Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, muhalefetin laiklik anlayışını eleştirdi. Bakan Tekin, konuşmasında şu ifadelere yer verdi; "Sizin laiklikten anladığınız şey ile benim anladığım şey aynı değil. Ben laiklikten bütün vatandaşların hangi dine inanırlarsa inansınlar dini inanç ve ibadet hürriyetinin devlet garantisi altına alınmasını anlıyorum." Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Konya Şube Başkanı Nazif Karıler ise Bakan Tekin’in açıklamasını destekleyerek gazetemize özel açıklamalarda bulundu.
‘ORTAK BİR LAİKLİK ANLAYIŞINDA BULUŞULMALI’
Nazif Karlıer, açıklamasına şu sözlerle başladı; “Tek bir laiklik anlayışı var ama maalesef herkes kendi bakış açısıyla tarif ediyor. Daha önceki yıllarda başörtüsüyle ilgili yapılan uygulamalarda laiklik öne sürülmüştü. İnsanların başörtülerini açmaları noktasında çalışmalarda bulundular. Bu zaten hiç doğru değildi. Bakan Tekin bunların üzerine insanların inançları doğrultusunda yaşayabileceğini, buna göre giyim-kuşamlarını belirleyebileceğini ifade etti. Her kim, hangi dine mensup olursa olsun dinini yaşama konusunda devlet bir garanti veriyor. Bizler de bunu algılıyoruz. Bakanın açıklamalarını doğru buluyorum. Herkes ortak bir laiklik anlayışında buluşmalı.”
‘DEĞERLERİMİZ MENFAATLERE KARŞI KULLANILMAMALI’
Değerlerimizin menfaatlere karşı kullanılmaması gerektiğini vurgulayan Karlıer, “İnsanlar dinlerini, özel hayatlarını yaşayabilme noktasında zorluk yaşadılar. Kamusal alan neredeyse sokağa kadar çıkacaktı. Eğitim alanında okul, bahçe ve sınıflar kamusal alan sayıldı ve başörtüsü bu noktalarda yasaklanmıştı. Bu tür uygulamalar hiç doğru değil. Atatürkçülük adı altına sığındılar. Atatürk gibi bir değerin, bu tür kendi menfaatlerine karşı kullanılmasına karşıyız. Değerler, şahsi menfaatler için kullanılmamalı.” ifadelerine yer verdi.
‘GELİŞMİŞ ÜLKELER BUNLARI TARTIŞMAZ’
Gelişmiş ülkelerde insanların inançları ve ibadetleri konusunda bir tartışma söz konusu olmadığını belirten Karlıer, “Biz hala insanların giyim-kuşamları üzerinden değerlendirme yapıyoruz. Bu da gelişmekte olan ve gelişmemiş ülkelerde sürekli tartışılıyor. Gelişmiş ülkelerde biz bu konuların tartışıldığını görmüyoruz. Ne başörtüsü ne de ibadet söz konusu olmuyor. Yönetim ya da devlet verdiği işin karşılığını alıyorsa bunlara bakmıyor. Başını örtebilir veya örtmeyebilir, namaz kılabilir veya kılmayabilir, kiliseye de gidecekse gidebilir. Onlar bu konularla ilgilenmiyor, sadece verdiği işin karşılığında ne aldığına bakıyor.” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.