlar antitezlerini getirsinler’’ anlamında kurduğu cümleyle biz onlara Allah’ı ispatlamak zorunda değiliz demek istiyordu aslında.
İyi güzel ama Allah’ın varlığının ‘’tez olduğu’’ cümlesi de bana göre beklenen vurguyu yapmakta zayıf kalıyor. Bendeki Yabancı Kelimeler Sözlüğü; ‘’tez’’in Fransızca (these) olup ‘’ ileri sürülerek savunulan fikir’’ anlamına geldiğini söylüyor. Ayrıca iddia, söz, bahane, mazeret anlamları da yüklenmiş. Akademik çevrelerce kullanılan tez de, bir kanuni kesinliği ifade etmiyor.
Çünkü gizli bile olsa ‘’doğru da olmayabilir’’ anlamında zihnimize baskı yapıyor. Bunu hissedebiliyoruz. Ancak, fizikde voltla amperin çarpımı Watt’ı yani o kaynağın toplam elektrik gücünü verir bir tez değil bir kanundur. Varlığı başka bir varlığa bağlı eşyanın taşıdığı değere, kesinlik izafe ederek kanun derken hiçbir şey yokken sadece kendisi var olan Allah için daha muğlak olan tez ifadesini kullanmak benim içime sinmiyor. Çünkü Allah’ın varlığı ve birliği bizim açımızdan bir hükümdür, mutlaklıktır ve kesinliktir.
Olabiliri olamaz. Kur’an ifadesiyle: ‘’De ki:Kainatı kim yarattı? Allah diyecekler.’ ’ Allah, bizim dilbilgisi kuralları açısında burada özne midir? Evet. İnanmadığı iddiasında olanlar; kendilerinin de bir çeşit özne olduğunu söylemeye çalışan histerik ölülerdir. ‘’Düşünüyorum o halde varım’’ diyerek her şeyin akıldan ibaret olduğu iddiasının gerçek olduğunu zannetmeleri asli yanılgılarıdır diye düşünüyorum.
1995 yılında beyinde ‘’duygularla ilgili aktif alanlar’’ bulunduğu ve Mevlana’nın düşünce sisteminin yeniden ele alınarak ‘’duygusal zeka tanımı’’ yapılması ateistleri ilgilendirmiyorsa, onlara Allah’ı ispat için harcanacak zamanım yoktur. Nitekim ateist olduğunu söyleyen bir Yahudi ‘’Ben ateistim ama sen bana inanma. Çünkü Tanrı’yı inkar ispattan daha zordur’’ diyordu bir gazeteciye verdiği röportajda. Böylesine neden emek harcayayım? Böyle birisiyle zorunluluktan muhatap olursam: ‘’De ki: öyleyse haydi onun gibi bir süre getirin. Allah’tan başka kime gücünüz yeterse çağırın’’ diyerek meydan okuyor Allah; bu çağrıya bir cevabın varsa getir konuşalım der konuyu kapatırım. Sonuç olarak ‘’düşünüyorum o halde varım’’ değil ‘’O var ettiği için düşünüyorum. O halde emrettiği için yapıyorum. ‘’ ‘’Gücünüz yettiği kadar’’ buyuruyor Peygamberimiz de(S.A.V.)Ben de öyle yapıyorum.
Allah beni benden soracak önce, ateistten değil. Ben nasılım ona bakıyorum. Selamlar.