Hain Nesil

Ömer İnal

 ‘’Altın nesil’’ yetiştiriyoruz diyerek milletin parasını, umutlarını ve inançlarını sömürenler, hain nesil yetiştirmiş meğer… Ellerine geçen ilk fırsatta kendi milletine ihanet etmekten geri durmadılar.

Kendilerine emanet edilen silahı, tankı, uçağı; düşmanımıza değil, kendi halkına çevirdiler.

Bu alçaklar bizi hem sırtımızdan vurdular hem de inançlarımızdan vurdular.

Darbeciler,  ‘’hiç acımayın sıkın, kalabalığı dağıtın’’ emrini verirken bile

‘’Allah yardımcınız olsun’’ demeyi ihmal etmediler,

Yani bu alçakların ‘’Allahuekber’’ diyerek boğaz kesen DAEŞ’ den hiçbir bir farkı yok.

Bu hainler aslında en büyük zararı dinimize, İslam’a verdiler.

Alnı secdeli göründüler, Ağzı dualı göründüler, Hoşgörü dediler, bir milleti kandırdılar

Dinlediler, sızdılar, şantaj yaptılar, servis yaptılar ve mağdur ettiler,

Devlet düzenimizi harap ettiler.

Peygamberimizi (SAV) rüyamızda gördük ‘’twetleri katlayın’’ dediler, (hâşâ) stada geldi dediler,  (hâşâ) kamyonlara bindirdiler.

Ülkemizin itibarıyla oynadılar. İnsanların birbirine olan güvenlerini yok ettiler, herkese kuşkuyla bakılmasını sebep oldular.

Rabbim, benim dinime, ülkeme ve halkıma böyle zarar verenlerden her iki cihanda da davacıyım…  Rabbim sen bu fitnecilere, vatan hainlerine bir daha imkân verme, Sen bizlere, bu topraklara canıyla hizmet edecek nesiller ihsan eyle…

*******

Bu işgal girişiminin taşeronu FETÖ terör örgütü, gerçek sahibi ise ABD’den başkası değildir. PKK’yı ve onun Suriye uzantısı PYD’yi kullanan ve Türkiye’nin tüm itirazlarına rağmen müttefik ilan eden ABD, terör örgütleriyle diğer ülkelere ayar vermeye ve düzen kurmaya kendine vazife bilmiş bir fitne devletidir.

ABD’nin Suriye’yi parçalama ve güney sınırımıza terör devleti kurma planlarına Türkiye büyük oranda engel olmaktadır. Ayrıca Rusya ile olan ilişkilerini düzelterek Suriye’de yeni bir çözüm üretmek isteyen Türkiye, Suriye konusunda ABD ve Avrupa ile adeta bilek güreşi durumundadır.

Tüm bunların yanında çok yakın bir zamanda, BAHOZ ERDAL kod isimli PKK’lı imha edilerek, ABD’ye büyük bir mesaj verilmiştir. ‘’Güney sınırımızı terör örgütüyle kuşatmanıza müsaade etmeyiz’’ mesajı, anlaşılan ABD’yi çılgına çevirmişe benziyor ki, çılgına işlere kalkışıyorlar.

Olayın yaşandığı 15 Temmuz akşamında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gizli bir kodla İstanbul’a gelmekte olan uçağın radar kayıtlarını sosyal medyaya paylaşan gölge CIA olarak bilinen Stratfor adlı örgütün neyi amaçladığı ve kime yardım etmek istediği ise gayet açıktır.

Tüm bunlarda bize göstermektedir ki, ABD bu işin baş aktörüdür. İslam Dünyasına zarar vermek için elinden geleni yapan ABD, kendi ülkesinde samimi bir Müslümanı koruyup kolladığını düşünmek en hafif tabiriyle saflık olur.

Bu yaşanılanlardan çıkarmamız gereken bir diğer ders ise, istihbarat alanında çok boyutlu bir yenilenme hatta yeniden yapılanmaya duyulan ihtiyaçtır. Gerek bu darbenin haber alınamayışı gerekse de ülkedeki önemli makamların milli değerlerden uzak kişilerce ele geçirilmiş olması durumu, ülkemizin istikbali ve istiklali açısından çok önemlidir.

İstihbaratın yurt içi ve yurt dışı istihbarat olarak ayrılması ve daha etkin bir hale getirilmesi daha sağlıklı olacaktır. Ayrıca devletin önemli kurumlarına gelecek olan kişiler çok detaylı bir incelemeye tabi tutularak sızmaların öne geçilmelidir.

Rabbim, Din-i İslam-ı Mübine hizmetkârlık yapan bu milleti sen zelil eyleme, Devletimize zeval verme. Ordumuzu peygamber Ocağı eyle, Aziz ve muzaffer eyle.

Selametle..