Cumartesi günü yoğun siyasetin sıcak atmosferinden biraz kaçma olanağımız oldu. KOP ile Konya Yazarlar Birliğinin organizasyonunda “Yazılacak Çok Şeyimiz Var” gezileri çerçevesinde KOP’un organizesiyle Seydişehir’in Yaylacık Köye ile Bozkır, Mavi Boğaz’ı kapsayan Doğa ve Foto Safari Gezisine katıldık.
Konya’mızın fotoğraf üstatlarından İbrahim Dıvarcı bu geziye katılamadı, zira Dıvarcı ailesine bir birey daha katılıyormuş.
Hayırlı mübarek olmasını diliyoruz.
Bu gezinin benim açımdan üç faklı başlığı oluştu. Tabi bu üç başlığı bir yazıda yazmak mümkün değil.
Önce isterseniz bu üç başlığı size yazayım. Birincisi memleketimin dağlarına tam anlamıyla Sonbahar gelmiş. Sonbaharı iliklerinize kadar hissettirecek bir doğa var dağlarımızda, tarlalarımızda.
İkinci başlık KOP’un kalkınmaya katkısı ve İl Özel İdare ile organize çalışma.
Üçüncüsü, KOP İdaresi Başkanı Prof Dr Mehmet Babaoğlu’yla yapmış olduğumuz ve Konya’nın ulaşımı, kalkınmasıyla ilgili öneriler.
Başlıklara almadım ama bir konu daha var; onu bu yazı çerçevesinde mi yazarım yoksa ayrı bir başlık ile mi yazarım bilmiyorum.
O da Konya’nın en temel sorunu, her kurum ve oluşumun kendine özgü bir ajanda oluşturması ve kendilerinin ajandalarının dışındaki bütün görüş, önerileri ve kurumları devre dışı bırakmak arzusu.
Bunun başka bir ismi de içimizi kemiren fitne, içimizi kemiren hırs…
Neyse öncelikle ilkyazımıza KOP’un kırsal kalkınmaya yapmış olduğu katkıyla başlayalım. Şimdi öncelikle şunu belirtelim, KOP bölgesinde 65 bin kilometre alanı kapsıyormuş. Bu Türkiye’nin yüzde 8,5’ine tekabül ediyormuş. Nüfus olarak Türkiye’nin yüzde 4’ü bu bölgede yaşıyor. Bu bölgede 4 il 50 ilçe, 263 belde ve 1002 köy bulunmaktaymış.
Konya özelinde konuşursak KOP Konya’yı ikiye ayırmış. Akşehir’den Taşkent’e kadar kırsal kesim olarak ifade edebileceğimiz bir dağ bölgesi hilali. Çok ciddi oranda göç veren kırsal kesim.
Ve diğer Konya, ova küresi, bu bölge göç vermiyor ve daha gelişmiş bir bölge olarak görülüyor.
Kırsal kesimin kalkınması için en önemli argüman olarak havyacılık ile tarım öngörülüyor.
Ovaya şimdi girmeyeceğim, onu ikinci yazımızda yazacağımızı belirtelim.
Çünkü içinde, lojistikten sanayiye, hizmet sektöründen enerjiye kadar çok geniş tartışma konuları var.
Kırsal kesimde meyvecilik, küçükbaş hayvancılık, göçü durdurabilecek, bir kalkınma modeli olarak görülüyor.
Bu konuda çok önemli adımlar atmışlar.
Yaylacık Köyü’de bunlardan birisi, kışın yağan yağmuru muhafaza altına alacak su depolama alanları yapılmış. Yazın buralardan çilek, kiraz bahçeleri sulanıyor ve ihraç edilen, nitelikli ürünler alınıyor. Bölgenin geliri kişi başına 100 liradan 1000 liralara çıkarılmış.
KOP, Tarım İl Müdürlüğü, belediyeler ve İl Özel İdaresi işbirliği yapıyor.
“İl Özel İdaresi kapanacak ondan sonra ne olacak” diye KOP İdaresi Başkanı Mehmet Babaoğlu’na sorduk.
Büyükşehir bu konuları devralacakmış.
Başkanın kırsal alana bakışı burada belirleyici olacak. Tahir Beyle bu konuları görüşmüşler, Tahir Bey’e iki öneri sunmuşlar, bunlar, ‘Kırsal Kalkınma Daire Başkanlığı’,’Kırsal Bölge Ulaşım ve Altyapı Daire Başkanlığı’…
“Bu daire başkanlarıyla biz kalkınmaya katkımızı sürdürürüz” diyor Babaoğlu.
Büyükşehir bu konuda adım atmazsa?
O zaman da Tarım İl Müdürlüğü, belediyeler, Valilikle bölgenin kalkınması için kaynak aktarabilecekleri ifade ediyor.
Mehmet Babaoğlu, “şu ana kadar bölgenin kalkınması için 360 milyon liranın üzerinde bir kaynak aktardık, aktaracağız, paramız hazır, projeler geldikçe kaynağı aktaracağız” diye de ekliyor.
Şunu belirtelim, kırsal kalkınmayı başaran bir Konya şehir merkezine de nefes aldıran kalkınmış ve gelişmiş bir Konya olacaktır.
Görünen bu…
Cumartesi devam edeceğiz.