1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısı ile Hak-İş Konfederasyonu tarafından depremin merkez üssü Kahramanmaraş'ta "Emeğin Evrensel Gücü: Hak-İş" temasıyla etkinlik düzenlendi.
İstasyon Mahallesi Gar önünde düzenlenen etkinliğe Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan katıldı.
Kentte ilk olarak Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığı İtfaiye Daire Başkanlığını ziyaret eden Arslan, burada depremde arama kurtarma çalışmalarına katılan itfaiye personeli ile bir araya gelerek 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günleri'ni kutladı.
Daha sonra Gar önüne gelen Arslan, 6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kilis, Malatya, Osmaniye, Şanlıurfa ve Elazığ, başta olmak üzere Türkiye'nin birçok ilinden gelen işçilere seslendi.
Kahramanmaraş'ın acılarını paylaşmak ve yürek yangınını söndürmek için 1 Mayıs programını burada yapmak istediklerini anlatan Arslan, Hak-İş olarak bugün Kahramanmaraş ile 81 ilin meydanlarda olduklarını belirtti.
Arslan, Türkiye tarihinin en büyük deprem felaketinin acısını yüreklerinde yaşadıklarına vurgu yaparak, Hak-İş olarak depremin ilk anından itibaren yaptıkları çalışmaları şu şekilde özetledi:
"AFAD ile koordineli bir şekilde 3 ayrı kurtarma timimizi deprem bölgesine, Maraş'a gönderdik. Hak-İş'te, Afet Koordinasyon ve Kriz Merkezi'ni oluşturarak ihtiyaç duyulan yardım malzemelerinin bölgeye ulaştırılmasını sağladık. Deprem bölgesinde incelemelerde bulunarak, ihtiyaçları yerinde tespit ettik ve yardımlarımızı AFAD koordinasyonunda bölgeye ulaştırdık. Depremin ilk anından ayni yardımlarımızın yanı sıra üyelerimiz başta olmak üzere depremden etkilenen vatandaşlarımıza yönelik 250 milyon liraya yakın yardımda bulunduk. Bu Türkiye'deki sivil toplum ve sendikalar konfederasyonlar içerisinde en yüksek rakamdır. En öndeyiz, ilkiz, lideriz. Biz sadece konuşmuyoruz. Sadece laf etmiyoruz. Biz yapıyoruz."
"Emekli aylığı alt sınırının, asgari ücret düzeyine çekilmesini istiyoruz"
Arslan, ayrıca Hak-İş teşkilatları olarak hem gönül kapıları hem de evlerinin kapılarını depremden etkilenen vatandaşlara açtıklarını ifade etti.
İşçilerin sorunlarının çözüme kavuşturulması adına farklı başlıklar altında çalışma yaptıklarını anlatan Arslan, şöyle devam etti:
"Kayıt dışı istihdam ve işsizlikle etkin bir şekilde mücadele edilmesini istiyoruz. Milli gelirden ekonomik büyümeden ve refah artışından aldığımız payın arttırılmasını istiyoruz. Emekçiler olarak pandemi, ardından Rusya-Ukrayna savaşı, son olarak doğal afetler ve bütün bunların ulusal ve uluslararası piyasalara etkilerini ağır bir şekilde en çok biz yaşıyoruz. Emekçilerin enflasyona karşı korunmasını daha fazla istiyoruz. Asgari ücret tespit komisyonunun yapısının katılımcı bir anlayışla yeniden belirlenmesini istiyoruz. Bütün çalışanları koruyacak, toplu sözleşme düzenini bozmayacak, çalışanların aileleriyle birlikte insanca yaşamasına imkan tanıyacak ücret düzenlemelerinin yapılmasını istiyoruz. Tam da bugün bunun zamanıdır. Yaşadığımız yüksek enflasyon, enflasyonun düşmesine rağmen fiyatları düşürmeyenlere karşı kamunun ve devletin daha fazla inisiyatif almasını istiyoruz. Emekli aylığı alt sınırının, asgari ücret düzeyine çekilmesini istiyoruz. İşsizlik sorununa çözüm bulmak için bu amaçla yeni sistem ve modeller geliştirilmesini istiyoruz. Bireyi esas alan, düzenli asgari gelir yardımı sisteminin bir an evvel kurulmasını istiyoruz."
"Doğal afetlere karşı güvenli konutlar ve şehirler istiyoruz"
İş kazaları ile meslek hastalıklarının artık son bulmasını ve çalışanların, iş sağlığı güvenliği tedbirlerinin işverenler tarafından daha fazla gözetilmesini istediklerini aktaran Arslan, "Çocuk işçiliği ve istismarının önlenmesini mesleki yeterlilik belgelerinin yaygınlaştırılmasını istiyoruz. Kıdem tazminatında kazanılmış haklar korunarak erişiminin daha da kolaylaşmasını istiyoruz. Doğal afetlere karşı güvenli konutlar ve şehirler istiyoruz. Afetlere hazırlık, müdahale ve yeniden inşa konusunda yenilikçi politikaların zorunlu olduğuna inanıyoruz. Yangında, selde, depremde iş kazalarında canlarımız yanmasın istiyorum." diye konuştu.
12 Eylül 1977 tarihinde Taksim'de yaşanan olaylarıyla ilgili de görüşlerini dile getiren Arslan, bu tür olayların bir daha yaşanmaması için hem devletin hem de sendikaların üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesini istediklerini ifade etti.
"Milletimizin iradesinin üzerinde hiçbir iradeyi tanımıyoruz"
Arslan, 14 Mayıs'ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili seçimleri ile ilgili de değerlendirmelerde bulundu.
"Hiç kimse bizim için kirli hesaplar yapamaz. Yapmamalı. Bu senaryoları yazamaz. Yazdırmayacağız. Yine buradayız. Yine ayaktayız. Yine güçlüyüz. Ve daha çok kararlıyız." diyen Arslan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Türkiye önemli bir seçime hazırlanıyor. 14 Mayıs seçimleri, Türk demokrasi tarihi için çok önemli bir seçimdir. Seçimlerin başarılı ve bir şekilde sonuçlanacağına ve millet iradesinin bir kez daha tecelli edeceğine yürekten inanıyoruz. Milletimizin iradesinin üzerinde hiçbir iradeyi tanımıyoruz. Bu iradeyi yok sayanlarla mücadeleye devam edeceğiz. Biz bu iradenin sandığa yansıması konusunda elimizden geleni yapmaya edeceğiz. Onun için 14 Mayıs'ta hep beraber sandığa gideceğiz. 14 Mayıs seçimlerinde, bu millet, bu ülkenin kahraman evlatları, Kandil'deki ve Pensilvanya'daki teröristlerin ülkemiz için kurdukları hayallerini inşallah yerle bir edecekler. Milletimiz tıpkı 15 Temmuz destanı gibi yeni bir şahlanış ortaya koyacak ve inşallah emperyalistlerinin oyununu bozacağız. Eli kanlı teröristlerin her gün Kandil'den ve Pensilvanya'dan yaptıkları tehditleri duymazdan gelenler, görmezden gelenleri buradan bir kez daha uyarıyoruz. Açıkça ve terör örgütlerinin isimlerini vererek bu saldırıları kınamalarını bekliyoruz. Aksi halde millete hesap vereceksiniz. Teröristle yan yana gelenler bu millete hesap verecek."
Arslan'ın alanı dolduran işçilere karanfil atmasının ardından Hak-İş'in 1 Mayıs bildirgesi okundu.