Çevremizde bazı insanlar vardır. Siz istemeseniz de konuşurlar ve sizi sıkarlar. Ama genellikle kırılmasınlar diye ses çıkaramayız bu insanlara. Ses çıkarsanız da bazen işe yaramaz. Onlar hep kendileri haklıdır. Diğer insanların ne düşündükleri önemli değildir.
Çok bilmişlerdir.
Bilgiç kesilirler.
Hemen her konuda Alim kesilirler. Aslında konuştuklarının içi de boştur. Ama maalesef bunun pek farkında değillerdir. Siz uzak durmak isteseniz de bırakmazlar sizi. İstemesek de çevremizde bunlardan epeyce var maalesef.
Biz bu insanlardan olmayalım elbette. Çok sıkıcıdırlar çünkü. Ancak bu insanlarla yaşamak zorundayız. Kaçmakla da kurtulamıyoruz. Öyleyse bir şeyler yapmamız gerek. Ama ne yapacağız? İşte burada mizah devreye girmeli.
Mizah gücümüz olmalı yani. Ona haddini bildirmenin en iyi yolu budur. Onun bu durumunu betimleyen bir fıkra veya olmuş bir olay ile ve oldukça sakin davranarak ve gözlerinin içine bakarak gülerek anlatabilirseniz sesini kesecektir inanın.
Ve böylece haddini de bilecektir. Bunun için de çok okumaya ve mizah gücümüzü artırmaya çalışmalıyız. Nasreddin Hoca rahmetli bu işi en güzel başaranlardandır. Kendisini rahmetle ve sevgiyle anıyorum. Bu konuda oldukça zenginizdir aslında.
Ama maalesef son yıllarda insanlar cep telefonlarından kopup da sohbete odaklanamadıklarından maalesef mizah sanatı da kaybolmaya doğru gidiyor. Sanal sohbetler hiç bir zaman yüz yüze yapılan sohbetlerin yerini tutamaz.
Bu sebeple dostlarımızla be sevdiklerimizle mümkün olduğu kadar çok bir araya gelmeli ve yüz yüze sohbetler yapmalıyız. Hem böylece dostluklarımız da artmış olacaktır. Bu sohbetler aynı zamanda stres içinde bunalan insanlarımıza da ilaç gibi gelecektir.
Çünkü çağımızın en büyük hastalığı maalesef STRESTİR.
Saygı ve sevgilerimle.